Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '09

 
Kategori
Mizah
 

Editör! Editör! Duy desimizi

Editör! Editör! Duy desimizi
 

Editörümü gösterin bana...


Sevgili blogcular. Aşağıdaki yazıyı Bekir abiye isyan ettiğim yazı yayına alınmayınca yazmıştım.

***

İsyan edesim geldi, vaveyla kopartasım geldi, çıldırasım da geldi ama ben ona kapıyı açmadım… Şimdi birçok şey aklıma geliyor.

Pozitivist düşünce sistematiğini olabildiğince benimsemeye çabalayan bir okur-yazar olarak ilkin aklıma elbette olumlu olasılıkları getirmem gerekiyordu.

Bir başka deyişle suizanda bulunmayı hicab belleyen bir mümeyyizlikle her dem en mükemmel karakterin iştiyakıyla tutuşan paşa gönlüm, bu hususta da hüsnü zanda bulunmak suretiyle ilk evvela müspet sebepleri değerlendirmiştir.

Editörlük mesleğinin biganesi olmakla birlikte bu hususta hepten berhava olmadığımızdan mütevellit sonra sonra menfi ve menfur sebepler dairesine de adım atmak mecburiyetinde kalışımız, elbette ki gönlümüzde bir tenakuz yaratmış ve lateşbih adeta ağyar addedilişimize nişan etmiştir.

Pek tabi ki burada da öncelikle olumlu olabileceğini düşündüğüm sebepleri sıraladıktan sonra olumsuz olasılıklardan dem vuracağım.

Ancak evvela konuyu detaylıca vermem daha iyi olacaktır.

Efendim Cuma geceleyin bir yazı kalem almıştım. Hürriyet gazetesinde Bekir Coşkun’a ait olan köşe yazısını okuduktan sonra derakap fikrimce sakat bulduğum taraflar da olduğundan düşüncelerimi dile getirmeye uğraştım.

O yazı tam 48 saat sonra yayına verilmiş de, ben yayınlanmadan önce bunları yazmıştım. Madem yazdım boşa gitmesin bari dedim :))) Yazının onaylanmama sebebi olarak bulduğum tespitleri de aşağıda sıralayıvermiştim.

Buna sebebiyet verecek müspet tespitlerim:

1- Eski (yayındaki) yazılarımın reytinglerinde belirgin bir artış olduğundan, ortalama okunma sayımda artış husule gelmesi beklenmiş olabilir.

2- Yine mevcut yazılardaki konuların ilk evvela geniş kitlelerce okunup benimsenmesi ardından da yeni bir konudaki fikirlerimin yine aynı şekilde okunup benimsenmesinin daha iyi olacağı kanaati hâsıl olmuş olabilir.

3- Yine yayındaki kimi yazılarımın ortalamanın altında kalan reytinglerinin ortalamayı tutturması bekleniyor olabilir.

4- Yayına vermek istediğim yazıdaki fikirler çok değerlice bulunduğundan burada ifşa etmek yerine matbuat olarak değerlendirileceği gibi bir müspet gelişme olabilir.

5- Yine bahse konu yazıdaki yazım hatası ve ifade bozukluklarının düzeltilmesi epeyce vakit almış olabilir (bu kısmen de olsa olumsuz bir sebep galiba:))

Gelelim menfi tespitlerime:

1- Editör hastadır, 40 derece ateşle yatmaktadır, yazıyı okumayı bırakın bilgisayarı açacak durumda değildir. Böyle ise kendilerine geçmiş olsun diyelim. Bi nane-limon filan da gönderebiliriz arzu ederlerse.

2- Editör hastadır, yazıyı okumuştur, ancak içeriğe vakıf olamamış olabilir.

3- Editör istifa etmiştir, yerine amcasının oğlu bakmaktadır, ancak o da kullanılan bilgisayar programının inceliklerini çözmekle meşguldür.

4- Editör diye birisi yoktur, bilgisayar yazıları belirli bir süre sonra otomatikman yayına vermektedir, bana denk gelen işlemcide geçici bir sorun çıkmış olabilir.

5- Editörlerden bir kısmı iş bırakma eylemi gerçekleştirmiştir de bana yine Kör Salih düşmüştür (Herkese talih, bana kör Salih derler ya)

6- Editör bana gıcıktır.

7- Editör beni görmezden geliyordur.

8- Editör benden haz etmez ancak kerhen yazılarımı okumaktadır, son yazıda fikir zehirlenmesine düçar olmuştur.

Murat HACIOĞLU
5 Nisan 2009 Pazartesi, 12 :10
www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..