Egosu şişik haller

Sevgili okur, ben Pucca değilim. Son dönemde, kardeşim olsa uslubu ancak bu kadar birbirine benzeyecek olan blog yazarı Pucca ile benzerliğimiz konusunda sıkça sorulara maruz kalmaktayım. Pucca, bu yaz başında "Pucca Günlük: Küçük Aptalın Büyük Dünyası" adlı ilk kitabını yayınladı. Kendisi bizim mahalleden değildir, şahsına ait blog sayfası mevcuttur. Ben ise tam üç yıldır olduğu gibi sabit Milliyet blog yazarıyımdır, epi topu bu kadarımdır.

"Çaktırmadan kitap mı yazdın?" şeklinde iki üç telefon aldım ve fekat üzülerek bildiriyorum ki beklentilere maalesef karşılık veremedim, yazamadım. Ben zaten kitap yazmak için oturup kassam, günlük değil tabii ki de "AŞK" romanı yazarım. Hem de babam üzülür falan diye çekinip yüzümü saklamaz, çaktıra çaktıra adımla şanımla yayımlarım.

Pucca kardeşimize okuyanlara beni anımsattığı için, benden bir kitap beklendiğini algılamamı sağladığı için ve de şöhretime şöhret kattığı için teşekkürü borç biliyor, başarılanın devamını diliyorum. Yine de siz siz olun benzerlerimden sakının, şahsımı takipte kalın diye ehemmiyetle ekliyorum.*

***

12 Eylül referandumuna kadar tartışır dururuz artık. Evet mi? Hayır mı? Her sonuç; kendim ettim kendim buldumdur arkadaş, dolayısı ile ne dersen de sen bilirsin. İnternet ortamında konuyla ilintili referandumda neye evet, neye hayır diyeceğimizi açıklayan mailler dönüyor. Okuyoruz, aydınlanıyoruz. Mail okuyan yeterince aydınlandı da ne bilgisayaaaar, ne interneeet, ne de okuma yazma olmayan yeri kim nasıl aydınlatacak Allah biliyor?! Aydınlanmaya bir ampul yetmiyor. Sonuç hayırlı olsun da şuursuzca neye evet, neye kısmet olmasın diye umuyorum.

Aydınlanma mail trafiğine ben de yön verince, bir arkadaşım sağolsun mailime nüktedan bir yaklaşımla "Seyro'ya neden EVET!" başlığı ile dönmüş, bir de beni durduk yerde övmüş...

Seyro'ya neden EVET!

Şeklen 10 numara kızdır... Ruhen 10 numara kızdır... Sohbeti keyiflidir... Kalbi temizdir... Her daim formdadır... Dost'tur... Okur Yazar'dır... Esprilidir... Burnu, Kleopatra burnudur... ( Evet, son madde komik ama olsun, bence anayasa değişimindeki bazı maddeler de bu denli komik. )

Sevgili Allah'ım, bu mübarek günlerde görevimi yerine getiremesem de beni cezalandırmayıp, çeşitli vesilelerle iyi hissetmemi sağladığın için sana şükürler olsun. Yine de bu önemli günleri anlamı ile yaşayabilmek için her akşam kendime bir iftar sofrası kurmayı, pidemi yemeyi ihmal etmiyorum bunu da bilesin.

Hakkımda samimiyetle düşündürdüklerin için ve bana düşündüklerini çekinmeden paylaşacak dostlar verdiğin için sana ayrıca teşekkür ediyor, egosu şişik** bu yazımı hoşgörecek tüm okuyuculara bir süre daha yazamam belki diye şimdiden iyi bayramlar diliyorum.

* "Pucca da kim ola ki biz seni tanırız" diyenleri; aaaa demeyin öyle çok ayıp şeklinde yanıtlıyor ve http://passiflora-rapunzel.blogspot.com sayfasına yönlendiriyorum.

** Bu şişlik haddini bilir, en kısa zamanda iner. Gönlünüzü bu konuda ferah tutmanızı tavsiye ediyorum.