Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '06

 
Kategori
Mesleki Eğitim
 

Eğitelim mi, eğitilelim mi?

Eğitelim mi, eğitilelim mi?
 

Tüm aylar zalimleşti, yıllar zalimleşti ve zalim bir Kasım yaşıyoruz. Keşke "Kasım'da aşk başkadır" tadında, oturup aşkları hayranlıkla izleyebilseydik eskisi gibi... Ölümler, kıyımlar, tacizler, tecavüzler.. Liselerde aşk kavgaları, evlerde aşk cinayetleri, sokaklarda kan, bomba... Çıkınımda karamsarlık otu var sanırım, yola çıkmaya hazırım!

Kader bize küsmemişse gördüğümüz tüm felaketler ekranın arkasında bir silüet olarak kalıyor ne yazık ki! Aptal kutu bizi yine aptallaştırıp tepkisiz -belki de şuursuz- bakıyoruz haber manzaralarına. Sokakta bir bayan kapkaça maruz kalıyor, ölüyor belki sürüne sürüne "- Tüh!" diyoruz. Bir bebeğe tecavüz ediyorlar "- Yazık!" diyoruz. Irak'ta kan gövdeyi götürüyor -acıyarak bakıyoruz onlara- , yerimizden kıpırdamıyoruz, öylece oturuyoruz aptal kutunun başında. Çocuklarımızı eğitime gönderdiğimiz mekanlar lanetlenmişcesine şiddet kusuyor onların üzerine, yine bakıyoruz şuursuzca. Ancak kendi çocuğumuz ölüyor, öldürülüyor, dövüyor ya da dövülüyor ve sonunda silkinip "- Eyvah!" diyoruz.

Eyvah ki ne eyvah! Bir kurban mı vermek gerekiyor silkinip kendimize gelmek için? Mekan mezarlık mı olmalı bağırıp sesimizi duyurabilmek için? Evet, bütün meslekler bir tarafa eğitmek demek belki de bir çocuğu baştan yaratmak. Döverek şiddeti öğretmek, bilgiden nefret etmesini sağlayarak cahil, bilinçsiz bir toplum yaratmak...

Bilinçsiz ailelerin 'okuma, sana iş kurayım' cehaletinden çocuğu kurtaramamak ya da kurtarmak istememek. Anlat dersini al maaşını düsturunu benimsemek! Cahil ailenin sepetine doldurduğu önyargılarla okula gelip yine aynı önyargılarla okuldan çıkması acaba çocuğun suçu mu? Ailenin suçu mu? Küçükken eğitilmemiş ailelerin küçük eğitimsiz yavrusu birgün büyüyüp o eğitimsizlerin arasına katılacak.. Ne yazık... Oturduğum yerden kımıldamadan -yazık- diyorum, şuursuzca.. Belki de kendim de öğretmen olduğum için -ne yazık gururla söyleyemiyorum bu mesleği- kolayca eleştirebiliyorum öğretmenleri, mesleği, genelleme yapmadan.

İçim acıyor eğitemediğim yavrular için, geleceklerini düşünüp hayal kurmak istemiyorum. Kapalı gözlerimi hışımla açıyorum, hayal kurmayacağım geleceğe dair. Bu durumdayken asla!

Sahi eğitmeden önce eğitilmemiz gerekmiyor mu, madem değiştiremiyoruz düzeni ve hala herşey kötüye gidiyor.. "Demek eğitimde bir sorun var" diyorum, verilen eğitimde sorun var, veren eğitimcide sorun var, yönetende sorun var, bize öğretmemizi istedikleri eğitim sisteminde sorun var.. Sil baştan eğitmemiz gerekmiyor mu kendimizi?? Elimizi taşın altına sokmak işimize gelmiyor ne yazık ki, uğraşmak -didinmek-çabalamak-rahatımızı bozmak- işimize gelmiyor... Ve Fuzuli ile noktalayayım -umarım noktalanan hayatımın eğitimsiz kısmıdır- genzimde çıkınımdan yayılan karamsarlık kokusu...

Serhad-ı matlub pür mihnet tarik-i imtihan
Menzil-i maksud pür-asib rah-ı azmun
(Eziyet dolu bir sınavdan geçmek gerekiyor, dilek sınırına ulaşmak için... Tehlikelerle dolu bir yoldan yürümek gerektiriyor arzulara erişmek...)

 
Toplam blog
: 6
: 901
Kayıt tarihi
: 25.11.06
 
 

Bir yabancı dili öğretmek zorunda olmak yabancı kültüre de sarılmak demek.. Aynı zamanda kendi kültü..