Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte kadınlar erkeği döver:)

Mısır'da El Ezher Üniversitesi Fetva Kurulu Başkanı (üniversiteye bak...) Şeyh Abdülhamid el Atraş, “Bir eşin kendini korumak için kocasına vurması yasal hakkıdır” demiş... Bu ülkede yüz kadından otuz beşi aile içi şiddetten ölüyormuş... Şimdi bir de karşılık verecekler tam çatışma çıkacak. Bizim anadolu kadınından biraz ders almaları gerekiyor. Büyük şehirler de erkekler kadını döverken, anadolu da kadınlar erkekleri dövüyor. Mavi çatı (o ne?) evden kovulan ve eşinden dayak yiyen erkekle dolup taşıyormuş. Bende sık sık kadından dayak yerim ama hiç sesim çıkmaz. Belki de ortamlar ve anlayış farlıdır. Hem kadından dayak yemek çok güzel bir duygu yaratır. Kadın erkeği dövdükten sonra, duygusal yapısı yüzünden üzülür ve kendini affettirmek için her yolu dener... (işte burası çok önemli) Bu yüzden büyütülecek bir şey olduğunu sanmıyorum...

E-günlüğüm hazır ol, yakında yeni bir ünlü ülkemizi kasıp kavuracak. Hikayesi şimdiden hazır. "Kasklı tecavüzcü sapık..." Kendisi bir tenor, babası emekli baş komiser. Sapık yakalandıktan sonra, kızına tecavüz ettiğini iddia edenlerin emniyete başvuruları artmış... (kızım olsa ben de şikayetçi olurdum) Sanık tutuklandığı andan itibaren susma hakkını kullanıyor muş... Ne demişler "rezil olmadan vezir olunmaz" (daha önce katiller de diziler de oynamadı mı?)

Merhaba e-günlüğüm; Ben de ünlü olmak için yaratıcılığımı kullansam mı acaba? Harika fikirler yaratabilirim diye düşünüyorum. Karım olsaydı her gece dayak yediğimi söyleyip medya da görünebilirdim ama o da yok. Haber başlığı şöyle olurdu herhalde "işte karısından her gece dayak yiyen adamın içler acısı hali." altında da hiç bir dayak izi olmayan karizmatik bir erkek. Açıklaması bütün ülkeyi fantazi dünyasına götürüp, getiriyor...

E-günlüğüm; bugün boynuzlarını görüyorum, geyik olmuşsun. Bu ne muhabbet böyle. En iyisi araya girip günlük yazmaya çalışayım.

Dün gece den bu yana çok değişik bir şey yapmadım. Tek değişiklik akşam bahçe de rakı içmem di... Sabah işe geldiğim de telefonun ekranında, , arayan abonelerimin telefon numaraları vardı ve onlara geri dönüp siparişlerini götürdüm.
Sonra Facebook sayfama iskoçyalı arkadaşımın söylediğini yazdım. (dün "güzel söz" olarak sana yazmıştım.)

Okulda ki merasimden sonra Elmar yardıma geldi. Ona chokella aldım, çok sevindi. Yarın tam gün gelecekmiş. İyi gelsin yarın siparişlerimiz var kamyon gelecek...

Evet e-günlük yine akşam oldu. (olmamalımıydı?) yemeğimizi yedik ve oturup dinleniyoruz. Tabi dinlenirken de çay içmeyi ihmal etmiyorum. Eh artık seni de göndereyim de. Ne olur ne olmaz, mahkeme kararı ile site kapanır falan, sonra arada kalırsın...

Yarın yine yazışırız. Hoşçakal

Biliyor musun? İlk mecliste bir oturum sırasında, üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak; bir din bilgini olan üyeye cevap vermiş: "Adam olmak demektir hocam! Adam olmak... (M.K. Atatürk anılarından)

Güzel söz: "-Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar... M. K. ATATÜRK

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..