Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '15

 
Kategori
Deneme
 

El Finito!

El Finito!
 

Planlar ne güzel işliyor. Çark ne güzel dönüyor. İdam gelsin diye bas bas bağırılıyor. Hırsızlık yapanın elinin kesileceği günlere pek az kaldı.

Asgari ücreti 1500 tl yapsa  mesela yardım dağıtmasına ihtiyaç kalmaz. Aç bırakıp yardım dağıtıyor. İnayetli bir insanımız. Ne güzel yardım dağıtıyor. Kabul edelim. Gerçekten güzel yardım dağıtıyor…

Kadınlarımız misal… Tacizcileri salıvererek, tecavüzcüsüyle evlensin diyerek, tecavüzü bile neredeyse kadınların giyimine mal ederek  sapıklara yataklık eden bir devlet… Ama olsun. Kadın sığınma evleri var. Uzaklaştırma cezaları var. Kadınını düşünen mükemmel bir insan. Allah sana cennetinden ne kadar arsa verse az…

Başörtüsü dahil bir çok konuda özgürlük(!)  verildi.  Ama  Türkiyeye bu özgürlük fazla mı geldi ne?  Alışmadık malum yerde don durmazmış. Tüm Türkiye olarak bu “Özgürlük”  kavramını biraz fazla abarttık galiba. Millet ben özgürüm. Açıkta bir yer gördüm mü elleme özgürlüğüm var. Bakma özgürlüğüm var. İstediğim kadına  tecavüz etme özgürlüğüm var olarak algılamış olsa gerek ki; erkeklerimiz çıldırdı. Eğri oturup doğru konuşalım. Kadınlarımız da bu özgürlüğü biraz fazla abarttılar. Gözü dönmüş erkeklerin içerisinde “Ben istediğim gibi giyinirim. “ mantığı saçma değil mi… Kaldı ki adamlar kapalı kadınlar için, “ İçinde ne var. Hımmm !  Off! Neler vardır neler! “ derken.

Demokrasiden bihaber ülkemize özgürlük kavramı iki üç beden büyük geldi.

İzmir’de veya Fethiye’de görgü terbiye kuralları biraz daha iyi işliyor.  Erkekler nefislerine sanki biraz daha sahipler. Oralarda askılı filan giyinebiliyorsunuz, giyinebiliyordum yani. Ankara’ ya geldim. Giyinmiyorum. Giyinemiyorum. Uzaylı gibi bakıyorlar.  Zaten oralarda açsanız dahi bakmıyorlar. Şu da  var! Bence kadın olarak bir yerleri açmanın da gereği yok.  Kadın kendi kendini bir meta olarak algılatmamalı. Bir erkeği etkilemenin yolu, illa ki etkilemekse maksat, bu kesinlikle göğüs bacak açarak olmamalı. Ne bileyim! Zekanla olmalı, sohbetinle olmalı, yaptıklarınla olmalı. Yani giyiniş zekanın önüne geçmemeli. İnsanın her bakımdan gittiği yere uyum göstermesi  gerekiyor. Yaşamak için bukalemun olmak gerekiyor. Zaten istesen de istemesen de şartlar seni değiştiriyor. Bu bahsettiklerimin kadınlarımıza yapılan çağdışı istismarlarla alakası yok. Türkiye’nin demokrasi kavramıyla olan kavgasıyla alakası var. Hiçbir şey tecavüzü meşru kılamaz. Haklı kılamaz.

Özge yi de unutacaklar. Unutacağız. Doğanın kanunu bu. Hükümetler gelip geçecek. Ama kadınlarımıza yapılanlar hep aynı belki de fazlalaşarak devam edecek.

Yazımın başında planlar ne güzelişliyor demiştim. Evet bu konuda da şeriata hazırlık var.  Milleti nasıl da galeyana getiriyorlar. Sapıklığın önünü ne güzel açtılar. Adamlar bir uçkurlarına sahip çıkmayı öğrenemediler. Dört eşliliğe de döneceğiz. Nasıl aç bırakıp yardım dağıtıyorsa mantık aynı. Tecavüz, taciz oranlarını da kendileri arttırdı. Çözüm olarak da dört eşlilik ve tecavüzcüye idam  cezaları verdirerek bir sonraki adımda hırsızlık yapanın eli kolu kesilerek bir sonraki adımda kadına recm cezası bile uygulanır hale geleceğiz. Nerede adalet?  El finito! Bye bye!

İdam cezası geri gelsin diye bas bas bağıranlara bakıyorum. Çözüm bu değil. Erkeklerin  düşünme organlarının  üreme organlarıyla yer değiştirmesine yönelik çözümler üretilmeli.  İşte bu yüzden karma eğitim. Her alanda yan yana olmak. Beraber okumak, çalışmak ve üretmek.

“Kadın insandır Biz de insanoğlu!” diyen Neşet ustayı saygıyla anarak, kendine ve iradesine sahip, tertemiz ve  ufku geniş insanoğulları yetiştirmek bizim boynumuzun borcudur ve kız evlatlarımıza olan analık borcumuzdur.

Melike ÇELİK

 
Toplam blog
: 78
: 290
Kayıt tarihi
: 02.07.11
 
 

1980 yılının buhranlı Ankara' sında gözlerimi dünyaya açmışım. Babamın işi nedeniyle çocukluk yılla..