Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük sezaryen'e karşı...

Sezaryenle doğum genetik yapıyı değiştiriyor muş, muş, muş...
İsveç'te yapılan bir araştırma, sezaryenle doğan çocukların DNA'larında değişim yaşandığı sonucunu verdi. (ntvmsnbc) Dahası var, sadece genetik yapıyı değiştirmiyor, ne zaman açıklayacaksınız? Doğumdan önce binlerce kez muayene ettiğiniz ve radyasyon ve ses dalgaları yayan cihazlara tabi tuttuğunuz anne ve çocuğun organlarının ileride, yeterince gelişmediği ve doğru işlevi görmediğini ne zaman açıklayacaksınız. Çocuğun anne sütüne altı ay değil en az on ay ihtiyacı olduğunu ne zaman açıklayacaksınız? Plasenta parçalarının içeride kalıp zamanla kanser tümörü oluşturduğunu??? Senelerdir bütün kadınlarla bu yüzden kavga ettim. Dilimde ve olmadık yerlerimde tüyler bitti. Bana, haklı olarak inanmadılar. Çünkü içgüdülerimle konuşuyordum... Çok arkadaşımı "doğrucu davutluğum" yüzünden kaybettim. İçlerinden "sen koskoca doktorlardan profesörlerden daha mı iyi biliyorsun ukala" dediler. Bazıları dinlemedi değil ama çok azı. Şimdi belki diğerleri de inanırlar ama iş işten geçeli çok oldu. Tıp dünyası (değişik ve asılsız nedenlerle) bütün sezaryene zorladığı kadınlardan özür dilese bile hiç bir şey değişmeyecek. O kadınları denek olarak kullanarak kazandıkları trilyon dolarları geri verseler ne olur? Hiç. "özür dileriz, bu güne dek, hem çevreyi, hem doğayı, hem de insanlığın soyunu katlettik" demeleri gerekiyor ki, hiç sanmıyorum. Ardında yeni bir ticari politika vardır...

Merhaba e-günlüğüm; diyorum ki, Ey insanoğlu! Kendini dinle, içindeki sese kulak ver, hislerine, içgüdülerine asla karşı gelme. İşte o zaman doğru olanı yaparsın. İçgüdülerimiz bize bilgilerini bir çıkar karşılığında vermez, paraya ve lükse ihtiyacı yoktur. İçgüdülerimiz bize, anneliği, babalığı, gençliği, doğruyu, yanlışı, öğrettiği gibi doğru insanı, yanlış insanı ayırmamızı bile sağlar. Aşkı sevgiyi içgüdülerimizle (ambalaj'a aldanmadan) daha rahat bulur ve daha mutlu oluruz...

Ne diyorsun sen ya! Onca okumuş eğitimli insan varken iç güdü neymiş? İçgüdü ile yaşanır mı? Her işin uzmanı vardır ve ona danışmak lazımdır. "Gerçi ben danışmam ama yine de danışmak iyi olur." derim.

Dün gece bahçede ne martı, ne de karga yavrusu vardı. Demek ki bizim sokakta üç martı uçmakta geç kalmış ve bana yollamışlar. Belki ileriki günler de yine yumurtlayıp yollarlar...

Biz de normal yaşantımıza heyecansız ve değişiklik yaşamadan devam ettik. Yok yok bir değişiklik yaşadık. Evde içki bitmiş. Olacak şey değil. İçki stoğumu tamamlamayı ihmal etmişim. Aslında biraz vücudumu dinlendirmek istedim. "bu akşam içmeyeyim" dedim. (yalaaan. ay başı olduğu için maddi sıkışıklıktan içki alamadım) Çaktırma be e-günlüğüm... Bu akşam alırız işte. Hem kiraları ödemeden içki neyin alınır mı hiç? Mal sahiplerine ayıp olur. "Bak kiraları ödemedi ama bahçede içkisini içiyor" derler.
Neyse çay içmeye devam ediyordum ki oğlum harçlığı ile bir şişe rakı almış geldi. Yine içkisiz kalmadık yani. Ne güzel vücudumu dinlendirecektim ama olmadı. Bu gün için Rus salatası siparişimiz var dı. Onu yaptıktan sonra sırası ile köpeklerimizi çıkardık ve rakımızı içmeye koyulduk. Boss her akşam "niye oyun oynamıyoruz" diye bana sitem ediyor ama, ayağının iyileşmesine az kaldı. Bir hafta sonra oyunlara başlarız herhalde.

Sabah Linda ile iş yerine geldik ve güne hazırlık yaptık. İnternet de haberlere baktım. "irtica ile mücadele ve eylem planı" mağduru Albay tahliye olmuş... Neden acaba? E-günlüğümü mü okudular yoksa. Her türlü belge yaparım diye beni mi sorgulayacaklar acaba? Buyursunlar. Başım üstünde yerleri var. Onlar için de itina ile sahte evrak yaparım.

Oğlum öğlene doğru kalkıp, arkadaşına gitti, ben de İlk iş olarak Rus salatasını götürüp teslim ettim, paramı aldım.
Sabah servislerimin ardından öğle yemeğimi ve peşinden tatlımı yedim. Sonra yine servislere ara ara devam ettim. Yavaş yavaş yaz geliyor. Kumsal ve güneş ile deniz kenarında buluşanlara selam ederim. Ormanlarımızı yakmadan tatillerini cici cici tamamlasınlar ve bir an önce evlerine gelip bol bol su içsinler. Onları özledik.

Tabi günde üç kez atlet değiştirince böyle çağrılar yapmak geliyor içimden. Akşam üzeri güneş bizim üzerimize direkt gelmekten vazgeçince biraz serinliyoruz. Servislerimi yapıp her zaman ki gibi yemeğimi ve tatlımı yedim, birazdan deniz kenarına gidip, akşam serinliğinde denize gireceğim. (ne hayal ama...)

Değerli e-günlüğüm; moralimi bozamazsın biliyorsun. Ben halimden memnunum, önceliklerim, amaçlarım ve beklentilerim biraz farklıdır. Şimdi seni göndereyim de biraz senin moralin bzulsun. Bir sürü arkadaşın tatile çıktı, çoğunu göremeyeceksin. Hadi güle güle. Yarın ben yine buradayım ve yine yazıyor olacağım...

Biliyor musun: Temmuz ayında doğan toplam kişi sayısı: 6, 931, 875 miş...
Çirkin söz: ''O bölgeye hayat verecek o projenin önünü kimse kesmesin;" Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu kredisi askıya alınan Ilısu Barajı inşaatına bir an önce başlamak istediklerini söyledi. Eroğlu, projeye karşı çıkan şarkıcı Tarkan ve Orhan Gencebay'ı da uyardı. (hey gidi "rant" sen nelere kadirsin...)
Güzel söz: "İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, çok parlak ışıkta da..." Montaigne

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..