Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlükte rakı araştırması:)

Dün gece hava ne soğuktu öyle. Hem soğuk, hem yağmurlu. Baktım Linda'da tık yok, Boss'ta tık yok, hiç aldırmadım çıktım bahçeye. Az bir rakım kalmış şişenin dibinde. Yazık olmasın, cam şişenin içinde duracağına, damarlarımda kendini bulsun dedim. Biraz koyun beyaz peyniri ile şenlendirdim hem kendimi, hem şişeyi. Derler ya "içki şişede durduğu gibi durmaz" Zaten rakı içmem bu yüzdendir. Hep merak etmişimdir, şişenin dışında nasıl duruyor diye... Bir öğrensem rakı içmeyi bırakacağım zaten...

Merhaba e-günlüğüm; Rakıyı bırakacağım ama bu sefer de başka bir içkiye başlayıp, onun şişe dışında nasıl durduğunu araştıracağım. Tabi araştırırken de her gece onu şişenin dışına çıkarıp (bardağa veya kadehe koyup) içeceğim. Bunca yıldır tek keşfettiğim: Şişe de durağan olduğu, ama dışına çıkınca akışkanlaştığı... Durgun su ile akarsu misali... Ama bu bilgi ile yetinmem, araştırmalarım devam ediyor. Bitince dünya kamu oyuna açıklama yapacağım...

Dikkat! Hastane bakterileri güçleniyor... Hastane ortamında bazı yüzeylerde bulunan ve enfeksiyonlara neden olan A Baumannii adlı bir bakteri türü giderek güçleniyor. Uzmanlara göre bu bakterinin kontrol altına alınması neredeyse imkansız hale geldi. (ntvmsnbc) Bunlar iyi günleriniz, daha neler olacak neler. Saygıdeğer bilim insanları ve araştırmacılar; Ağızda ki, elde, araba da, ayakkabı da, tuvallette, yatakta, çarşafta, yastıkta vs. varolan zararsız ve yaşamamızı sağlayan bakterilerden bizi korkutup, kimyasallarınızı satmaya çalışacağınıza, sizin yarattığınız ölümcül bakterilere çözüm bulun... Tevekkeli değil, hastaneye sağlam giren çürük çıkıyor. İpucu: Bakteriler muazzam akıllı ve uyumlu yaratıklardır. Kendilerini ortam şartlarına göre sürekli geliştirir ve güçlendirirler. Üremeleri yine duruma göre değişkenlik gösterir. Belli bir kuralı yoktur. Aynı zamanda bir bakteriyi, başka bir bakteri öldürür. (hadi yine iyisiniz, işinizi kolaylaştırdım, çalışın bakayım..)

Dün gece ayrıca lehman kardeşleri (Lehman Brothers) telefonla arayıp, ağzıma geleni söyledim... Piyasayı, bir avuç kardeş (sayısı ve anne babaları belli değil) çetesi olarak, bir banka ile ne hale getirdiklerini bir bir anlatıp, anne, babalarına hürmetlerimi ve saygılarımı iletip, tam özür diliyor, , "abi bir daha olmaz bizi affet" gibi Amerikan sokak İngilizcesi ile bir şeyler söylüyorlardı ki, yüzlerine kapattım telefonu... Terbiyesiz herifler dünya piyasalarını allak bullak ettiler. Biz Türk olarak şöyle etkili kardeşlere sahip olamadık...
Bu kriz en çok Somali'li korsanlara yaradı galiba. Adamlar şaka maka derken gemileri kaçırarak dünyanın malını götürdüler. O malları piyasaya dağıtsak belki global kriz engellenirdi...

Değerli e-günlüğüm; yine hareketli bir gün yaşıyoruz (genelde çarşamba günleri sakin olurdu) ve çok da rahatım. Kendi arabamla, kendi işyerimde ve kendi kaynaklarımla aldığım ürünleri dağıtıyorum. Bakalım bana da kriz uğrayacak mı? (sinir krizleri dışında) Hani kimseye zararım yok, kendi kendime kavruluyorum. (kavrulmaktan kaskatı kesildim)

Öğleden sonra Anneme uğradım. Dün halsiz ve ateşli yatıyordu, bu gün ayaklanmış. Hatta espri yapayım dedim, bana kızdı. ("hadi ne zaman kitap yazacaksın?" dedim.) Sonra altı yaşında iken evlerinin karşısında yanan bakır atölyesini anlattı. Sahibi Agop'adında bir ermeni imiş ve Anneannem, o zaman telefon olmadığı için, itfaiyeyi arayamamış ve koşup Agop efendiye haber vermiş. Sonra mahalle halkı birlikte yangını söndürmüşler ve Agop efendi, Aneanneme bir bakır güyüm hediye etmiş... (bir düşüneyim bakayım, ben altı yaşıma ait neler hatırlıyorum.) Bu hafta ilaçları kesmişler, sadece vvitamin veriyorlarmış... İlaç kullandığı zamanla, kullanmadığı zaman çok farkediyor.

Akşamı ettik yine değerli e-günlük. Yemeklerden, bulgur pilavı, yeşil mercimek ve komposto vardı. Linda'nın yemeğinin içindekileri saymayayım, çok yer tutar. Hepsini yedik bitirdik. Bu gece hava soğuk, dışarıa oturmayayım mı? Yok daha neler, sen ne diyorsun, Boss beni gebertir. Kar da yağsa belli bir süre (Boss'un dili bir karış dışarı çıkana kadar) dışarıda oturup, rakı hakkında ki araştırmalarımı sürdürmem lazım...

Bu günlük bu kadar yeter. (zaten yarısı yorum oldu) Yarın nasılsa yine yazışacağız. Hoşçakal


Biliyor musun: İnsan vücudunun en ağır organı, yaklaşık 3, 2 kilo ile deri imiş... (tabi deriden deriye değişir:)
Çirkin söz: "Televizyon en geç altı ay içinde piyasadan silinecektir. İnsanlar her akşam böyle bir kutuya bakmak istemez."
Daryik F. Zanuck - Twenty Century Fox'un Baskani - 1944 (çok güldüm)

Güzel söz: "Benim dinim, kendini, zayıf ve çelimsiz zihnimizle algılayabildiğimiz, ince detaylarla ifade eden sınırsız, süper bir ruha duyulan mütevazi bir hayranlıktan ibarettir..." A. Einstein

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..