Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Dost nedir??

Dost nedir??
 

Kötü bir sabahtı. Geç kalkmış, hatta hiç çıkmak istememişti yatağından. İşsizliğinin ikinci yılına giriyordu neredeyse. İsteksizce yüzünü yıkamaya gitti. Önce bakakaldı aynanın karşısında bir süre. Hayatı sorguladı kendince. Geçti gözünün önünden geçmiş yıllar. Evet hala vardı içinde bir kıvılcım onu ayakta tutan. Tam olarak ne olduğunu algılayamasa da. İçeriden bir ses ona bir şeyler yemesini söylüyordu. Annesiydi onu çağıran. Yüzündeki o üzgün ifadeyi kaldırmakta zorlansa da gülümsedi. Evet onlar. Ailesi hep destek olmuştu en zor zamanlarında. Bu bir teselli miydi? Bilmiyordu. İsteksizce alınan lokmalar zar zor geçiyordu boğazından. İyi bir eğitim almış, üstelik hatırı sayılır bir tecrübeye de sahipti. Ülkenin içinde bulunduğu kriz birçoğu gibi onu da işsiz bırakmıştı. Gidilen her kapı yüzüne kapanmış ve biz sizi mutlaka arar cevap veririz cümlesi ile sona ermişti. Binbir çaba ile yaratılan bu görüşmeler yitip gidiyordu birer birer. Oysa ne güzel başlamıştı her şey.

Mutlu bir çocukluk. Sevgi dolu bir aile ve iyi denilebilecek bir eğitim hayatı. Ankara’da başlamıştı ilkokul. Hiç unutmazdı o ilk günü. Anneler hatta babalar gelmişti okula o ilk günde çocukları ile beraber. Tatlı bir telaş vardı ve heyecan. O ilk şaşkınlıktan sonra görünmüştü öğretmen sınıfın kapısında. Gelmişti vedalaşma vakti. Artık öğretmene emanetti çocuklar. Ama daha ilk gün bir aşı söylentisi yayılmıştı koridorlarda. Kimileri endişeli, kimileri ise umursamaz görünüyordu. İçini kaplayan korku ve görünen hemşire, daha kısa süre önce ayrıldığı annesini aramasına sebep oldu çaresizce. Ama aklına koymuştu bir kere. Mutlaka kaçacak bir yolunu bulacaktı. Hemşireler sıra ile sınıfları doşalıyordu. Acaba onlara ne zaman geleceklerdi. Bu soru içini kemirirken, zil sesi duyuldu. İşte aradığı fırsatı bulmuştu belki de. Herkesin bahçeye çıkıp oynadığı, kiminin kantin önünde kuyruk olduğu bir anda, bahçe kapısından çıktı sessizce. Artık dışarıdaydı. Annesi ile gelirken ezberlemişti dönüş yolunu. Biraz ürkek ama hızlı adımlarla aştı yolu. Evin bulunduğu sokağa ulaşmak fazla uzun sürmemişti. Peki ne diyecekti annesine nasıl açıklayacaktı bunu? Düşünmeye vakit yoktu, çünkü eve ulaşmak istiyordu bir an önce. Kapı önüne geldi. Zili çaldı. Önce hafiften bir tıkırtı duyuldu ve sonra....devam edecek

 
Toplam blog
: 9
: 406
Kayıt tarihi
: 26.11.07
 
 

Kendi halinde, Kendince doğruları olan ve hayatı kendince yaşamaya çalışan biri. Doğallıktan yana ol..