Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Emeğe saygısızlık ettim

Dün, Keçi Kitapevi Sunay Akın’ ı ağırladı. Hoş bir söyleşi oldu. Bugün, Milliyet Blog sayfamı açtım. Baktım ki 03 Ocak’ 12 tarihli “ Mutluluğun Anahtarı “ yazım okunmuş birisi tarafından. Merak ettim, ne yazmıştım o yazımda diye. Okuyunca, bir kez daha anladım ki hiçbir şey tesadüf değil. Yazım Sunay Akın’ ın o sıralar okuduğum “ İstanbul’ da Bir Zürafa” adlı yapıtından bir alıntı üzerine. Hemen anladım ki dünden beri kafama takılan düzeltiyi yapmam gerekiyor. Yoksa bu bende suçluluk duygusuna dönüşecek ve belki de bir daha söyleşiye katılmama kararına kadar götürecek beni. Bilirim, vardır böyle abartılarım.

O yüzden, yol yakınken ben düzeltimi yapayım. Söyleşilerde adettendir yazarın kitaplarını imzalaması. Ben daha önce okuduğum bende olan kitaplarını imzalatmıştım yazara daha önceki gelişlerinde. Malum emekli olunca kısıtlı bütçelerle her istediğiniz kitabı alamıyorsunuz istediğiniz an. Söyleşi boyunca çok alın teri döktü, emek verdi bizler için. Hadi son kitabını alayım diyor bir tarafım, kalkıp fiyatına bakıyorum. Olmuyor. Aynı kitapevine daha önce Elif Şafak’ın son kitabını ısmarlamışım ve o gün gelecek ısmarladığım kitap ve her ikisi de aynı fiyat. Öncelik hangisinin diye kıvranırken “ son gelen ilk gider” ilkesiyle hareket edecektim ki kitapevi sahibesi yanıma yaklaşıp ısmarladığım kitabın geldiğini söyledi. Ben Sunay Akın’ın imza gününde Elif Şafak’ ın “ Şemspare” si ile kitapevinden çıkmanın huzursuzluğunu yaşadım hep şu ana kadar. Huzurunuzda diyorum ki; “ Seni seviyorum. Özür dilerim. Lütfen beni affet. Teşekkür ederim.” Arkasından ekliyorum; kısmetse en kısa zamanda Sunay Akın'ın en son yapıtı " Bir Çift Ayakkabıyı" alarak bu hatamı düzelteceğim.

Sözü annemin takvim yapraklarına bağlayarak bitiriyorum. Başlık: Kısmetini beklemek

Öğrencilerinden birinin eline bir testi verip kuşluk vakti çeşmeye gönderir Fakirullah Hazretleri. Ne var ki öğrenci, çeşmenin başına varınca oradaki çocuklarla oyuna dalar ta ikindiye kadar oyun sürer. Nihayet gün batarken aceleyle testiyi doldurup döner. Bunca vakittir orada oyuna dalan öğrenciyi bu defa arkadaşları aralarına alıp hırpalamak isterler. Ancak Fakirullah Hazretleri müdahale ederek der ki:

“ Neyle suçluyorsunuz arkadaşınızı?”

“ Kuşluk vakti gönderdiniz, ikindi üzeri döndü. Bizi bu kadar bekletmeye hakkı var mı?”

Büyük insan şöyle izah eder geç kalma sebebini.

“ Arkadaşınızın kabahati yoktur bu bekleyişte. Çünkü çeşmenin başında oyuna dalmaya mecburdu. Kısmetiniz olan su henüz kurnaya gelmemişti, yoldaydı. Başkalarının kısmetini doldurup da size getiremezdi. Ne zaman yoldaki sizin kısmetiniz kurnaya geldi, işte o zaman oynamayı bırakıp testiyi çeşmeye tutarak kısmetinizi doldurup getirdi. Onun kabahati yoktur, yoldaki kısmetinizi beklemiştir.”

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..