Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '16

 
Kategori
Bilim
 

Dünyanın bilinen en eski elbisesi 5.500 yıllık

Dünyanın bilinen en eski elbisesi 5.500 yıllık
 

google


Burası tamam ama sonrası değil:

“Elbisedeki bu ince ayrıntılar, sadece uzmanlaşmış bir zanaatkar tarafından yapılabilmiş olmalıydı. Uzmanlaşmış bir zanaatkar zümresi ise, ancak 5.000 yıl önceki Mısır toplumu gibi, zengin ve hiyerarşik bir toplumda ortaya çıkmış olabilirdi.”

http://www.haberdar.com/yasam/dunyanin-bilinen-en-eski-elbisesi-5500-yillik-h18920.html?mnst=6274

Tümüyle yanlış varsayımlar dizisi.

Uzmanlaşmış zanaatkar zümresi, devletten ve yerleşik toplumdan  önce de vardı.

Yani, avcı ve toplayıcı toplumda herkes her işi yapmıyordu ve ayrıca giyinme, 5 bin yıl öncesinden önce de vardı. Terzili toplumlar olabilir, terzisiz toplumlar olabilir.

Üst primatlarda, hatta yırtıcı otoburlarda bile, (kovalamayı en hızlı, çevirmeyi en sessiz hayvanın yapması gibi) avlanırken farklı işlerde ayrışma gözleniyor.

Asıl önemlisi, makaklarda gözlendiği üzere, yıkanan patatesi herkes görüyor ama onu kullanmayı öğrenmeye çabalayan az maymun oluyor. Yani, bugün bile her terzinin diktiği elbise giyilemiyor. Bu da, yukarıda savlandığının tersine, uzmanlığın çözüm olmadığını imliyor.

Bu didaktizm ve pozitivizm, bilimi hep öldürdü ve hala öldürüyor.

Zaten yakın zamanlarda Mısır tarihi, MÖ 3500 öncesine geliştirilecek gibi. Konsensusu ikna etmek için zaman kullanıyorlar. Neolitik Devrim için de öyle: Resmi sayı 12 bin yıl, gayrıresmi sayı en az 15 yıl öncesi.

“Dr Alice Stevenson ‘Elbisenin daha erken bir döneme, İlk Hanedanlık dönemine tarihlendiğinden hep şüphelenmiştik. Fakat daha önce testler için gereken örnek miktarı, elbiseye çok fazla zarar vereceği için bu şüpheyi kanıtlama şansımız olmamıştı’ dedi.”

İşte bu nedenle, sevgili hocam Aslıhan Yener ve birlikte çalıştığı kişiler, zarar vermeyen (nondestructive) inceleme yöntemini tarihe soktular. 20-25 yıl önce.

Buradaki bilimcilerin yapacakları şu idi:

Elbisenin belki yüzde bir gramını alacaklardı. Onun molekül yapısını kromotografi ile belirleyeceklerdi. Sonra, tarihi belli olan ketenlerle karşılaştıracaklardı. Kaldı ki işin içinde bitkinin genleri de var. Piramitlerde tohum da bulunmuştur.

Yani:

Bilimciler de insan, hem de alt-insan...

Dar kafalı, inatçı, bilmez ve bilmediğini de bilmez...

Vd, vb...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..