Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Döneklik, değişim, ilkeli olmak

Döneklik, değişim, ilkeli olmak
 

Çok korkunç bir sözcük müdür, ya da fiil midir değişmek? Kimi için öyle, kimi için değil. Değişmek, döneklik olarak algılanır. Döneklik çok kötüdür. Döneklik bir sözünde durmama eylemidir. Yani söz vermek ömür boyu mu olur, söz vermeler sürelidir. “ana yarın para vereceğim”deyip de vermeyen adam sözünde durmamıştır, biraz dönektir. Ama “en solcuyum” deyip sonra yıllar sonra sağcı olan insan dönek midir, değişmiş midir? Bu ayıp mıdır?

Değişime açık siyasetçi der ki “ana ilkeler aynı kalarak insan gelişebilir, yani değişmeden gelişebilir”. Bu söz bana çok komik gelir nedense. Ana ilkeler nedir? Ana ilkeler hep öğretilen şeylerdir. Evde öğrenirsin. Okulda öğrenirsin. Mahallede öğrenirsin, bir ana ilke tutturursun. Büyümeye başlarsın. Okullar değişir. Çevre değişir. Aileler büyür, evlenir yeni ailelere katılırsın. Ana ilkeler hep aynı mı kalır? Tarif edilmiş ana ilkeler içerisinde neler vardır? Milliyetçilik Sağcılık Solculuk Gibi bir sürü kavram ana ilke midir.”ben karımı çalıştırmam arkadaş” cümlesi ana ilke midir? Veya , “kadınlar ayrı erkekler ayrı , harem selam “ düşüncesi ana ilke midir? Diyelim ki ana ilkedir, bunları tümüyle terk etmek, değişme, gelişme midir, yoksa döneklik midir? Ana ilke diye bilinen ne varsa, insanlar yıllar sonra, yer değiştirdiğinde, ekonomik durum değiştirdiğinde, çok okuduğunda “bunlar yanlışmış yahu” diyemez mi, bence demelidir, öz eleştiri sonucunda insan ana ekseninde kayabilir, ve gerekçe sağlamsa bu ayıp değildir. Yeter ki gerekçe sağlam olsun, kendine saygılı olsun, topluma saygılı olsun. Bu ülkede ana eksenini değiştirmiş bir çok saygıdeğer insan var, ama maalesef ana eksenini değiştirip paraya ve insana kul olanlar da var. Benim için değişmemesi gereken tek ana eksen vardır “insan hayatına saygı, doğal ve sosyal çevreyi temiz tutmak” bunun ışında benim için değişmeyecek düşünce, anlayış ve fikir yoktur. İnsan hayatına saygı göstermeyen, doğal ve sosyal çevreyi kirleten, her değişim, her türlü düşünce bana terstir, ister değişmeden kalsınlar, isterlerse her gün değişsinler.

“Sağcı olmak nedir, solcu olmak nedir” sorularının yanıtı sabit, tek ve mutlak mıdır? Hayır. Sağcılar gerici, solcular mutlaka ilerici midir? Hayır . Hem sağcıyım diyen, hem solcuyum diyen gerici olabilir mi? Evet Aynı şekilde ilerici olabilirler mi? Evet. O zaman değişmek nedir hep birlikte yeniden gözden geçirmek gerekmez mi? Eğer bazı arkadaşlar, yalnızca milletvekili olma sevdasına kendi zıtlarındaki düşüncelere sahip partilere gitmişlerse. Yuh onlara, hem dönek, hem oportünist, hem de utanmazdırlar. Sanırım bir çoğu öyle, çünkü mantığı ve gerekçeleri açıklanamayan bir değişim sürecinde oldukları, medyadaki beyanatlarından belli oluyor. Çıkara dayalı değişimlerin çokluğu nedeniyle, olumlu, gerçekçi değişimler hiçbir zaman anlaşılamıyor , bilinemiyor. O nedenle biz “değiştim” diyen kimseye inanmıyoruz, inanmayacağız, çünkü değişim bir süreçtir, sağlam gerekçeleri ve mantığı vardır, sabahtan , akşama veya akşamdan sabaha olmaz. Öyle olan milletvekillerinden de bize hayır gelmez.

oğlum ilkelerin olacak
seni satın alamayacaklar
aptalların uydurduğu atasözlerine inanmayacaksın
paranın satın alamayacağı yoktur
herkesin fiyatı vardır
gibi sözlere kanmayacaksın
onurunla kimliğinle ve beyninle
akıllı yaşayacaksın !
üreteceksin, seveceksin, sevileceksin
inançlarının arkasında duracaksın
sevgilerin karşılıksız
yardımların gizli olacak
seni attan ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın
çünkü sen insansın
ve bunu yakaladığın gün
bembeyaz yaşayacaksın

diyor şiirinde Müjdat Gezen. Ne güzel öğütler var şiirde, ne güzel bir insan var. Böyle insanlardan ne kadar var çevrenizde, siz ne kadarsınız bu kadarın içerisinde. İlkeli olmak ve doğru ilkelere sahip olmak birlikte olursa çok güzel olur. Aslında ilkeli olunduğunda ilke yanlış olabilir mi, çünkü ilke sözcüğü içerisinde sanki bir olumluluk taşıyor gibi bir duruşa sahip.

İlkeli olmak, omurgalı olmak, bir nevi sağlam olmak, dayanılabilir olmaktır.

Şöyle bir şey var ekşi sözlükte “herhangi bir ilke, her zaman istisnalar doğrultusunda tanımlanabilir, gerçekleşir. istisnasız prensip isterseniz, sosyal olmayan bilimlere bir göz atabilirsiniz. istisna barındıran prensipler hayati yönetebilirler. prensibin kendisinden çok, istisnalar uygulanır tabii, dengeli bir hayat sürmek için...” yani sosyal davranışlarda ilke veya prensip dediğimiz şeyler için istisnalar söz konusu imiş. Yani “özel durumlar” oluştuğunda ilkelerde bir sapma söz konusu olabiliyor.

Bu durumlara örnek vermeye çalışalım, mesela demokrasi ve bireysel özgürlük ilkesine bağlı bir toplumu ele alalım. Bu toplumda bireyin özgürlüğü her şeyin üzerinde tutuluyor olsun, bireylerin yaşamlarına, yaşama alanlarına herhangi bir müdahale söz konusu değil. Birden bire topluma terörist saldırılar oluyor, istisnai bir durum, bu durumda bireysel özgürlükten önce, yaşama hakkı öne çıkıyor, güvenlik öne çıkıyor, birey özgürlüğü ilkesi tepetakla oluyor.

Bu toplumsal örnek sonrasında, bireysel örneklemeleri ele alalım, çok ilkeli ve çok dürüst bir insansınız, başkasının malında mülkünde gözünüz yok, yerde yirmi beş kuruş görseniz sahibini ararsınız. Ve evlerden uzak çocuğunuz amansız hastalığa tutuluyor, çok para lazım, bir yerde sizin ilkelerinize uymayan bir yolla parayı temin etmeniz mümkün (bakınız bazı diziler) ne yaparsınız, istisnai durum ilkeyi çiğner mi?

Kelimeler ve davranışlar üzerinde yoğunlaştıkça yaşamın insan olarak zorlukları ile karşılaşıveriyorsunuz. İnsan olmanın zorlukları bunlar işte. Düşünmek, düşünmek her insana verilmiş bir özellik olarak düşünülse de, maalesef bu özelliği kullanan sayısı dünya üzerinde çok fazla değil bana göre.

Çok fazla ilkelerin yüklendiği toplumların insanları mutlu mudur dersiniz? İlkeler bir değerler topluluğunu sonucu değil midir? Ne kadar çok değeriniz varsa, o kadar çok ilke olması gerekir. O nedenledir ki ilkeler de insan tabiatına uygun olmalıdır, aksi taktirde yaşamak hapishane haline gelir.

Ne dersiniz?


 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..