Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Efsunlu Efsaneler

Efsunlu Efsaneler
 

http://img58.imageshack. Tahmasp/ Şahmeran'ın aşk öyküsü.. zeka ile algılmanın mükemmel bir örneği.


Tahmasp ile Şahmeran’ın aşkı unutulmuyor.

Neden?

Zaman: Efsaneyi yıpratamıyor da ondan…

Efsaneyi: Güçlü zaman neden eskitemiyor?

Babası: Gerçek Bey ve annesi Hayal Hanım.

Efsane zıt kutupların ürünü… O bir melez!

Bilindiği gibi melezler; saf kanlara göre daha dayanıklı olurlar.

Yıpratmalara karşı da…

Tıpkı: Güzel gözlü merkebin, asil atın meyvesi; insanın çilekeş yardımcısı ve kadri kıymeti bilinmeyen dostu gibi…

Benim kadrini kıymetini bilmediğim, çilekeş bir dostum olmadı.

Onun sırtına taşıyamayacağı bir yük yüklemezdim.

Her yürekte bir efsane olmazsa; aşkın efsununa inanılır mı?

Sadece iki günlüğüne İzmir’e geldi; benim sadık çalışkan dostum, onu Ayten Dirier Hocamızla tanıştırmak isterim. İkisi de Mardinli; biri saygıdeğer akademisyen diğeri çok başarılı bir iş kadını.

Hayal çok yıldızlı, şifalı suları, havuzları olan bir otelde konakladı.

Bana zahmet vermek istemedi. Ekibiyle birlikte olduğu için bizim küçük inimizde birbirimizin ayaklarına basarız ve benim de elim ayağım birbirine dolanır diye korktu besbelli.

İş görüşmelerinden artan kısacık zamanı ilginç yöntemlerimizi kullanarak değerlendirdik.

Havuzda yüzerken; kahvaltı masasında, alış veriş yaptığı anlarda sohbet ettik. Ben ona fazla bir şey anlatmadım; anlatacak fazla bir şeyim yok ama onun vardı.

Onun varlıklı az dostlu yaşamı ve benim ona göre varlıksız az dostlu yaşamım: Şimdiye kadar sanki bizim arkadaşlığımızı pekiştirdi.

Karşılıklı beklentiler yok. Mükemmel bir fikir alış verişi var.

Hayal’in hayalleri çalışmak üretmek ve kimselere açamadığı; anasının birde benim bildiğim sıkıntısını ara sıra yüreğinden dışarıya üflemek.

Bu sıkıntının çaresi yok değil; sonlandırmak için atılacak adıma hazır değil sevgili arkadaşım. O hazır olmadıkça elden başka ne gelir?

Bugün sağ salim Brezilya’ya vardığını bildirmek için beni aradı.

Bugün İzmir’de hava çok yağmurlu; o gitti sesi kulaklarımda kaldı.

…İzmirlim!

(Bir dahaki sefere bana neden böyle hitap ettiğini soracağım. Ben ona hiç Mardinlim demedim…)

Kuaförüm, jinekologum, sekreterim, şoförüm, babam, en sevdiğim kardeşim bunların hepsi karşı cinsten…

Erkekler!

Onları yaşamın akışında; yaşama dâhil etmemek; istesek de olacak şey değil. Senin ülkemizde eksikliğini hissettiğin; bir an önce hayata geçmesi için bin bir hayal kurduğun siyasi bir partiye erkekleri dâhil etmek istememen beni biraz şaşırttı.

Sence; erkeklerin doğaya olan duyarlılığı kadınlara göre daha mı az gelişmiş?

Hiç sanmıyorum.

Benim tahminim: Hiç bilemedin yüzde elli… Yüzde elli…

O gitti sözleri kulaklarımda yer etti.

Bu fikrimi dile getirdiğimden beri; daha önce tanımadığım iki kişi destek vermek amacıyla beni aradılar. Erkekler!

Hani biraz mahcup olmadım desem yalan olur.

Bir de mali müşavir desteğimiz var.

Müşavir hemcinsim! Çok şükür. Şartlı bir destekleyici de yurtdışından aradı.

Gittiğim de görüşeceğiz.

Sabit fikirli olmadığıma her zaman şükrederim.

Hayal’in sözleri dışında beni düşündüren bir unsur da Efsanenin düzenlediği ödül yarışması oldu ve bana çok şeyler öğretti.

Bir işe başlarken: Erkek dişi ayırımı yapmadan önce; sağlıklı düşünen beyinler, fikir sahibi olan idealistler aramak gerektiğini fark ettim.

Kim demiş kurdu kuşu yalnızca kadınlar korur sever diye…

Benim boyum böylesi bir atılıma yetişmese bile…

Sağlı sollu partileri ha bire klonlamaktan usananlar…

Bir gün gelecek; ihtiyaç duyulanın eksikliğini hissedecekler…

Yepyeni logolar yepyeni renklerle doğanın izinden gidecekler…

Kuraklıktan yaşanmaz hâle gelen bozkırlardan…

Yemyeşil vadilere açılan yolu bulacaklar.

22.10.2010 Cuma

Alev Meisel İzmir’den

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..