Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Elveda Kilyos...

Elveda Kilyos...
 

Benim odamda daha fazla sinema dergisi olması gerekiyordu halbuki. Neden bu kadar az bunlar?

-Anneee, sen benim sinema dergilerimi nereye koydun
-.....
-Anneee!
-.....

İnanamıyorum anne sana! Attın mı dergileri?

Ses yok... Atmış olmalı. Oysaki annem benim odamdan hiç bir şey atmaz. Neden böyle bir şey yaptı tahmin edebiliyorum. Dergiler artık taşmışlardı. Böyle insanın üstüne üstüne geliyorlardı. Heleki son dönemde çıkan ilave iki dergi olduğunu da düşünürsek...

Kalan dergileri caminin altındaki Bim'den aldığım kolilerle paketledim. DVD lerim zaten orjinal değiller. (Korsan almadım, sokakta buldum hepsini.) O yüzden dvdlerin kaplarını da çöpe attım. İçlerini hani sayfa sayfa cd kapları var ya, fermuarlı. İşte onlara koydum. Bayağı bir yer açıldı.

Kitaplarımın bir kısmını bir yere bağışlayayım diyorum, ama yapamıyorum. Okuduğu bir şeyle vedalaşması çok zor insanın. Okunan şey bir nesne olmaktan çıkıyor çünkü, başka bir şey oluyor. Bir duygusal bağ oluyor. Bari diyorum şu yarım bıraktıklarımı bağışlayayım... Yarım bıraktıklarım da dağ gibi çünkü. Utanmıyorum bu durumdan. Dikkatim dağınık ne yapayım? Ne kadar iyi yazılırsa yazılsın, ilgimi canlı tutamayan bir kitaba devam etmem çok zor. Aslında benim ilgimi canlı tutamayan herhangi bir şeye devam etmem çok zor, deyip bu utanca noktayı koyuyorum.

Taşınıyoruz. Çünkü ben Gebze'de çalışıyorum, babam Ümraniye'de... Üstelik de bu çalışıtığım yerden ayrılmayı hiç düşünmüyorum. İnsan suretinde meleklerle dolu bir yer. Hayatın bana yaptığı en büyük kıyak. Bir de verimimi arttırıp kendimi suçlu hissetmekten kurtulsam...

***

İkea'ya gittim eşya almak için. Bayılıyorum ikea'ya. Köftlerine özellikle. Bayılıyorum da dolap 1500, yatak 700, kütüphane 600 YTL. Bir de küçük tekli koltuk diyordum, oldu mu sana tüm hesap 3200 YTL ! Kredi kartı limitim de kalmış 1500 ytl. Birinden vazgeçeceğim ama hangisinden? Koltuğu sonra alırım, bir süre eski yatağımda yatarım... Yinede limit altıyız haydi hayırlısı. Romeo efendiye de yeni bir klübe almalıyım, eskisini bebekken dişleye dişleye hacemat etti it oğlu it. Üşeniyordum değiştirmeye, bu da bahenesi olsun. Onu da katalım hesaba...

Oldu mu? Olmadı tabi. Zaten tutmayan hesaba masraf girdin kerem efendi. İyisi mi Romeo'da eski yatağında yatsın. Yahu bu taşınma işinin hiç mi geliri yok bana? Var tabi, olmaz olur mu... Yeni evin önünden servis geçiyor. Bu da demektir ki ayda 400 ytl benzin parasından kurtulacağım. Maslak Opet darılmaz umarım.

***

Biz neden Kilyos'da oturuyoruz... Milyonlarca kere muhatap olduğum sorunun cevabını yazayım. Çünkü, ben 12 yaşımdayken falan bir koperatife girmiştik. 3 sene içinde yazlık ev olarak teslim edeceklerdi. Ama proje değişti, 80 m2 olacak ev 250 m2 oldu. Tabi millette para yok. Taam 12 senede bitti ev. Haliyle biz de yazlık olarak kullanmak istemedik. Çok hevesle döşedik. Koşa koşa taşındık. Taşındığımız gün Romeo da katıldı aileye. Tam 2 aylıktı. Süt kokardı.

Yol biraz uzak ama... diye başlayan cümleler kurduk ama bunu çekmeye razıydık. Taki ben Gebze'de çalışmaya başlayana dek. Güzergahımız daki ciddi trafik problemleri de yolun uzunluğuna eklenince, ben 6 ayda isyan bayrağı çektim. Taşınmaya karar verdim.

Ve fakat babam da 54 yaşında ve onunda ömrü yollarda geçti. O da çok yorulduğunu ve artık dayanamayacağını söyleyince beraber taşınalım dedik. Romeo'ya uygun bir yer bulmalıydık, zira kendisi evin içinde değil bahçede yaşıyor. İstanbul'da nerede öyle bahçeli ev diyerek önce moralimiz bozuldu, ama sonra Çekmeköy'de bir apartmanın giriş katında ev bulduk. Bahçede bize ait üstelik.

En büyük problemimiz böylece çözümlendi. Yeni evimiz babamın işine 15, benimkine 40 dk. uzakta. Yine Romeo'ya uygun bir bahçe ve sitenin yanında bir orman mevcut. Günde toplam iki saat karım olacak yollardan arttırdığım. O iki saati ne yapacağım, işte onu bilmiyorum. hiç bir şey yapamazsam yan gelip yatacağım.

***

Tekrar anadolu yakasına dönmek güzel... Kadıköy'ün kalbine taşınmıyorum belki, ama en azından o kadar da uzak değilim artık. Taşınacağımız gün yoktan adım adım var ettiğimiz bahçeye bakınca içim biraz sızlayacak. Ama başka çaremiz de yoktu.

***

-Anneee !! Nereye koydun sinema dergilerimi kız ! Temizlik böceği seni.

K.

Bir süre okumak istemdiğim bir blogum...

(güzel bir bahçenin sırrı)

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=32675
 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..