Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Doğu ve Güneydoğu Nasıl Kalkınır ?

Doğu ve Güneydoğu Nasıl Kalkınır ?
 

Bölgenin en çok bildiği şey TARIM ve HAYVANCILIK güçlü hale getirilebilir.


Eminim bu soruyu birçok kişi, önce kendine, sonra da bir bilene ya da bilenlere sormuştur. Cevabını bilenler yada fikir üretenler kadar, bunun imkansızlığını da dile getiren bir o kadar fazladır. Aslında, herkesin ortak dileği olan “doğu ve güneydoğu bölgelerinin ekonomik anlamda kalınması” başlı başına bir projedir. Ama nedense, iktidara gelen her hükümet yönetimi bu konuyu ya listesine almaz, ya almış gibi gözükür, ya da alt sıralara koyar. Sıra o maddeye gelince de iktidarı biter ve yeni gelen hükümette de aynı devinim devam eder.

Peki neden? Neden bu iş bu kadar zor ? Bu bölgenin kalkınması, kalkınabilir hale getirilmesi gerçekten zor mu? Esaslı bir kalkınma projesi üretilemez mi ? İş başına gelen hükümetler ve ilgili organları bu kadar basiretsiz mi ? Biz koskoca Türkiye olarak, her şeyi yoktan var etmişken, ufacık iki bölgeyi kalkındıramayacak mıyız? Bu kadar aciz bir millet ve ülke miyiz ki, bunu beceremiyoruz.

Ne kadar çok bahane uydurursak uyduralım, ne kadar çok soru sorarsak soralım. Bu kalkındırma projesi hep rafa kaldırılacaktır. Oysa yapılacak iş bellidir. Bir gece de çıkartılan yasalara alışan Türkiye, yine bu yasalar çerçevesinde, “doğu ve güneydoğu’nun kalkınma projesine” imza atabilir.

Diyeceksiniz ki, terör kalkınma projesinin kalkınamamasının tek müsebbibidir. Doğrudur. Terörle uğraşmak, onu bitirmek, sağlam bir devlet ve hükümet politikası kadar, güvenlik kuvvetlerinin işidir. Ama unutmamak gerekir ki, bugün teröre ve terör örgütlerine destek verenlerin büyük bir çoğunluğu, ekonomik çaresizlikten dolayı destek vermektedirler. Hepsinin ferdi, geçim sıkıntısı, hayatta kalma mücadelesi. Karnı doymayanın, aklı da, vicdanı da, fikriyatı da doymaz. Kolay kandırılırlar. Bu insanlar dağa da çıkarlar, adam da öldürürler. Her şeyi göze almışlardır. Ama bu durum bölge insanı için geçerli bir durum değil, her yerde aynı dertlerden muzdarip insan, aynı şeyleri yapabilir.

Terör bu ülkede on yıllarca var olan bir gerçek. Ama unutmamak gerekir ki, terörün en azılı olduğu zamanlarda bile bu ülkede bir GAP projesi hayat buldu. O zamanlar ortaokul yıllarındaydım. Çok iyi hatırlıyorum, GAP için ikinci Hollanda olacak diyorlardı. Şimdi Hollanda’yı çok kere solladılar. Ama yalnızca yüzölçümü ve sulak arazileri ve de bir yıl içinde alınan tarım rekoltesi bakımından. Ya, işsizliğin önlenmesi ve bölge halkının kalkınması bakımından herhangi bir gelişme var mı ? Keşke, bu konularda da yalnız Hollanda’yı değil, bir ok Avrupa hatta dünya devletini de sollayabilseydik. Bu bölge halkı için ne de umut verici bir gelişme olurdu?

Peki, bölge bir sanayi bölgesi haline dönüştürülemez miydi? Yapılabilirdi elbette. Ama her seferinde terör konusu gündeme getirilecek ve iş adamları, bölgeye yatırım yapmak istemeyeceklerdi. Örnekleri de ortadaydı, açılan bir çok fabrika geçmişte bölücü terör örgütünün saldırılarına maruz kalmıştı. Üstesinden gelinemez miydi ? Güvenlik güçleri daha aktif olabilirdi yada şimdilerde konuşulmaya başlanan daha demokratik paketler ve uygulamalarla bölge yumuşatılabilinirdi. İnsanlar çalışmaya sevk edilebilir, inatla bölge liberal ekonomiye itilebilinirdi. Gerekirse, ayrı bir siyasi paket uygulaması yürürlüğe sokulabilinirdi?

Geçmişi bırakıp, geleceğe bakarsak, bölge hala fakir ve işsizlik oranı çok yüzsek. Hala terör örgütleri ve etnik politik yaklaşımlar tavan yapmak üzere. Bunun için çok ciddi bir uzlaşma içine girilebilecek, demokratik, hukuki ve ekonomik kararlar alınıp, yaptırımlar uygulanmalı ve bölge öncelikle kalkındırılmalıdır. O birilerinin sürekli ağızlarında geveledikleri, “köy isimlerinin geri verilmesi, herkesin istediği ismi kullanması, kültürel özgürlükler” falan filan söylemleri fasa fisodur. Tüm bunlar yapılsa ne olacak? Halk refah içinde yaşayacak mı ? Tüm sorunları hallolacak mı ? Bölge halkı işsizlikten, fakirlikten kurtulacak mı ? Bölgede sefalet ikinci terör örgütüdür. Buna engel olunabilinecek mi?

O isteklerinin arkasında başka şeylerin de geleceği açıktır. Ancak, bu geçiş döneminde çok şey yapılması gerekmektedir. Öncelikle, yerli ve yabancı yatırımcıları bölgeye çekmenin yolları aranmalı. Bölge, nasıl ki, daha önceleri OHAL bölgesi ilan edilmişti, şimdi de OKAL (Olağanüstü Kalkınma ) bölgesi ilan edilip, herhangi bir noktada yatırım yapacak yatırımcılara devlet, ekonomik ve hukuksal bir takım teşvikler tanımalıdır. Öncelikle, yatırımcıya enerji ve vergi teşviki getirilebilir. Yatırım için, maliyet avantajı sağlanabilir, arazi teşviki sağlayabilir, yaptığı istihdama ve yatırıma göre ilk 5–10 yıl gibi süreler için vergi indirimi yapabilir. Bölge içinde bir serbest bölge oluşturulup İhracat prosedürleri yumuşatılabilir ve özellikle bölge halkının istihdamı sağlanabilir. Bölge halkının istihdam edilmesi zorunluluğu ile yapılacak vergi ve sosyal güvenlik indirimleri ile işçilik maliyetleri de indirilebilir. Yıl içinde bölgede muhtelif yerlerde (Gaziantep örneğinde olduğu gibi) ticaret fuarları düzenlenip, yabancı müşteri ve yatırımcılar bölgeye çekilebilir. Bölgede karayollarının yapımı artırılarak havaalanları da artırılıp, yatırımcının işi kolaylaştırılabilir. Tüm bunların haricinde, birçok il ve yörede turizm faaliyetleri artırılabilir, halka kendi iş imkânları yaratılabilir. Kırsal bölgelerde tarımsal ve hayvancılıkla ilgili teşvikler geliştirilebilinir. Geri dönüş projeleri buna bağlı olarak da kontrollü bir şekilde artırılabilinir.

Doğu ve Güneydoğu'nun kaderine terk edilmekten kurtulması, teröre kurbanlar verilmemesi ve orada yaşayanların Türkiye insanı olduğunun hatırlatılması için ekonomik kalkınma şarttır. Bugün bu bölgelerimizde o kadar çok bakir bölge var ki, turizme açılmayı bekliyor. Bölge halkı bilinçlendirilip, onların da ekonomiye katkısı sağlanırsa, inanıyorum ki, çok ama çok kısa zamanda bölge arzu edilenden çok daha çabuk bir ivme ile, bölge kalkınmış olacaktır. Terör mü? O da kendine yandaş bulamayınca, kendi mecrası içinde unutulup, güçsüzleşecektir.
Benim bölgesel kalkınma projemin ana hatları budur?

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..