Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlüğün tatili

E-günlüğün tatili
 

Martı kardeşten kalan son hatıra...


Uzun bir bayram tatilinin ardından (dün) bize bayram bitti. Bayramların birinci günü, yılbaşlarının ertesi günü ve pazar günleri tatil yapıyoruz. Aslında tatil demek pek doğru olmaz, dinleniyoruz demek daha doğru. O günlerin dışında bütün sene hiç durmadan çalışıyor ve geçinmeye gayret ediyoruz.

Merhaba e-günlüğüm; dün de dinlenme günlerimizden biri idi. Aynı zamanda bayramın birinci günü idi. Ev de ben, Boss, ve Linda'dan başkası yoktu.

Sabah kalkıp, kahvaltımı yaptım ve Boss'u çıkardım. İlk olarak onunla bayramlaştım. Sonra Linda'yı çıkarıp onunla bayramlaştım ve ardından martı kardeşi çıkarıp onunla bayramlaştım. Parmaklarımı gagalayarak o da benim bayramımı kutladı. Bu sabah o'na zaman ayırıp uçmasını sağlamayı planlamıştım iki gün önceden. Bahçeye bıraktım. Zıpladı, zıpladı, kanat çırptı, gagası ile tüylerini temizleyip bol bol havalandırdı. Bir ara bahçenin bir ucundan bir ucuna kadar kendi gayreti ile uçtu ve yerde yine kanat çırpmaya devam etti. Bazan durup "yahu ben neden uçamıyorum, bir yerlerde hata mı yapıyorum" diye düşündüğünü hissettim. Özgüvenini kaybetmesin diye bir ara kuyruğundan tutup havaya attım. İyice havalanıp yine bahçeye yumuşak iniş yaptı. "Güzeeel iniş yapmayı öğrenmiş" dedim içimden. "İniş yapmayı öğrendiğine göre uçacak demektir" diyerek, tejkrar kuyruğundan yakalayıp kuvvetli bir biçimde havaya fırlattım. Ve uçtu. Hiç durmadı, beş altı bina ileriye gidip bir çatıya kondu. Artık uçmayı öğrenmişti ve bizi terketti. (zaten o'na ayırdığım balıklar da bitmişti.) Sanırım bundan sonra ailesi ile yaşamını devam ettirecek ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenecek...

Bütün işlerimi öğleden evvel hallettim ve oğlum geldi. Onunla bayramlaştık. Biraz yine boğazı ağrıyor muş. "Önemli değil akşam ben sana bakar iyileştiririm dedim." Daha önce yine bakıma almıştım ve "iyileştim" deyip kalkmıştı. Ben o'na bir gün daha yat yine hastalığın nükseder" demiştim ama aldırmamıştı. Gençlik işte...

Öğle saatlerinde 30 senedir görüşmediğim dayım'a ziyarete gittik. Kendisini geçen hafta yolda görmüş ve konuşmuştuk. Aramızda hiç bir sorun yoktu ama (biraz var dı) yaşam şartları yüzünden görüşemiyorduk. Görüşmeyeli oğlu ve kızı evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş du. Onlar da benim oğlumu ilk kez dün gördüler. Dargınlıklar geride kalmış, güzel bir sofra etrafında toplanmıştık. Yöresel keşkek, yemeği, dolmalar, ev yapımı pastırma, turşu ve tatlılar eşliğinde, bol bol sohbet ettik.

Saat 14:00 gibi eve geldik ve gençler gelmeye başladı. Sıra sıra hepsi elimi öpmeye geldi. Akşam üzeri ev gençlerle dolup taştı. Hem bayramlaştık, hem de çok eğlendik.

Sırası ile Linda'nın ve Boss'un yemeğini verip dışarıda masamı kurdum. Ben rakımı içerken gençler de bahçeye doluştu. Saat ilerlediğinde hepsi yavaş yavaş evlerine gitti ve her akşam ki gibi sessiz, sakin, huzurlu ortamıma kavuştum. Bir süre oturup, saonra oğlumu bakıma almak için içeri girdim. Geleneksel anneanne yöntemleri ile yoğun bir bakım uygulayıp yatırdım. Bir süre sonra da ben yattım.

Sabah Linda ile işe gelip günü selamladık.

Bayramın birinci günü işkence edilerek öldürülen, katledilen canlıların haberlerini okudum. İçler acısı bir durum. Neden hiç bir şeyi adabı ile yapamıyoruz? Bence bu eli bıçaklı kişiler potansiyel katil. Canlı hayvanları bu şekilde öldürenler bir insanı da rahatlıkla kesip, öldürebilir. Yazık. Bütün vahşet görüntüleri tüm dünya'ya yayıldı...

Ortalık öğlene kadar sakindi e-günlüğüm. (sanırım yakında yazlığı olanlar İstanbul'u terketmişler.) Öğleden seonra trafikteki araç sayısı arttı ama, diğer günler gibi sıkışıklık yoktu.

Sakin bir gün. Öğlenden sonra trafik yine sükunetini korudu. Ben de fırsattan istifade ara sıra eve gidip oğluma bakıyorum. İyileşti sayılır. Tabi yine iyileştim diye yaka bağır açık gezmezse...

Akşam üzeri oğlumun arkadaşları akın akın doluşmaya başladılar. Önce iş yerine gelip bizi selamlıyorlar sonra eve gidip evi işgal ediyorlar. İşgal ordusu gibi veletler. (pek velet diğiller ya) Ev de yine curcuna var anlaşılan. Bu akşam da kafa dinleyemeyeceğim. Artık yarın hepsini kovalar dinlenirim...

Akşam yemeğinide huşu içinde yedikten sonra günü sonlandırıyor, sayfayı kapatıyorum e-günlüğüm... Pazartesi yine yazışacağız. Hoşçakal

Gönderilme tarihi: 28/11/2009
Saati: 16:50


Biliyor musun: Bulgaristan Uzay Araştırmaları Enstitüsü bilim adamları, Dünya'da halihazırda uzaylıların olduğunu ileri sür müş... (iyi ki adımı ve yerimi söylememişler)
Çirkin söz: ''Kadın yılanların en tehlikelisi. Zehrinin ilacı bulunmaz..." Bhartrihari
Güzel söz: "İnsanları iyi tanıyın. Her insanı fena bilip kötülemeyin. Her insanı da iyi bilip övmeyin..." Mevlana

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..