Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '09

 
Kategori
Kitap
 

Eğitime adanmış bir ömür

Yazarı: Aysal Aytaç

Bu kitap Aysal Aytaç’ın otobiyografisidir. Aysal Aytaç 14 Eylül 1937’de Kütahya’nın Uşak ilçesinin Ulubey bucağında dünyaya gelir. Çocukluk yılları fakirlik içerisinde geçer.

Uşak o yıllarda ilçedir. Daha sonraları, Uşak il, Ulubey de ilçe olur ve elektriğe kavuşur.

Aysal, ilkokula başladığı yıllarda kışın okula gider. Yazın da eniştesinin yanında terzi çırağı olarak çalışır.

İlkokuldan çalışkan bir öğrenci olarak mezun olur ve babasına ortaokula gitmek istediğini söyler. Ancak Ulubey’de ortaokul olmaması bunu zorlaştırır. Çünkü maddi imkanları buna izin vermez. Kendi imkanları ile gidip okula yazılır. Tesadüfen bir adam, ayda 15 liraya Aysal’a bakabileceğini söyler. Bunu önce kabul ederler. Ancak adam bu parayı peşin isteyince, vazgeçerler ve Aysal memlekete geri döner.

Babası Aysal’ı terzi yanına verir. O dönemde okula giden çocuklar şapka takarlar. Onun da en imrendiği şey şapka takmaktır. Her gün nasıl olur da okula gidebilirim, diye düşünüyor. Kendisi gibi çocukların yatılı olarak okuyabilecekleri tek yer Çifteler Köy Enstitüsü’dür. Ulubey’de de orada okuyan birçok çocuk bulunmaktadır. Orada okumayı kafaya koyar.

Kimseye söylemeden başvuru yapar ve sınavdan bir gün önce ustasına bile haber vermeden yola çıkar. 6 km’lik yolu yürüyerek istasyona gelir ve oradan da trenle Uşak’a varır. İmtihan iki ay sonra belli olur. Kazanmıştır.

Eskişehir’e hareket eder. Evraklarını tek başına hazırlar. Eskişehir’deki eğitimi 6 yıl sürer. 3. Sınıftan itibaren her dönem iftihar tablosunda yer alır.

1956 yılında okul birincisi olarak mezun olur ve Uşak iline atanır. Bir taraftan İlkokul Öğretmenliğine devam ederken bir taraftan da sınavlara hazırlanır. Balıkesir Eğitim Enstitüsü sınavlarına girer ve Edebiyat bölümünü kazanır. Uşak Ulubey’deki görevinden istifa, edip Balıkesir’e gelir.

1958 yılında okuldan mezun olur ve tayin için kur’a çekimine Ankara ya gider. Kur’a çekilişinde sıra kendine gelince, torbanın içinden çıkardığı kağıdı yetkiliye verir. Yetkili “Hakkari!” diye bağırınca, salonda alkış kopar kendisi ne olduğunu sonradan anlar. 350 kişi içerisinde bulunan tek Hakkari kurası kendisine çıkmıştır. Bunun üzerine diğer adaylar, artık bize çıkmayacak diye sevinirler.

Hakkâri’ye varmak çok da kolay olmamıştır. Elinde tahta bavulla 10 gün süren bir yolculuk sonrasında Hakkari’ye varır. Mola verdiklerinde bir adamla karşılaşır. Adam, doktor olduğunu ve Hakkari’den geldiğini ağlayarak anlatır. Arkasından, “Oraya gitme memleketine git limon sat, ” der. O günlerde otopsiye giden doktor 10 lira yevmiye alırken, doktoru götüren katırın yevmiyesi 25 liradır.

Gittiği lise bir yıl önce açılmış ve öğrenciler yaşça çok büyüktür. Çünkü o bölgede tek lisedir ve yeni açıldığı için bakanlık yaşa bakılmaksızın herkesin kaydının alınmasına izin vermiştir.

Okuldaki görevine devam ederken, bir yandan da Hürriyet ile Milliyet Gazetesi Hakkari muhabiri olur. Gazetede yayınlanan birkaç haberi kendisinin bir maaşına eş değerdir.

Hakkari’de lise müdürüdür, fakat İlköğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsü bitirdiği için lise mezunu sayılmıyordu. Yılsonunda Van Lisesi’nde son sınıfın bütün derslerinden sözlü sınava girer ve mezun olur.

Okul ilk mezunlarını verirken, Aysal öğretmen de onlarla birlikte çalışarak Hukuk Fakültesi imtihanlarına girer ve kazanır. Böylece ikinci yılı da dolu dolu geçer. Üçüncü yılında kültürel faaliyetlere ağırlık verir. Tiyatro oyunları, konferanslar, öğretmenler arasında hizmet içi eğitim faaliyetleri yaparlar.

Ankara Hukuk Fakültesine kaydını yaptırır ve oraya yakın bir yere tayinini ister. Fakültenin devam zorunluluğu olmadığı için askerliği de aradan çıkarmak ister. Girdiği sınavlar sonucunda Tuzla Yedek Subay Okulunu kazanır ve teslim olur.

Sıra Hukuk Fakültesi sınavlarına girmeye gelince yazılı sınavlara girer fakat sözlü sınavlar için izin alamaz. Ve bu durumda sözlü sınavlardan kalır. Bu olay onun okuma aşkını kırar, mevcut durumuna devam etme kararı alır.

Aysal öğretmen kendi memleketinden bir hanımla nişanlıdır. Tezkereye birkaç ay kala rapor alır, iznini kullanır ve düğün yapar. Eşinin tayini Uşak'ın bir köyüne çıkar. Kendisi de Uşak'ın bir ilçesine gönderilir. Burada bir lisede müdür olur ve kaymakamla bir olup ilçede güzel işlere imza atar. Bunlardan biri de köyden gelen öğrencilere kalmaları için pansiyon yaptırmak olur.

Kaymakamın askere gitmesiyle, kaymakam vekili olur. Altı ay görev yapar. O dönemde öğretmenlikten aldığı maş 350 liradır. Müdürlükten de 60 lira alır. Kaymakamlıktan ise 700 lira ücret alır.

Aysal öğretmenin isteği ile İzmir'e tayinleri çıkar. Beş öğretmenli bir okuldan, elli öğretmenli iki bin öğrencili bir okula müdür olur. Atandığı okulda ve o memleketteki öğretmenler arasında en genç olan kişi kendisidir.

İdealist bir öğretmen olan Aysal, müdürlüğe devam ederken boş durmaz. Sınıf arkadaşı olan iki kişiyi de müdür yardımcısı olarak okula getirir. Velilerle ilişkileri sıkılaştırmak için çalışmalara başlarlar. Buradaki görevini tamamladığını düşünen Aysal öğretmen Bornova’ya tayin ister.

1971 yılında, Bakanlığın düzenlediği Türkiye-Belçika-İtalya-Almanya olmak üzere dört ülkeyi kapsayan NATO tesislerinin incelenmesi için 10 günlük bir geziye katılır.

Bornova’da ki 9 yıllık görevi boyunca birçok değişiklikler yapar. Ek bir bina ve konferans salonu yaptırır. Her yıl Okul Yıllığı çıkarılmasını sağlar. 9 yıllık Bornova Lisesi macerasından sonra artık İzmir Milli Eğitim Müdürü olmak ister. Birçok partili ile görüşür. Çok zor olmasına rağmen ataması olur ve görevine başlar.

Göreve başlar başlamaz Haftalık İş Takvimi hazırlar. Bir genelge yayınlar ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ve İstiklal Marşı’nın öğrencilere ezberletilmesini ister.

O dönemde başa Bülent Ecevit geçer. Vali değişir ve ilk iş olarak Milli Eğitim Müdürü olan Aysal öğretmeni görevden alırlar. Üstelik bunun için hiçbir gerekçe sunmazlar.

1979'da ara seçim yapılır ve CHP bu kez milletvekili çıkaramaz. İzmir’deki AP milletvekilleri Aysal öğretmenin tekrar Milli Eğitim Müdürü olmasında ısrarlıdırlar. Cumhuriyet tarihinde ilk kez İzmir’e iki ayrı zamanda Milli Eğitim Müdürü olur.

Bu görev öncekinden daha zor olur. 1980’de Bursa’da Milli Eğitim toplantısı olduğu sırada, İzmir Milli Eğitim Müdürlüne girip bomba koyarlar. Ayrıca evini ve arabasını da bombalarlar. Bir süre sonra 12 Eylül ihtilali olur ve yine görevden alınır. Kendisinin, ardından yönetimde bulunan birçok kişinin görevine son verirler.

Önce İzmir Kız Lisesine, sonra da Denizli İmam Hatip Lisesine gönderilir. Yedi aylık eğitim sürecinden sonra emekliliğini ister ancak kabul edilmez.

Arkadaşlarıyla toplandıkları bir gün polis o eve baskın yapar. Gerekçeleri de “nur ayini yapıyor” olmalarıdır. İçerde tam 26 gün geçirir.

İçeriden çıkınca bir süre soruşturması devam eder. Sonra Elazığ’a gönderilir. Bir süre sonra tekrar emekliliğini ister, bu kez kabul edilir.

Emeklilik yıllarında maddi olarak çok sıkışır. Bir kot imalatçısı ile ortak olur. İki yıl birlikte çalışırlar. Sonraları ANAP iktidara geçer ve Aysal öğretmeni tekrar göreve çağırırlar. Görev için Ankara’ya taşınır. Vekâleten, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nde göreve başlar. Bu görevden sonra 1993’de Yurtdışı Eğitim Öğretim Genel Müdürlüğüne atanır.

Aysal Aytaç'ın böyle bir konuma gelmesi, bazı insanları mutlu etmez. Gazeteler yıllarca aleyhinde yazılar yazar. Aslında bu durum Aysal Aytaç'ın bir yerde işine de yarar. Her asılsız haberden sonra dava açar ve bu davalardan aldığı tazminatlar çok işine yarar. Hükümetteki karışıklık nedeniyle bakanlar sürekli değişir. Görevdekiler değiştikçe yeni gelenler Aysal Aytaç’a sıkıntı yaratırlar. Çok uğraşmalarına rağmen onu bu görevden kimse alamamıştır. Ta ki kendi isteğiyle ayrılana kadar. Çünkü başbakan Ecevit onun bu görevde kalmasında ısrarcıdır.

Emekliliğinin ardından Uşak’a olan borcunu ödemek için politikayla uğraşır. Ancak bu işte başarılı olamaz. Son olarak eğitimde kazandığı tecrübeleri paylaşmak için Güven-Der Yönetim Kurulunda göreve başlar ve halen bu görevine devam etmektedir.

Sonuç:

Eğitim günlük uygulamalardan soyutlanarak yönetilmelidir.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..