Dün ofisboydu bugün Malkoçoğlu!

Nasıl şaşırıp kalmasınlar ki; düşünsenize bir mekanda oturmuşsunuz tüm objektif ve kameralar ise biraz ilerinizdeki masada oturan birinin etrafında adeta dört dönüyor.Diyelim ki siz de geçmişte yaptığınız işleri baz alıp “saksı” olmadığınızı düşünüp kameraların size gösterdiği sınırlı ilgiyi yeterli bulmuyorsunuz. Üstelik, kamera ve objektiflerin odağındaki kişinin geçmişte ne denli sıradan bir yaşamın öznesi olduğunu bizzat gözlemişsiniz…Her kişiliğin böylesi bir kadersel cilveye ancak bilge bir karakterin gösterebileceği tebessümle karşılık vermesini tabii ki bekleyemeyiz. Sonuçta ceplerimizdeki paranın miktarı farklı olsa da çoğumuz sıradan fanileriz, öyle değil mi?

 

Medyaya yansıyan ünlü organizatör Erkan Özerman’ın genç oyuncu, Muhteşem Yüzyıl’ın Malkoçoğlu’su Burak Özçivit hakkındaki “eskiden ofisboydu!” sözünü okuduğumda işte yukarıda sözüne ettiğim kadersel cilveyi düşündüm. Çünkü “ofisboydu” sözünün nereden bakarsanız bakın dikkate alınacak bir yanı yok.Gerçek olsa da olmasa da… Bu sözün hedef alınan kişiye zarar vereceğini düşünmek ancak sıradan faninin işi olabilir. Keşke Erkan Özerman, diyelim ki geçmişte ofisboyluk yapan gencin bugün ulaştığı popülerliği bilgece bir tebessümle karşılaybilseydi.

 

Oysa bugüne kadar Hollywood starlarının bile oyuncu olmadan önce yaptığı sıradan işlere ilişkin birsürü haber okumuşuzdur. Özellikle sinema ve müzik sektörü bu türden hayat hikayelerinin bolca görüldüğü alanlardır.

 

İşte size bahsettiğim “sıradanlıktan dünyaca ünlü oluşa” birkaç bilinen örnek:

 

Ünlü oyuncu Jeniffer Aniston’un ilk işi garsonluk yapmaktı. Bugün için birinin çıkıp da ” Jeniffer, önceden garsondu” demesinin dikkate alınabilir bir yanı olabilir mi; ya da Sharone Stone’un ilk işinde MC Donald’s'ta çalışmasının…

 

Ya bugünün büyük karizması Brad Pitt’e ne demeli! Nasıl ki geçmişte giydiği tavuk kostümü ile yoldan geçenleri çalıştığı lokantaya sokmaya çalışması onun bugün sinemada dev bir isim olmasını engellemediyse aynı şekilde Denzel Washington’un gençlik yıllarında berber dükkanında çıraklık yapıp tıraş sonrası müşterilerin yakasını temizlemesi sinemada önemli işlerin altına imza atmasına mani olmadı.

 

Matthew McConaughey’in bir lokantada bulaşıkçılık yaptığını ünlü yönetmen Quentin Tarantino’nun Porno filmler gösteren bir sinemada yer göstericiliği yaptığını ve daha sonrasında bir video dükkanında satış elemanı olarak çalıştığını hatırlatmış olayım.. Bu tür örnekler o kadar çok ki… Kaldı ki geçmişte yapılan böylesi basit mesleklerin ünlü kişiyi insanlar nezdinde çok daha sevimli ve renkli bir hale getirdiğini kabul etmemiz lazım.

 

Bu çıkış Erkan Özerman’ın ilk ilginç çıkışı değil. Burak Özçivit olayı son da olmayacağını gösteriyor. Hatırlanacağı gibi Özerman, Kıvanç Tatlıtuğ ile de geçmişte polemiğe varan ve mahkemeye yansıyan bir gerginlik yaşanmıştı. İzzet Çapa’ya röportaj veren Özerman, Tatlıtuğ için ” ‘Lüks restoranlardaki yemeklerden hiç zevk almıyordu. Havyarı, zeytin ezmesi sanıyordu.” gibi aşağılayıcı olarak da değerlendirilebilecek cümleler kullanmaktan çekinmemişti. “High Society” raconları bilmemek Özerman’a göre ayıbın daniskası olmalıydı.

 

Sanat camiasındaki egosal patlamaların, çekememezlik ve kıskançlığın her daim yürürlükte olduğunu biliyoruz. Ama en azından Erkan Özerman gibi tecrübeli bir isimden sıradan tavırlar görmek düşündürücü.

 

Yoksa Paris’teki lüks restorantların menülerini ezbere bilen “güngörmüş” bir isimden bilgece tavırlar beklemek çok mu zor?

 

ŞADAN KABA

http://www.medyabey.com