Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte iç karartan haberler

Haberler iç karartıyor, susuzluktan, global ısınmaya, orman yangınlarından, siyasi çekişmelere, nesli tükenen hayvanlardan, insanların sağlık sorunlarına, kene ölümlerinden, trafik kazalarına kadar her haber, gerginlik yaratıyor, ruhumuz karartıyor, endişelendiriyor, tedirgin ediyor, korkutuyor ve "dünyaya bir daha mı geleceğim hemen gidip tatil yapıp keyfime bakayım" mantığını ön plana çıkarıyor... Hatta insanlar zamanı gelmeden evleniyor, ilişkilere giriyor, arkadaşlıklar kuruyor, suç işliyor, yasaklara ilgi duyuyor (benim gibi rakı sigara içiyor), .. Duyduğuma göre bu dünyada ki ve ülkede ki tedirginlikler yüzünden gece altını ıslatan yetişkinler bile varmış....

Merhaba sevgili e-günlüğüm.;

Evet haberler hiç iç açıcı değil ama tv, izlemezsen, gazete okumazsan, radyo dinlemezsen her şey çok güzel ve sorunsuz. Bu sefer de sana a politik, a sosyal, a ntipatik, a insan, a manyak, a deli gibi vasıflar yükleyip seni, haberlere ve olayların içine çekiyorlar veya çekmeye çalışıyorlar. "Ulan" diyorlar "biz burada mutsuz, ne yapacağını bilmeyen, maymun olmuş bir tüketim canavarı yaratmaya çalışıyoruz, sen mutlu olacağını mı sanıyorsun?" diye haykırıyorlar. Dertler ve sorunlar paylaştıkça azalırmış... Hıh külahıma anlat. Sorunlar artık bütün medya kanalları ile paylaşılıp yayılıyor ama azalmıyor. Tam tersine daha da karmaşık hale geliyor. Dertlerini paylaşan kişi için iyi. O paylaştıkça tüketiyor ve başkalarına atıp rahatlıyor. Ama diğerleri paylaşan öz hakiki mutsuzdan daha öz hakiki mutsuz hale geliyor. Bu yüzdendir ki hayatım boyunca hep mutlulukları paylaşmışımdır. Sorunları ve mutsuzlukları hep kendi içim de en kısa zamanda çözmüşümdür. Doğru orantılı denklem... Mutluluk da mutsuzluk da paylaştıkça artar. Neyi paylaşıp artırmak istediğin sana kalmış sevgili e-günlüğüm...

Dün gece kasap amcadan bol bol kemik aldım. Ne mi yapıyorum? Kemirip dişlerimi temizliyorum. Dalga geçme günlüğüm. Tabi ki Boss ve Linda için alıyorum. Lapaya katıp bir güzel sağlıklı, yağsız ve tuzsuz yemek hazırlıyorum.

Bir güzel bahçe suladım yine dün akşam. Ardından oğlum ve arkadaşları geldi ordular halin de. Bütün arkadaşları bana "baba" demeye başladı. Çok seviyor keratalar beni. Ben konuşurken ciddi ciddi dinliyorlar. Neden? Çünkü ben onların ilgi alanların da konuşuyorum. Nasihatten uzak, öneriler içeren konuşmalar. Konuşmaların arasına konu ile ilgili bir de erotik fıkra sıkıştırınca daha da hoşlarına gidiyor... Haberleri yok, ben de onlardan enerji alıyorum... Hepsi benden uzun be kardeşim. Hormonlu develer ne olacak...

Değerli e-günlüğüm, Kuaför salonu kurumsal abonem çok olduğu için adım iyice kuaför mafyasına çıktı. Bütün arkadaşlarım, "kuaför mafyası ne haber" diye sesleniyor. Kuaför demişken aklıma, asya, avrupa, ortadoğu ve balkanların en güzel kuaförü geldi aklıma. TOKA KUAFÖR (biraz reklam oldu ama neyse... Görseniz kaför değil manken ajansı sanarsınız. Buradan ajanslara sesleniyorum, Kübra hanımı mutlaka görsünler. Güzellikle zeka ve iyi kalp bir arada olmaz diyenlerin teorilerini alt üst ediyor. Türkiye de ve hatta dünya da benim diyen manken yanından geçemez. Harika, mükemmel, insanca yaklaşımı benimsemiş, başarılı bir personel ordusu ile çalışıyor. Bütün personel değerli ve kıdemli Songül hanım (tanıdığım en iyi esnaf) komutasında ve emrinde disiplinli bir şekilde hareket etmekte. (ondan ben bile ürküyorum, ) Ara sıra rüyalarını yorumluyor, kısa sohbetler yapıyorum. Enerji alış verişi yapıyor güzel temennilerde bulunuyoruz. Ne diyeyim, hepsi harika insanlar. Bir bayan olsaydım, (belki ileride erkek olmaktan usanırsam...) mutlaka TOKA kuaföre gider ve bir şeyler (fön, röfle, manikür, pedikür) yaptırırdım.
Bu gidişle bir sonra ki ay kiralar çıkmayacak gibi. En iyisi ben karadenizde gemileri batmış vaziyeti alıp, kara siyah düşüneyim. Yok yok yılmadan mücadele edeyim bir yerlerden ucunu yakalarım.
Bu gün de bitmek üzere, hatta hafta bitti. "Çevre için ne yaptık" diye her gün sormaya başladım kendime. Çevre ve doğa için bir şey yapmadan geçirmiyorum günlerimi.
Sen de yap e-günlüğüm, yapmayanları uyar emi?
Şimdilik gidiyorum, yarın yazışamayacağız ama pazartesi yazışırız. Hoşçakal.

Biliyor musun? Baykuş, mavi rengi gören tek kuştur... (boss'da görüyor ama o kuş değil:)
Güzel söz: "Hiç bir yeri sadece ben istediğim için verimli bir çalışma mekanı haline getiremem. İnsanların kendileri istedikleri için çalışmalarını sağladığınız yerde full kapasite ile yürüyen bir çalışma ve verimli üretim vardır..."
Charles H. Steinway (Demek böyle yapacağız)

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..