Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Bin pişman haller

Bin pişman haller
 

Birini unutmanın en kolay yolu nedir? Yeni birini bulmaktır değil mi? Nah öyledir!

Yeni birini bulup evlenen, üstüne çocuk yapan ama hala eski sevgilisini arayanlara, seni unutmadım mesajları atanlara, pişmanlık yasasından faydalanma çabalarına, kapı aşındıranlara ne demeli peki? Benzer şeylere tanık olanlar adına şöyle diyorum: "N'ollduuu, hayatını değiştirdin de sanki eskiyi unuttun muuu?"

Biten ilişkisinin ardından kendine dinlenme süresi vermeyip yeni hayat kurduğunu sanan, aynı aceleyle geri dönmek isteyen bu arkadaşları ve yanlarındaki dünyadan bir haber eşlerini maalesef "yazık"* listemde ilk sıraya koyuyorum.

Eskiyi yeni ile unutma yöntemi; ancak yakanı bir taraftan kurtadığını sanıp, öteki tarafa bağlarken bir daha ucu başı birbirine denk gelmeyecek bir sorunun başlangıcıdır o kadar.

O saatten sonra geri dönmek istesen dönemezsin, zaten arkanda bıraktığını kırdın geçirdin. İçinde bulunduğun yerden kaçmak istersin ama fazla ilerlediğin için "dün iyiydik yahu, bugün ne oldu?" diye hesap sorarlar adama. Hande Yener'in şarkısında söylediği gibi "bugün çabuk giden, yarın geri döner" durumundaki şeker kardeşim, eline yüzüne fena bulaşmış bilesin.

Her gün bir sürü hikaye duyuyorum bu şekilde. Biten ilişkiler, ardından kovalayan varmış gibi hızlı ve büyük adımlarla başkası ile evlilikler, aynı hızda pişmanlıklar ve geri dönmeyi istemeler, sonrasında kaçınılmaz mücadeleler... Boşananlar, boşanamayanlar, iki sevgili arasından koşturanlar, yorulanlar, bunalanlar, mutsuz erkekler, mutsuz kadınlar, arada kalmış çocuklar, dağılmış ruhlar, avukatlar, acımasız arkadaşlar, psikologlar...

E, kim dedi sana ilişkin bittikten hemen sonra başka birine giriş diye? Hele döneceğin varsa ne diye gittin? Gerçekten iyileştin mi ki üstüne yeni bir şey inşa edeceksin? Oysa, içindeki fırtına dinmeden yeni olan her şeyi sevdiğini sanırsın. Biten ilişkini masaya yatırıp otopsi sonucunu almadan da yeniye ancak kadavra ( denek insan ) muamelesi yaparsın.

Gittin, çok güzel! Dönmek istediğinde ne olacak? Önceden iki kişinin hayatı dağılmışken şimdi bir de üçüncüsü dağılacak. Eskisinin döndün diye kafası karışacak acabalarla uğraşacak, yenisi nereye gidiyorsun diye hayal kırıklığı yaşayacak. Kendini tutamayıp, bir de çakma ailene bonus kazandırdıysan yarım porsiyonluk bir hayat daha ortada kalacak. Hiçbirini yapmaya cesaret edemezsen bu sefer de mutsuzluktan şartellerin kapanacak ve senin hayatın zindan olacak. Aklın hep başka yerde gezecek, bedenin ise oradan oraya sürüklenecek.

Sevgi hayatımızda tutunduğumuz en hassas nokta ama bu olguya aynı hassasiyeti gösteren maalesef ki kalmadı. Hızlı tüketimi sevgimize bile yansıttık. Bu olmazsa o olur, o olmazsa şu olur şeklinde içten içe kendimizi kandırıyoruz. Mutluluk hapı yutayım derken zokayı yutuyoruz. Daha eskinin tozlarını temizlemeden üstüne başka tozlar ekleyerek yeniye düzgün yer açmıyoruz.

Bitenlerin ardından önce acısını yaşamak gerek, sonra sakin olmak gerek, arınmak, dinlenmek, analizler yapmak ve doğru kararlar almak gerek. İlişkisiz kalmak acizlik değildir. İyileşene kadar bir dönem yalnız kalmak hata yapmaktan çok daha iyidir.

Gitmek istediğinden emin olanın gözü arkada kalmayacaksa gitmekte özgürdür ama içinde geri adım attıracak en ufak bir kırıntı varsa sonradan savaşması ölümcül ve güçtür.

Yıldız meali:

* "Yazık" listem var benim. Radyoların "Top 10" listesi gibi bir şey. Her tür yazık durumu o listeye yazarım. Bir gün denk gelirse onu da yayınlarım.

** Yazıda ikinci yıldız yok, bu bir gözlemdir. Gereksiz yere anti tez belirtmeyiniz, "yazık" listemin ilk sırasına yerleşmeyiniz.

 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..