Dudaklarının kıvrımı ne kadar aşağıda...

Yürüsün!.. diye başladı!..

 

Anlatacakları ne kadar çok değil!..

 

" Kaç kez sandın?.. yenildiğini yenildiğin diye "bildiğini"..

 

Ne demek? Önce diye düşündü.. uzun yanıt!.. Başlıyor!.. " Yürüsün diye başladın ya!.." "Bir de ne gördüm" "Bak!.. diye başlayan hikayelerin ne kadar boş deseydin'i, ne kadar özledim..Yanıt neydi diye bekleyeceklerden ol!.. mu diyecektin.. karıştı herşey deseydin'i hiç demeyeceğini yine çok beklerim.. Hayat işte! hiç olmadı bunca yaşananlardan sonra daha iyi.. 

 

Şimdi uzun yanıta geçebilirim!.. 

 

"Yürümeye başla.. Sonra bir emek kaba sömürüsünün tanıklığını iğrençce gördün bak!.. yürümeye devam edeceksin!.." "Bir de ne gördüm ki dememeyi bilincinden ötürü iyice irdelemilisin!.." "İrdelemelisin!.." Sonra!.. "Küçük sandırdıkları insanî değerleri hemen!.. Acilen göreceksin!.. Görmelisin! 

 

Ne? diyenler olmasın etrafında!.. "Yanıtın uzunluğu mu?.. karışık sanılanlan mı yoksa .." Görmeyeceksin sözcüğü bile ne saçma!.. "Yeni kararlar almak ne demek sıradanlığı çok saçma!.." Doğduğunda öğretmediklerini öğrendin!.. "zorla"!.. 

 

Terk etmek mi sırada?.. örneklerin!.. Pis kokulu bir sigara, saçmalatan içecekler mi yoksa!... Hayata döneceksin sözcükleri, faydacılıkmı algılatıyor sana?... Nesin?... "Dudaklarının kıvrımı neden hep aşağılar da!.." Nesin?.. "Ne bekledin?".. Neden hayaller gördün?.. "Öğrettikleri buydu" kolaycığı yanıtlarını savunman mı belledin!.. 

 

Ne kadar başa gitmeliydin?.. Neler bekledin?.. Uzun sandığın yanıtların ney di?.. neden bilemedin?.. "Kendine gelmelisin diyenler var her tarafta!.. Şöylesin.. hayır böylesin.. Kimsin?.. Nesin?.. Neden böylesin... Uzun yanıtlarla çözeceğini sanacak kadar gerisin... diye bitirenler olmalı her yan da!.." "Sonra!.. demeyi kes!.." 

 

"Henüz" ancak busun..

 

bitti.