Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Doğru ve yanlış arasındaki ince çizgi

Doğru ve yanlış arasındaki ince çizgi
 

Ying Yang Mantığı


Uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz :) 

İnsanlarla iletişim kurarken, en çok zorlandığımız konuların basında gelir bu doğru yanlış çatışması, iş hayatında olsun, özel hayatımızda olsun, yeni tanıştığımız veya uzun zamandır birlikte olduğumuz insanlarla aramızda zaman zaman gerçekleşen iletişim kopukluğunun, temilinde yer alır. Ne doğrudur? Ne yanlıştır? Hayatımızda farkında olmadan ya da farkındalık ile birçok yol ayrımına gireriz ve kendi karakterimizi ve kişiliğimizi oluşturacak doğularımızı, yanlışlarımızı, kırmızı çizgilerimizi belirleriz. Bunları belirlerken çevremizin, ailemizin, eğitim sisteminin, iş hayatının, yaşadığımız talihsiz olayların yada şanslı olayların, toplumun, kültürün vs. binlerce algoritmanın beynimizde bir matrix ten gecerek bizim doğru yada yanlışlarımıza etki eder. İlk önce hayatımıza baslarken, ailemiz kendi doğrularını bıze asılamaya baslar, burdan bıraz kacmaya calıstıgımızda, çevremızdekİler kendi doğrularını dikte eder, oradan okula gideriz ve eğitim sisteminin doğruları vardır, daha sonra iş hayatına başlarız ve derler kı onlar fasa fıso doğrular bunlardır, sorgulamaya basladığımızda kendimiz için en iyi olan doğruları seçmeye başlarız.

Aslında insan doğduğunda, tamamen fabrikadan yeni çıkmış bir bilgisayar gibidir. ( bunu herkes bilmekte :) ) Yıllar boyunca ne öğrenirsek yanlızca onu biliriz, başımızdan geçmeyen olaylar hakkında yorum yapmayı sevsek te, başımıza geldiğinde çoğu zaman "Artık doğru yolu buldum" vs. deriz. Aslında size doğruyu ve yanlışı söylemem gerekirse, her doğruda bır yanlış ve her yanlış da bır doğru vardır. Dünya da hiç kimse, doğru olduğunu düşünmediği bir eylemi yapmaz ya da konuşmaz, herkez kendince doğrudur ama yine de biz kendimizi haklı göstermek için, dedikodu'ya başlarız :)  Oda baslar o kendı cevresınden hak gorur sız hak gorursunuz sonra bır noktada olaylar carpıtılmaya başlar "Hayır ben doğruyum" demeye ve çatışma başlar. Dedim ya aklınıza gelebilecek her konuda Ying Yang'ı hayal edin, olaylara tek bir pencereden bakmayın karşınızdaki kişi ile çatışmada mısınız? birkez onu haklı çıkaracak nedenler düşünün, sonra kendi nedenlerinizi düşünün, iddia ediyorum ki dünyada herkezin haklılığını savunabilirim ve bunu siz de yapabilirsiniz, önemli olan kibrinizden hırsınızdan arınıp kendinizi onun yerine koyabilmek. Bırakın herkez kendi yolunda yürüsün, sizin doğrularınızla çatısan bir durumda takılı kalmayın ve çevrenizden hak gördüğünüzde, egonuzu tatmin etmeyın :) Çünkü karşınızdaki kişinin de bır çevresi vardır ve çoğu insan gerçekten düşünerek size hak vermez, sadece hak vermesi gerektiğini düşünerek hak verır. Aslında sizin düşündüklerinizin çoğunu bilmez bile, bir olay herkezde aynı etkiyi yaratmaz. Söyleyeceklerim bu kadardı, bundan sonrasını birkaç örnekle devam edeceğim.

*** Daha önce birkaç kez aldatılmış bir insana birini sevdiğinizi söyleyin, muhtemelen ya olumsuz ya da şüpheci bir yaklaşımda bulunur :) Daha sonra ondan şikayet edin, "beni ihmal ediyor, bana ilgisiz davranıyor" deyin, kendi yaşadıklarından örnekler vermeye başlar "seni aldatıyor" falan der. Muhtemelen ona aşılanan Doğru budur, tabi buda birçok etkene bağlıdır :) Siz kendinizi onun yerine koyup hayal edin, yaşadıklarını anlamaya çalışın, pratiktir bu. Siz yinede sevdiğinizi söyleyin, çünkü daha önce hiç aldatılmadınız, onun Olumsuz oldugunu dusunursunuz değil mi? Gerçekte ise olaylar bırcok matrix'ten geçer, adam soğumuş olabilir ki, bu doğamızda var. bize özgü olan şey ise "kaybetme korkusu" keybetmekten ne kadar korkarsak o kadar fedakarlık yaparız, çoğu zaman sıkıldığımızı belli etmeyiz çünkü yarın yine onu isteyeceğimizi biliriz.

 

*** 20 yaşına kadar bir çiftlikte birbirini görmeden büyütülen 2 kişiyi düşünün, dış etkenler yok, dünyadan uzak, tek bilgi kaynağı ve onu etkileyen şeyler ordaki ailesi, birisine hırsızlık yapmayı ince detaylarına kadar ögretin "Bunu yapmazsan hayatta kalamazsın" deyin, "Kolay yoldan bu şekilde kazanırsın, zaman harcamazsın" deyin ve büyütün, diğerine ahlak dersi verin, "Hırsızlık kötüdür" deyin ve onu adeleti savunması için yöneltin, birgün karşılaştıklarında birbirleri ile nasıl bır çatışmaya gireceklerini hayal edin, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu kim neye dayanarak söyleyebilir?

 

*** Bir toplumda İnsanların %99 unun doğru kabul ettigi %1 inin ise yanlış kabul ettiği bir olguyu dusunun, mesela İdam konusu, 1 kişinin bile yanlış dedıği bır olay kesinlikle doğru olabilir mi ?0.9999999999 asla 1 değildir sadece yuvarlama vardır, asla ama asla 1 değildir unutmayın, idamın yanlış olduğunu savunanlar, dinsel ve ahlakı kuralları öne sürerler, doğru oldugunu savunanlar biraz daha kişisel ve negatıf duygularından, toplumun korunmasından bahseder, tabi binlerce örnek olabilir. Dinsel ve ahlakı kurallar toplumun genel anlamda düzen içinde olması için vardır ama kesinlikle doğru değildir, yuvarlama bır kanundur arada istisnalar kesinlikle vardır, her olayda olduğu gibi, Her İyide Bir Kötü ve  Her Kötüde Bir İyi Vardır. 

 

*** Kendinizle muhalefet olun, bir deneyin bakalım, doğru bildiğiniz bır olgu hakkında yada bir haber hakkında onun aksini ispatlarsanız size 1000000 TL verileceğini düşünün, inanın egonuzdan kurtulup bunu yapmayı başarabilirseniz, gerçekten doğrulardan şüphe etmeye başlarsınız .

        Bu nedenledir ki, iletişimde oldugunuz ınsanlarla iletişim kurarken, Ying Yang ı asla unutmayın. Bunu bır hayat felsefesı haline getirin, tabi kariyer basamaklarında çoğu zaman muhalefet olacaksınız, kendinizi ispatlamak için bazı doğrularınızı savunacaksınız ve şanslı iseniz, yıldızınız parlayacak ama genel anlamda bir çıkarınız olmadan kimse ile gereksiz muhalefete girmeyin, bırakın herkez kendi doğrusunu yapsın çünkü zaten oyle olacak, siz kendi doğrunuzu yapın ama gereksiz ve anlamsız çatışmalara girmeyin. 

       Yine dediğim gibi, ben herşeyin ve her düşüncenin, her olgunun, her eylemin, her hareketin hem doğru hem yanlış olduğunu savunabilirim, asla kırılmaz doğrularınız olduğunu düşünüyorsanız, bir deneyin bakalım, kırabiliyor muyum kıramıyor muyum :)

 

 
Toplam blog
: 4
: 875
Kayıt tarihi
: 02.08.13
 
 

Namık Kemal Üniversitesi Muhasebe Bölümü Mezunu Eğitimime Maliye Bölümü olarak dışardan devam..