Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '10

 
Kategori
Felsefe
 

Elde Edemediğiniz Güzel Alışkanlıkları Gelin Bir Kediden Öğrenin

Elde Edemediğiniz Güzel Alışkanlıkları Gelin Bir Kediden Öğrenin
 

Elde Edemediğiniz Güzel Alışkanlıkları Gelin Bir Kediden Öğrenin


Pamuk benim kedinin adı. Pamuk gerçekten adıyla müsemma bir hayvan. Kendisi bembeyaz. Gözünün biri yeşil, biri mavi. O kadar uysal, o kadar munis, o kadar mülayim ki, hiç sormayın. İnsana kendini zorla sevdiriyor. Öyle oyunlar, öyle şaklabanlıklar ediyor ki, sevmemek mümkün değil.


Eve gelen misafirlerimiz onu sevmek için yanlarına gelmesini isterlerse yanlarına gelir. Yok rahatsızlık duyuyp istemezlerse hiç gelip rahatsız etmez. Gelirse önce onları bir güzel koklar. Sonra onların ellerini öper. Onlardan da kendini sevmlerini bekler. Yoksa gider, birdaha yanlarına gelmez. Hele birde ona pis vs. gibi hakaretler edilirse bir daha onların yanlarına hiç çıkmaz. İsteseler de asla gelmez.


Bu huylarını bilen arkadaşlar bazen bana takılırlar. Senin torunun geliyor derler. Benimde çok hoşuma gider. Ben evdeyken hiç kimseye kolay kolay gitmez. Hep gelir benim kucağımda oturur. Şayet bilgisayarda yazı yazıyorsam, o zamanda beni rahatsız etmeden bilgisayar masasının boş bir yerine oturup beni seyreder.


Adete dört beş yaşındaki bir çocuk gibidir. Hatta bazen benimle konuşmak ister. Adeta bir çocuk gibi mırıldanarak bir şeyler anlatıp konuşmak ister.


Kısacası her haliyle çok sevimli bir hayvan. Onu otururken, yatarken, uyurken görmeniziz çok isterim. Masumiyet içindeki o teslimiyeti insanın içini burkuyor. Hele ondaki o yumuşak başlılık, o güzel huyluluk, o munislik son derece insanı etkileyip tesiri altına alıyor.


Bu huyların bir çoğunu bu gün bir çok insanımızda göremeyiz. Şahsen ben hasretim. Onun içinde pamuğun sevgisi benim yanımda bir çok insandan çok daha fazla. Hayvan hayvanlığıyla kısa sürede böyle güzel alışkanlıklar edinip kazanmasına rağmen, her endense insanoğlu böyle güzel alışkanlıkları yirmi yılda kazanamıyor.


Kazanamadığı gibi bir de karşısındaki insana nankörlük yapıp zarar veriyor.


Halbuki pamuk, mamasını isterken, suyunu içerken, diğer ihtiyaçlarını giderirken gösterdiğ o titizliği, o ihtimamı görülmeye değer.


Çünkü bizler insan olarak bu kadar kısa zamanda onun elde ettiği bu güzel alışkanlıkları kazanıp elde edemiyoruz.


Hayvan sevgisinde, davranışında, teslimiyetinde, sadakatinde her türlü duygu, hal ve harketlerinde gerçekten insanlarda özlemini duyup beklediğimiz tüm tekamüle erip olgunlaşması bana göre tam sayılır.


Bu gün bir kedinin yarı ömürde başardığı bu olgunlaşmayı, günümüz insanı bu günkü bilgi, teknoloji ve iletişimle bile ömrünün sonuna kadar sağlayamış olması benim için büyük bir hayal kırıklığıdır.


Biliyorum, bitkiler sevilmeden hayvanlar, hayvanlar sevilmeden de insanlar sevilmez.


Bir kedi hayvanlığıyla bunu pek ala başarmış olmasına karşın ne yazık ki, günümüzde insanlar hayvanları yada kendi türünden bir başkasını sevmeyi bir yana bırakın. Daha bir kedi kadar kendini sevmeyibile bilmiyor.


Ne acı değil mi?


Bu şekilde nasıl insan olacağız?


Bilen varsa söylesin de bir an önce bizde insan olalım.

25.01.2010

Cahit KARAÇ

 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..