Bence çok yerinde bir öneri. Bu yolla devlet büyük alımlarla ekonomiyi daha kolay yönlendirebilir ve büyük istihdam artışını sağlayabilir.
Basit bir hesapla bir öğün yemek, 7 milyar dolar para yapıyor;
Öğrenci Sayısı : 20.000.000
Tabldot Fiyatı Ortalama : 4 TL
Günlük Ciro (1 Öğün) : 80.000.000 TL
Aylık (20 gün) : 1.600.000.000 TL
Yıllık (8 ay) : 12.800.000.000 TL
Dolar Olarak Yıllık : 7.111.111.111 Dolar
Okullarda FATİH projesi ile de tablet bilgisayar dağıtılacak. Bunun da 10 milyar dolar tutacağı söyleniyor.
Aynı şey belki tekstil için de düşünülebilir. Öğrenci giysileri, hatta ayakkabıları da bu kapsama alınabilir.
Yani neresinden bakarsanız bakın öğrenci kesimi en az yaklaşık 20 milyar dolarlık bir ekonomik potansiyel yaratabilir.
Zaten bugün haberlerde yazıyor. Türkiye, Çin'den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi olmuş. Çin'in devlet kapitalizmi uyguladığı ve bunu devam ettireceği biliniyor.
Zamanın Almanyası, Türkiye'si de devlet kapitalizmini uygulayarak muazzam büyüdüler.
Türkiye, muazzam devlet alımları ile özel sektörü de geliştirebilir ve sermayenin adil bir şekilde tabana yayılmasını da sağlayabilir. Nitekim sağlık sektöründeki devasa devlet alımları galiba yakın gelecekte eğitim sektöründe de uygulanacak. Başbakan dershaneleri kapatacaklarını, üniversite sınavlarını kaldıracaklarını, dersanelerin özel okullara dönüşmesi gerektiğini, zira yeni sistemde buna çok ihtiyaçları olacağını açıkladı. Bu yolla özel okullar 500 bin öğretmen de istihdam edecekmiş ve atanamayan öğretmen sorunu da çözüleceği söyleniyor.
Bir de şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Kentsel Dönüşüm Projeleri başlayacak ki orada da herhalde yüz milyarlarca dolarla ifade edilecek ekonomik büyüklüklere ulaşılacak.
Bence hakkaniyetli olunduktan sonra, partizanca davranmadıktan sonra, bu devlet sürüklemeli sistem ekonomiyi büyütür ve kalkınmayı hızlandırır.
Hem de olası bir kriz durumunda, Türkiye kendi iç ekonomisini çalıştırarak bir B planı da kazanmış olur.
--**--
Dünyanın en hızlı ikinci ekonomisi Türkiye
Türkiye yıllık bazda yüzde 8.5'lik büyümeyle en hızlı büyüyen ikinci ekonomi olarak belirlendi. Çin geçen yılı yüzde 9.2 büyümeyle kapatarak ilk sırada yer aldı.
TÜİK, üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 2011 dördüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, büyüme hızı 2011 yılının son çeyreğinde yüzde 5,2 oldu. Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, 2011 yılının dördüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre gayri safi yurtiçi hasıla cari fiyatlarla 339 milyar 755 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.
Büyüme hızı, geçen yıl ise sabit fiyatlarla yüzde 8,5 oldu. Geçen yıl gayri safi yurtiçi hasıla cari fiyatlarla 1 trilyon 294 milyar 893 milyon liraya (772 milyar 298 milyon dolar) çıktı.
2011 yılında, kişi başına milli gelir ise 10 bin 444 dolar oldu.
Öte yandan, takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH, 2011 yılı dördüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,7’lik artış gösterdi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri de bir önceki döneme göre yüzde 0,6 arttı.
ŞİMŞEK: YUMUŞAK İNİŞ DENGELİ SÜRÜYOR
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, büyüme rakamlarına ilişkin olarak, 'Ekonomideki yumuşak iniş, hedeflerimiz doğrultusunda dengeli bir şekilde devam etmektedir' dedi.
Şimşek, büyümedeki sağlıklı yapının 2012'de de etkisini sürdürmesini ve büyümenin yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesini beklediğini kaydetti.