DTP'nin Ayna'sı!

DTP'li Emine Ayna şöyle buyurmuş:

"AKP'ye diyoruz ki; çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz. Siz değil miydiniz kadın da, çocuk da olsa muhalif de olsa ‘özgürlük talebi olana gereğini yaparız' diyen siz değil miydiniz? Bugün hangi yüzle İsrail'e döner ‘Çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz’ dersiniz. İsrail'e bunu söyleme hakkı olan tek halk Kürt halkıdır. Çünkü bugün dünyada Filistin ile aynı acıları çeken halk Kürt halkıdır. O yüzden yüreğimizden ciğerimizden hissediyoruz çektikleri acıyı. Aynı acıları bu halk burada çekiyor. Aynı bombalarla ölüyor. Bu yüzden diyoruz ki; Başkasına akıl vereceğine önce kendi evindeki pisliği temizle.” (milliyet.com.tr)

Emine Ayna, aslında bu sözleriyle kendilerine bir ayna tutmuş. Türkiye Başbakan'ının tüm dünya insanlarının lanetlediği İsrail zülmüne karşı, uluslararası bir arenada, alışılmış pısırık Türkiye tavrının dışına çıkarak yaptığı cesur çıkış, DTP'li Ayna'nın da zoruna gitmiş.

Gerekçesi de, Türkiyede'de çocuklar öldürülüyormuş da İsraile söylemeye yüzümüz var mıymış??

Adam Allah'tan korkar bunu söylemeye... Türkiyenin Güneydoğusunda olup bitenlerin aslını yeni yeni anlamaya başladık.. Bir yanda ulusalcılık yapıp öte yanda Kürtçülüğe selam duranlar, şimdilerde deşifre oluyor.

Aklıselim ve insaf sahibi herkes şunu kabul eder ki, bu açılımlar, bu Hukuki gelişmeler AKP döneminde ortaya çıkıyor. Ülke, üzerine oturduğu karanlık iklimden aydınlığa çıkıyor.. Ama, bu sizin işinize geliyor mu? Asıl sorun burada...

Bir de diyor ki, Sayın Ayna: İsrail'e bunu söylemek onların (DTP'lilerin) hakkıymış..

O zaman, bu hakkınızı kullanmak istediniz de önünüze geçen mi oldu?.. İsrail üç hafta gökten ölüm yağdırırken, DTP'lilerin ağzından bir tek kelime duyan oldu mu?..

Ama Başbakan, Peres'e haddini bildirince hemen konuşmaya başladınız. Başbakan'ın "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz" sözünü, sıkılmadan "siz de öldürmeyi iyi bilirisiniz" şeklinde suçlamaya dönüştürüyorsunuz..

Yani, İsrail'in suçunu örtbas etmek için söyleyebileceği şeyi siz onlar adına söylüyorsunuz.. Zaten, Peres de, Erdoğan'a parmağını sallaya sallaya: "Füzeler İstanbul'a düşse siz ne yapardınız?" gibi, arsızca bir savunma yapıyordu.

Peres'in sözünü ettiği füzelerden on yılda sadece altı İsrailli ölmüş; oysa terör belası bizden otuz bin can aldı!..

Önceki blogumda "İçimizdeki İsrail" yakında hareket geçer, demiştim.. İçimizdeki İsrail'in kolları uzun ve çeşitli.. Her yerden savunmaya geçti bile.

DTP'li Ayna, kendi "öz" lerine bir ayna tutmuş oldu bu "söz"leriyle.. Bu ülkede ve bu coğrafyada nerde "terör" varsa, ardında İsrail vardır. Çünkü, İsrail asıl gücünü, bölgenin "güçsüzlük" üne borçludur.

Otuz yıldır başımıza sardığı PKK belası bizi güçsüz bırakmadı mı? Bütün varlığımızı, iliğimizi sömürmedi mi? Üstelik bu varlığımız, imkanlarımız İsraile gitmedi mi, onları beslemedi mi?..

Ne yazık ki, Evet.. Aynen böyle oldu..

Şimdi DTP'liler, hamilerinin zor duruma düştüğünü görünce, içerden destek veriyorlar..

Kimin ne olduğu böyle zamanlarda daha iyi anlaşılıyor!..