Dürümcü Volkan'ın reklam bilinci

Dürümcü Volkan'ın reklam bilinci 

Tam 16 yıldır mesleğim gereği özellikle ticaret yapanların reklam bilincini, reklam etkinliği konusunda yeterliliğini arttırmaya çalışıyorum ben güzel okuyucum. Bu 16 yılda binlerce insanla karşılaştım; tanıştım. Kimiyle anlaşıp çalıştım. Kimiyle anlaşamayıp kendi haline bıraktım. Bu süreçte sayısını bilmediğim kadar renkli kişi ve olayla karşılaştım. 

Bunlardan biri, kendisinin de çok da farketmediği bir şekilde dikkatimi çekti ve özel ilgi alanıma girdi ki, onu size anlatamadan yapamadım. 

Onun adı Volkan... Pendik'te, Kaynarca semtinde, topu topu 10m2, ufacık bir dükkanı var dürümcü Volkanımın... 25, 26 yaşlarında, olağanüstü atak, biraz tez canlı, inanılmaz hızlı düşünen, çok zeki, cevval bir genç kendisi. Ve de şımarıp çizgisini bozmazsa eğer, şimdiki gibi gece gündüz sahip çıkarsa ekmek teknesine eğer, en geç 5 yıl sonra dürüm yapıp, satarak servet sahibi olacak. 

Tamam pişirme tekniği, özel lavaşı, çeşnisi bol salatası başarısında etkli olsa da; ona kanatları reklam harcamaları ve doğru reklam anlayışı takacak. 

Normal, sıradan, onun büyüklüğünde bir dürümcü yılda 3000 magnet ( mıknatıslı etiket) tüketirken, benim Volkan ayda 3000 magnet tüketiyor. Her siparişin içine, "Magnetiniz bizde var." diyene bile, kaşla göz arasında veriyor magnetini Volkanım. Kendine uygun gördüğü bölgede gece gündüz, arı gibi dağıttırır magnetini reklam bilinci zirvede olan Volkanım. 

Sadece magnetle yetinmeyip. broşür, kartvizit, sticker, takvim, imsakiye... Ne bulursa alr reklamım olsun diye. 

Gecenin saat 11'inde telefonumu bağırtıyorsa biri avazı çıktığı kadar, bilin ki o dürümcü Volkandır. 

- Cem abiii! Cem abiii! Yetiş! Yetiş! 

- Ne oldu Volkanım, gecenin bu saatinde? Hayır mı? 

- Yetiş abiii! Magnetim bitti! 

" Magnetim bitti." derken öyle bir inler ki, sanırsınız ki dünyanın sonu geldi. 

İşte bu yüzden, Volkanım uçacak. Reklam bilinci Volkanımı uçurucak. 

Zamanın birinde, Türkiye gazetesi'nde çalıştığım dönemde, DES sanayi sitesinde, hazırladığımız sektörel ek için, ekibimle alan taraması, saha çalışması yaparken; adının Kemal olduğunu öğrendiğim sektörünün önemli bir ismiyle, önemli bir sanayiciyle konuşmaya başladık 

- Her firmanın reklama ihtiyacı vardır Kemal bey. 

- Ben 30 yıllık sanayiciyim. Reklama ihtiyacım yok. Kim söyledi sana herkesin reklama ihtiyacı var diye? 

- Bu işe yıllarını vermiş yöneticilerim. 

- Hay seni bana gönderen yöneticinin.... 

- Ben bu işin akademik eğitimini de aldım Kemal bey. Esas reklam kampanyası, piyasa durgunken yapılır. 

- Hay seni okutan hocanın... 

Bir yanda 10m2 dükkanında sattığı dürüm için binlerce magnet dağitan genç Volkan; öte yanda 30 yıllık sanayici Kemal... Reklama inanmayan... 

Söyleyin bakalım şimdi; hangisi akıllı olan? Karının neredeyse tamamını reklama yatıran dürümcü Volkan mı? Ticaretten aldığı halde yükünü, reklama sırtını dönen sanayici Kemal mi?