Sanırım ilk defa ölçüp tartmadan, ne yazsam da hangi düşüncelerimi birilerine duyursam kaygısı taşımadan sarıldım ellerime, klavyeye. Tut bakalım elimden yazı, rüzgarınla nerelere uçacağım! Tut ell..
Biz baharı sevinçle karşılamışken taa kışın ortasında, şimdi bahar umutlarımızı zemherilere kıydırdık! Gülen yüzlerimizde dondu gülümsemeler, sevinçler yarım kaldı... Allah'ım bu kabus-bu ömrümü tük..
"Ney zehir, hem panzehir, ah nerde var/böyle bir dost, böyle bir özlemli yar?"Ney sırrın en emin adresi, ney açık vermemek için, ihanet etmemek için kendi ateşinde yanan aşık! Ney durmadan yarasın..
Kulağımda martı sesleri çığlık çığlığa, genzimde denizin keskin kokusu! Saçlarımda rüzgar gezinir, yüreğimde sen... Gece ışıklarıyla Kızkulesi inceden bir türkü mırıldanır, orada öylece durur da yüzün..
Sırtında battaniye, yüzü kir pas içinde bir çocuk... Oturmuş betonun üzerine, önünde bir sandalye, sandalyenin üzerinde bir mum ve bir defter... Bir elinde kalem, bir elinde bir parça kuru ekmek... Ya..
Tüm aylar zalimleşti, yıllar zalimleşti ve zalim bir Kasım yaşıyoruz. Keşke "Kasım'da aşk başkadır" tadında, oturup aşkları hayranlıkla izleyebilseydik eskisi gibi... Ölümler, kıyımlar, tacizler, teca..
Bir yabancı dili öğretmek zorunda olmak yabancı kültüre de sarılmak demek.. Aynı zamanda kendi kültü..