Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '12

 
Kategori
Kitap
 

Elif Şafak İskender’de Türk ve Kürt kültürünü dünya kültürü ile karşılaştırıyor

Elif Şafak İskender’de Türk ve Kürt kültürünü dünya kültürü ile karşılaştırıyor
 

Fırat kıyılarındaki bir Kürt köyünde başlayan öyküde (genel anlamıyla Anadolu) ilk önce  insanların yaşamları, düşünceleri ve inançları tarafsız bir gözle ele alınıyor… Bu yaşam koşullarının insanları nasıl etkilediği güzel bir dille gözler önüne seriliyor.

Bu zorlu koşullara uyum sağlamak ya da kaçmaktan başka çare yok insanların önlerinde… Roman ‘’Kahramanlarını’’ önce İstanbul’a taşıyor yazar… Bazılarını da köyde bırakıyor… İstanbul’da başka kahramanlar tanıtılıyor ve birbirlerinin hayatına giriyorlar/etkiliyorlar… Burada çok güzel bir ayrıntı var… İstanbul’dakilerin de çok ayrı kültürde olmadığı, geldikleri kültüre ne kadar bağlı oldukları gözler önüne seriliyor…

Sonra da Londra’ya taşınma gerçekleşiyor… Anadolu kaynaklı yaşam kültürünün Londra’da nasıl dumura uğradığı bence zaten Roman… Burada dumura uğramak kelimesini özellikle seçtim… Bu bence böyle… Elif Şafak’ın durumunu tam olarak çözemedim.  Elinden geldiğince tarafsız olmaya çalışmış ama bence bu abartı…

Biraz açalım konuyu (kitabı birebir anlatmayı sevmiyorum ama); Köyde ve İstanbul’da bilindiği üzere kadının adı zaten yok… Romanda kültürel çatışma denilen şey kadın erkek ilişkisinin üzerinden gidiyor. Bazen de etnik düşmanlık, ekonomik yansımalar ve radikal karşı çıkışlar gösterilmeye çalışılıyor… Hem kendi dinamikleri hem de dışarıdan cemaatlerle…

 

Anadolu ve İstanbul’da olan şeyler her zamanki olan şeyler… Kadın hep eziliyor, şiddet görüyor ve öldürülüyor… Fakat erkekte bu çıkmazdan memnun ve mutlu değil… Çıkış bulamıyor… Kadınların bulduğu çıkış yolları hep kaçmaya dayalı… Fakat bu hep bir erkeğe kaçış oluyor nedense… Erkek zulmünden kaçışı hep başka erkeğe kaçmakta buluyor kadın… Kaçtığı erkek kadına sahip çıkmazsa kadının yaşama şansı yok… Sonuçta ya çocuklarının kafasından siliniyor ya öldürülüyor…

Bu koşullu kültür Londra gibi yerde, olanca özgürlüklerle karşılaşınca ortaya karışık şeylerin çıkması kaçınılmaz oluyor elbet… Sevgisizliğe dayalı ilişkilerde ilk önce erkek başlıyor başka ilişkiler denemeye… Çocukların ve eşinin sorumluluğu ağır gelmeye başlıyor… Kaçıyor fırsatını bulunca… Çünkü Londra’da her tür zaafın/özgürlüğün doyurulduğu ortam bulmak zor değil… Burada erkek kahraman kadınına da aynı özgürlüğü verme taraftarı (burası pek gerçekçi değil)gibi gözüküyor... Ancak çevre anında işe el koyup kadını ‘’öldürüyor’’.

Elif Şafak Anadolu’da yaşayan herkesin bildiği karakterleri anlatmış… Londra’ya taşıyıp yeni bilmediğimiz karakterle karşılaştırmış… Kurgu güzel… Ancak Elif Şafak’ın duruşu bence garip… Bir sürü harcanmış hayatın sonunda başarıyı ‘’uyumda mı’’ gösteriyor? Yoksa Anadolu’da mı anlamış değilim… Kadının her koşulda ‘’sadık’’ olmasını mı öğütlüyor onu hiç anlamadım…

Ancak anladığım bir şey var; Anadolu kültürünün (Türk ve Kürt çok farklı değil) batı kültürü ile karşılaşması ve sonuçlarını tartışmaya açtığıdır… Fakat öyle batı kültürü ile yetişen neslin karşılaşması değil bu, sıradan, günlük yaşayan insanlar ile yapıyor bu işi… Güzel olan bu

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..