- Kategori
- Güncel
Dönerci açılışında da semazen dönderdiler ya...
İşin suyunu çıkarmada üstümüze yok bilirsiniz. Bir şeyi tuttuk mu yakasından, dibine kadar kurcalamadan içimiz rahat etmez.
Son yıllarda bu “<ı>çakma sema gösterileriı>” pek bir moda oldu. Olur olmadık yerlerde, restoranlarda, şenliklerde, festivallerde; asıl olarak bir dini ayin olan sema törenlerine benzeyen şeyler yapılıyor. İki-üç tane semazen(!) çıkıyorlar ortaya ve başlıyorlar dönmeye. Huşu içinde(!)...
“Erhaber.com” adlı bir yerel haber sitesindeki fotoğrafı ve haber başlığını tesadüfen gördüm, dumura uğradım. Bu kadar da olmaz dedirtecek cinsinden. Başlık: “<ı>Mevlana Döner Salonundan Muhteşem Açılışı>”.
Dönerci açılışını muhteşem(!) kılan şey; dükkanın önünde, sokak ortasında Mevlevi semaı yapan iki derviş(!). Semazenlerden biri yetişkin, biri de çocuk. Dükkan camekanının önünde de sazendeler(!) icra-ı musiki meşk ediyorlar. Hanende var mı diye baktım ama sanıyorum yok. Ya da varlar da kareye giremediler. Ooff yurdum insanı, ooff...
Yahu güzel kardeşim, yahu canım ciğerim. Bu iş, bu kadar da ucuz değil yahu. Etmeyin, eylemeyin. Mevlana’ya da saygısızlık, Mevleviliğe de, dine, diyanete de.
Dönerci açılışında da sema dönülmez ki. Bu dini ritüelin bir saygınlığı, bazı gerekleri falan vardır. Dükkanın adı “Mevlana” diye bu yapılmaz. Bir tarafta döner dönüyor, diğer tarafta da, sokak ortasında dervişandan semazenler.
Taşra sokaklarında kurulan çakma podyumlarda arz-ı endam eden, uzun bacaklı ve açık göğüslü hatun kişiden mankenleri; ağzı sulanmış, elde cep telefonu kamerasıyla frikik kovalayarak seyreden vatandaşlarımızı görmeye çok alıştık maalesef ama bari bu Mevleviliğin suyunu çıkarmayın yahu.
Hani Yüce Mevlana diyordu ya: “<ı>Çok insanlar gördüm üzerlerinde elbise yok; çok elbiseler gördüm içlerinde insan yok.ı>”
Ey Büyük Üstad, gün gelip de dervişanının, felsefe ve öğretilerinin, dönerci dükkanı açılışlarında, sokak ortası gösterilerine malzeme edileceğini bilseydin acep ne derdin?
Ben az-çok tahmin ediyorum da bu tahminimi bile Senin adına dillendirmeyi, haddim olarak görmüyorum.
@İki sen önce bugün "İzmir'in Bayrakları": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=42528
Not: Yazı fotoğrafı www.erhaber.com adlı siteden alınmıştır.