Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '13

 
Kategori
Sinema
 

Düğün Dernek Filminde hiç gülmedim.

Düğün Dernek Filminde hiç gülmedim.
 

Geçtiğimiz günlerde İzmir'de idim. O gün torunlar okula, kızım ve damadım da işlerine gidince evde yalnız canım sıkıldı. Ege Park'a gideyim, biraz mağaza bakar, bir kahve içerim diye düşündüm.

Alışveriş merkezi daha öğle bile  olmadığı için tenha idi. Mağazalara biraz baktım, yeni yıl için süslenmiş, çeşit çeşit giysilerin vitrinlendiği mağazalar ışıl ışıl ve çok güzeldi.

Sabah kahvemi de içtikten sonra saatime baktığımda daha akşama çok vakit olduğunu gördüm. Alışveriş merkezindeki sinemalarda bir film seyredeyim diye düşündüm. Film  afişlerinin önünde kararsız kaldım. O gün cuma olmasına rağmen salonlardan sadece biri yeni film getirmişti. O da pek sevmediğim bilim kurgu tarzı idi. Sonunda 'Düğün Dernek' isimli bir filme girmeye karar verdim.

Filmin pek tanınmış oyuncusu yoktu. Sadece Rasim Öztekin'i biliyordum, o da pek tuttuğum bir oyuncu değildi. Ayrıca afiş de çok karışık gözüküyordu. Sanırım bir düğün olayını anlatıyordu film.

Biraz gülerim, biraz değişik yerler görürüm, sıkılırsam çıkarım diye düşünerek sinemaya girdim.

Salon pek kalabalık değildi. Hatta hiç kalabalık değildi.

Film çok bildik bir hikayeyi anlatıyordu. Orta Anadolu'da geçen bir düğün olayı. Uzaklara okumaya gönderilmiş bir oğul, alıp getirdiği bir yabancı gelin ve eşe dosta mahçup olmamak için çocuklarına düğün dernek kurmaya çalışan biçare ebeveynler.

Ben filmin daha yarısı olmadan sıkılmıştım. Şu anda bu yazıyı yazarken düşünüyorum. Aklımda filmden kalan neler var diye. Aradan çok zaman geçmemesine rağmen filmi hatırlamıyorum bile. Demek ki beni etkileyen tarafı olmamış filmin. Güldüm mü? Hayır. Salonda bazı kişiler gülerken neye güldüklerini düşündüm sadece. Bir tek yerde biraz gülümsedim sadece.

Kısacası büyük bir sabırla salonu terk etmeden filmin bitmesini seyrettim. Sadece filmin geçtiği Erzincan ve Sivas'ı görmüş oldum. Filmi terketmedim, zira dışarı çıksam yapacak fazla bir işim yoktu. Vakit geçsin diye oturdum sinemada.

Filmde doğru dürüst bir konu olmadığı gibi, diyaloglar son derece saçma idi. Oyuncular komedi yapacağız, güldüreceğiz diye palyaço durumuna girmişlerdi.

Anlayacağınız ben iki saatimi saçma sapan bir şekilde geçirmiş oldum.

Sanırım bir çok kişi benim gibi düşünmüyor. Zira bugünkü gazetelerden birinde bu filmin bugün itibarı ile 3 milyona yaklaşan gişe sayısı ile rekora koştuğunu okudum. Filmin şarkısı 'Entarisi dım dım yar.' dinlenme rekorları kırıyormuş.

Çok merak ediyorum acaba insanlar o filmde benim bulamadığım neyi buldular ki film bu seyirci sayısına ulaştı.

Bu da gösteriyor ki bir filmin tutması için ne büyük prodüksiyonlara, ne çok yetenekli oyunculara, ne çok güzel bir konuya ihtiyaç var. Topla iki üç kişiyi, bul  bir saçma konu, falan filan....

Sonra da 'Türk Sineması nereye gidiyor.' diye sorup duralım. 

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..