Doğum, yaşam, ölüm, yeniden doğum...

Yaşamın hayat denilen kısa evresini icra ediyoruz. Ancak yaşadığımız bu evrenin önünde ve sonunda neler olabileceğine dair hiç de kesin bir bilgimiz yok. Yaşamak, peki sonra? Sorusunu kime sorarsanız sorun bir duralıyacaktır. Sonra size inancına veya bilgisine göre bir cevap verecektir.

Cevap verenlerin %99 u verdiği cevaptan kendisi de emin olmayacaktır. Günümüzde büyük çoğunluk kulaktan duyma bazı bilgilere sahipse de, google, internet, youtube, facebook’tan oluşan bir yaşama sahip olduklarını, gerisini ise umursamadıklarını söyleyecektir.

Bir başka büyük çoğunluk ise yaratıcı tarafından imtahan için buraya yollandıklarını, imtahanın ise Allah’a ibadet olduğunu, başarılı olununca cennette kendilerini Huri/Nuri’lerin beklediğini, değilse Cehennem’in kazanlarının kendileri için fokur fokur kaynadığını söyleyecektir.

Bir başka kesim ise buradaki hayattan sonra kazanılan artı puanlar derecesinde iyi bir hayat için yeniden geleceğini (Reenkarnasyon) söyleyecektir. Bunlar ve benzeri daha birçok inanç iddiası ile karşılaşmak mümkündür.

Oysa bilim çoğunluk duymak istemese de konunun daha farklı olduğunu söylüyor. Bilim, atomaltı parçacıkların (kuantların) karekterlerini öğrendikçe inançlar birer birer sorgulanır duruma geliyor. Mesela bilim, kuantların serbest hareket ettiğini, bu hareketleri çerçevesinde rasgele atomları oluşturduklarını, bu silsilenin devam ederek değişik canlıları oluşturduğunu iddia ediyor. (DOM Doğadaki oluşum makanizması. Prof. İsmet Gedik. İnternetten ulaşılabilir)

Eğer böyle ise tepeden yönetim sistemleri alaşağı olabilir. Bu konu ile ilgili ufak bir bilgi vereyim. Canlılar ölüp toprağa karıştıklarında kuantlarına kadar ayrışırlar. Bu kuantlar canlıdır ve üzerlerinde canlıya ait bilgileri taşır. Örneğin, ölen bir insanın kuantları bir süre sonra değişik yollarla (beslenme gibi) başka insanlara geçebilir. Geçtiği yerde benzer etkileşimler (enerji) varsa orayla birleşerek bilgi düzeyini yükseltir. Her neslin bir evvelkinden daha bilgili olmasının sebebi de budur.

İnançlara karşı bilim bunları söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

İzmir11.01.2017