Donkişot Yazarlar ve Sanço'ları

Orta çağ avrupasının kilisenin din baskısının fakirliğin etkin olduğu, engizisyon mahkemelerinin hüküm sürdüğü bir dönemde, ispanyanın mancha şehrinin bir köyünde fazla zengin olmayan ama soylu yaşlı bir insan yaşarmış.

İşi, gücü boş kaldığı zamanlar şovalye romanları okumakmış. Sonunda romanları okumaya o kadar kendini kaptırmışki, diğer yapacağı işleri unutur boşlar hale gelmiş. En sonunda topraklarını ve evini satıp devletinin ve milletinin iyiliği için kendisinide bu mücadelede ünlü yapmaya karar vermiş.

İlk işi atına ve kendisine yeni bir ad bulmak olan bu yaşlı adam, bunun için günlerce düşünmüş. Sonunda atına rosscinante, kendisine Donkişot adını vermiş.

Sıra sevgiliye gelmiş. Derlerki…! Donkişot'un aşık olduğundan haberi bile olmayan bu köylü kızı kendinede sevgili seçmiş. Onada Dulcinea de Tosobo adını takmış.

Tam yola çıkacakken birden aklına gelmiş. Bütün şovalyelerinde bir yaveri olur. Benim niye yok. Napim, napim diye düşünürken saf, temiz yürekli komşusu Sanço Panza'ya rica etmiş. "Bana yaver olurmusun" demiş. Oda yaşlılığına dostluluğuna hürmet ederek kabul etmiş. Donkişot dededen kalma zırhını temizleyip, agaç dalından uzunca bir mızrak yapıp, atına binmiş. Gece gündüz hiç durmadan dünyayı dolaşmaya, haksızlıklara karşı savaşmak kahraman olmak için yaveri sanço ile birlikte yola çıkmış..

Aradan daha 2 gün geçmişkine, fena halde dayak yiyip geri dönmüşler…

Sonunda, Donkişot savaşını güçlü olana değilde yel değirmenlerine açmaya karar vermiş.

Sanço Panza her ne kadar Donkişot'un saçmalıklarını görsede her seferinde ona dostluğu bozulmasın, yaşlı kalbi kırılmasın diye yalan söylemiş..

Alkışlamış... " Efendim siz haklısınız" demiş...

Blog yazarlığı konusunda her ne kadar yeni olsamda 2 yıldır MB takip ediyorum. Yazarlık benim mesleğim değil. Yazarda değilim. Asla idda'lıda değilim. Eğitimimde zaten bakarsanız hakkımdaki bilgilerde yazar. Birileri dedi diye TDK kuralları hiç'te umrumda değil. Yazılanı anlamak için noktalar, virgüller yada ayraçlar bence bir kriter değildir.

Ancak; Kendilerini gider ayak her konuda mükemmel gören işini, gücünü bırakıp çok okuyup, renkli kalem taktikleri kullanıp, okuduklarını yazıya döken arkalarınada alkışlayan hatırı sayılır Sanço'ları ekleyip, kendilerince mükemmel iş yaptıklarını zanneden bazı blog yazarları yazdıklarına ciddi bir yorumla, muhalefetle karşılaştıklarında tıpkı Donkişot'un yaptığı gibi yel değirmenlerine yöneliyorlar.

Birden bire uslup değişip, kabalaşıyorlar. Adresler verip, kimlik sorguluyorlar. Hatırı sayılır Sanço'larda bu duruma dostlukları bozulmasın diye alkışlayıp destek veriyorlar.

Yazar bay ..... Yorumcunun eleştirisi ahlaki kurallara uygun olduğu müddetçe istediği kadar yazılarını eleştirir. Kimse sana yalakalık yapıp, mavi boncuk takmak, şak şaklamak zorunda değildir.

"Gururlu, narsist düşünceli insanlarlar yazar olamaz."

Neyse ya

İnanın ben bu tipleri hep hikayede anlatılan Donkişot'a benzetiyorum...

Saygılar