Doğum Sonrası Problemler

Bir kadının anne oluşu, cinsel yaşamında psikolojik kaynaklı bazı sorunların belirmesine sebep olabilir. Doğumdan sonraki ilk haftalarda cinsel beraberlik, zaten kadın için fiziksel olarak zararlıdır. Genellikle, bunu bilen ve eşlerinin hem psikolojik, hem de fiziksel "nekahat" dönemine gerek duyduğunu kabul eden erkekler de bu süre içerisinde, eşlerinden coitus talebinde bulunmazlar.


Lâkin, doğumdan evvel çok canlı bir cinsel beraberlik sürmüş bir kadının, doğumdan 4-5 ay sonra dahi cinsel birleşmeye yanaşmaması, ortada bazı problemler olduğunu gösterir. Çoğu kadın, bu durumda, anne olmanın kendilerine cinsel faaliyeti yasaklamış olduğu inancının etkisi altındadır... Cinselliğin annelik ve babalıkla bağdaşmayan bir yaşam deneyi olduğunu düşünüyor, daha doğrusu bilinçsiz olarak hissediyordur.


Bazı kadınlar da çocuğu olunca kendilerini anneleriyle özdeşleştirirler; ve eğer anneleri de cinselliğe karşı olumsuz tutumu olan ya da cinsel boyutunu açığa vurmayan bir kadınsa, kendileri de seks duygularını bastırırlar.


Bazı çiftler, doğumdan sonra aralarında beliren ruhsal ve cinsel uyumsuzluklarla doğum arasındaki bağı göremezler. Sözgelimi, bir çift doğumdan evvelki 2-3 yıllık ortak yaşamlarında oldukça mutlu ve doyurucu bir cinsel deney yaşamışlardır ama, doğumdan sonra aniden aralarındaki bu cinsel uyum ortadan kalkar. Kimi zaman bunda temel etken erkeğin uzaklaşmasıdır; eşinin gebeliğini, karnının şişmesini ve sonra da doğum yapışını gözlemlemiş olan erkek, eşinin vücudunun bütün sırlarının çözülmüş olduğu duygusuna kapılabilir. Eşi artık kendisi için bir cinsel nesne değil, bir arkadaş, hattâ çocuk doğuran ve yetiştiren bir organizmadır. Ya da eşinin, cinselliğini çocuğuyla paylaştığını düşünüyordur ve bu da onu sıkıyor, kaygılandırıyordur...


Çoğu zaman bilince çıkmamış olan bu tür kaygı ve sıkıntılar, erkekte genel bir cinsel istek azalmasına, geçici bir sertleşme güçlüğünün belirmesine dahi yol açabilir.


Doğumdan sonra ortaya çıkan cinsel sorun ve uyumsuzlukların sebebi çoğu zaman son derece basit, gündelik olaylardır. Burada en büyük etken yorgunluktur... Evde bir yardımcının da olmadığı durumlarda, çocuk bakımıyla ilgili alışılmamış görevler ve çok ağır bir çalışma temposu, gerek kadında, gerekse erkekte cinsel istek ve duyarlığı büyük ölçüde azaltabilir. Bilhassa kadın için yeni bir role ve yeni görevlere uyarlanmanın gerektirdiği psikolojik çaba ve onun sonucu olan gerilim, bütün diğer duygulara ağır basabilir. Eğer erkek bunu anlamakta güçlük çekerse, aradaki uyumsuzluk bir uçuruma dönüşebilir.


Erkeğin doğumdan sonra geçirebildiği cinsel tutukluğun bir sebebi de bilinçsiz bir suçluluk duygusu olabilir. Erkek, çocuk doğurmuş eşini farkında olmadan kendi annesiyle özdeşleştirmekte ve eşine karşı cinsel istek duymak bu nedenle onu endişelendirmektedir. Hele çocukluğunda annesine karşı beslediği romantik duyguları şiddetli ve çatışmalı bir şekilde bastırmışsa, bu suçluluk duygusu daha da derin olabilecektir. Bu durumda, kendi çocukluk komplekslerini ve büyüme sorunlarını yeterince çözememiş bir erkek, eşini sadece bir anne olarak görecek, onu hem çocuğuna hem de kendisine karşı "annece" bir tutum takınmaya teşvik edecektir.


Doğum sonrası sorunların bir diğer sebebi de salt fizyolojiktir. Kadın gebelik sırasında ve doğumdan hemen sonra vücudunda meydana gelen karmaşık hormon hareketlerinden ötürü ani psikolojik değişmeler gösterecektir. Kimi zaman çok sinirli, kimi zaman aşırı duygusal, kimi zaman da fazlaca şefkatli olacaktır.


Bütün bu nedenlerle genç anne babanın, doğumun ilk haftalarında birbirlerine karşı anlayışla ve çok dikkatli davranmaları yerinde olur.