Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '10

 
Kategori
Deneme
 

Elindeki sahip olduğu gücü değerlendirebilenler ise hayatta stratejik olanlar oluyor

İnsanın kendi düşünceleri ile yazgısını değiştirebileceğine inanması ilk anda oldukça zor görünebilir. Ancak sıradan bir insanın bu yanılgıya düşmesi muhtemeldir.

İnsanın yaşamı kendisine aittir. Nasıl yaşamak istediğine kendisi karar verir. Gireceği yol ayrımlarını kendi iradesi ile kendisi seçecektir, bulunmak istediği ortamları, yanında olmasını istediği insanları, çalışmak istediği işi..vb. Hayal etmemiş olan insan ne yaşadığının da farkında olmayacaktır çünkü istediği hayatı yaşamamaktadır. Çünkü kendi yaşamını hiç düşünmemiş hiç düşlememiştir.

Yaşadıklarımdan, kendi hayatımdan öğrendiğim çok şey var..Ben hayatımla birlikte yaşıyorum onun farkındayım, yaşadığım her anın bir daha olamayacağını ve anın sadece bana özel olduğunu biliyorum, bunu farkerederek yaşamaya çalışıyorum. Fark ettikçe aldığım yollar genişliyor, geçtiğim yollar uzuyor ama yürüyorum.

Şimdiki anımızı yaşamayı geçmişte hayal ettiysek şayet, şimdiki an diye bir şey var mı? Şimdiki bu anda gelecek zamanın geçmişi değil mi?

Zorluk her zaman olacaktır insanın hayatında, acılar yada çok çeşitli olaylar… ama hepsinin neden olduğunun anahtarı insanın elinde, sadece anahtarın açacağı kapıyı seçmesi belki zaman alan yada anahtarın kendisi olduğunu anlaması uzun süren..

Anahtar deliğinden sızan ışığı görebilmek gerek.

Hayatla iyi oynamak, elindeki zarı iyi atmak gerek. Hayat asla beklemiyor, durmuyor, duraksamıyor bile. İnsan neyi bekliyor kendi yazgısını değiştirmek için?

Çünkü elindeki gücü bilmiyor, farkında değil, kullanamıyor.

Yaşamında korku olduğu zaman doğru karar verebilir misin?

Kendinden korkmamalı insan, kendinden korktukça insan kendine güvenmiyor çünkü.

Kabul etmeli kendini, duygularından ve düşüncelerinden kaçmamalı, sadece kendine uzaktan/dışarıdan bakmayı bilebilmeli…Fark edebilmeli neden, niçin, nerede olduğunu?

Kendisini şanssız gören, kendini hasta gören, kendini çaresiz gören, kendini çirkin gören insanın ta kendisi..

Kendini şanslı, sağlıklı, kararlı, başarılı ve güzel gören de insanın ta kendisi.

Nasıl oluyor da bazı insanlar kendini kaybeden olarak görüyor da bazı insanlar oyunda hep kazanan oluyor ?

Elindeki sahip olduğu gücü değerlendirebilenler ise hayatta stratejik olanlar oluyor.

This is a “Art of acting”.

Bu hayatı inkar değil, bu ikiyüzlülük değil bu bir gereklilik, dürüstlük ve bir bilinç hali..

Hayat bir denge meselesiyse, yumruk yiyeceğimiz yer güçlü olacak.

Çünkü bizi dengede tutan da aynı yer. Yumruğun gelebileceği yerleri bulmak onların farkında olmaktır mesele. Bu insandaki bir eksiklik ya da bir fazlalıktır. Hepimizde bunlardan bol bol bulunur. İnsanı kul yapan bunlardır. İnsan zayıflıklarının üstüne çalışırsa hem yumruk yemez, hem yerse de "yemezler"...yerlerse de dengemizi bozamazlar.

Tüm eksiklikleri insanın zayıf karnı. Karnını çalıştır. Eksiklikleri artırmaya, fazlalıkları azaltmaya çalış.

Üzerine git, senin üzerine gelmeyi bırakana kadar git. Güçlü karın budur.
Sana en çok yardımcı olacaklar sana yumruğunu en çok gösterenlerdir.

Dengede durmak lazımdır. Ağaç pozisyonunda ya da savaşçı pozisyonunda duracaksın.

Buraya kadar gelenler bilir, bu bir seçim değildir. Bu gendir.

Ama tabii ağaçlar savaşçılar olmadan, savaşçılar da ağaçlar olmadan yaşayamaz. Bu da zendir.

Kimileri giderken, kimileri dururken dengededir.

Aristo'nun dediği gibi hayatta dengeyi bulmak lazımdır. Dengeyi bulanlara bir şey olmaz. Karnı güçlülere bir şey olmaz.

 
Toplam blog
: 36
: 1049
Kayıt tarihi
: 03.09.10
 
 

Merhaba, Kadıköy doğumluyum. Beş yaşında başladığım ilkokul serüvenim ana kucağından ayrılan ..