Emekliler yine vurgun yedi

Bilindiği gibi on gün önce kamuoyunda ‘kıyak zam’ ya da ‘ballı zam’ olarak nitelenen kanun 2012 Genel Bütçesi kapsamında TBMM’de yasalaşmıştı. O gün sabaha karşı alınan bu karar için geniş toplum kadar  bir kaç duyarlı yeni ve eski milletvekili de tepkilerini ortaya koydu. Bu karar içinde bulunduğumuz ekonomik durumun hiç de iç açıcı olmadığının bir göstergesi olsa gerek.

Dün akşam üzeri öğrendiğime göre söz konusu kanun Sayın CUMHURBAŞKANI tarafından veto edilmiş!... Bakalım sonuçta ne çıkacak ortaya!

Bence Şike Kıyağı Torba Yasası olayında olduğu gibi Sayın Cumhurbaşkanının bu VETO restine TBMM yine  'aynen iade' biçiminde cevap verecektir. Olay memur, işçi, engelli ve esnaf emeklileri ile çalışmakta olan bütün kesimlere oluyor. Küresel kapitalizmin ezici zamlarından TBMM çalışanları ile eski milletvekilleri belki üç beş yıl yakayı kurtarabilirler bu zamların hızı ile. Yarın toplum huzuruna çıktıklarında nasıl konuşacaklar; ütülü pantolonları, pahalı parfümleri, altlarında JEEP'leri, kızları oğlanları, dayalı döşeli evleri ,  var ise eşleri ile nasıl dolaşacaklar göğüslerini gere gere çarşıda, pazarda?!

Bence EMEKLİLER yine vurgun yedi. Bütün MİLLET bir kez daha anlamış oldu ki TBMM'ne ‘seçilerek’ gelenler kanun yapmak yerine öncelikle kendi maaş artıları için UZLAŞIVERİYORLAR... Çalışanlar ile emekliler ve öğrenciler %4 ile % 10 arasında artışlar alırken kendileri %50, %100 YA DA %170 oranlarında zam alıveriyorlar. Bu konuda ne bir tartışma ne de bir demokratik mücadele süreci yaşanıyor! Kendilerine yapılan bu zamların milli gelir bakımından da tutarlı yanlarının bulunmadığı yıllardan beri bilinen bir gerçek. Peki o zaman TBMM’de ya da seçim meydanlarında görüğümüz kimi itiş kakışlar, kimi hakaretler, kimi  masa yumruklamalar, kimi çalımlar, kimi yumruk keskenmeler ile bazı  söz yarıştırma çabaları sahnede 'rol çalmak' değil de nedir acaba?!

Ne yazık ki Düvel-i Muazzama’nın bütün vatan topraklarını işgal etmiş olmasından dolayı onlarla savaşmaya azmettiğinden ve giriştiği savaşları kazandığından dolayı GAZİ MECLİS olarak da adlandırılan TBMM bir kaçı da emeklileri ilgilendiren adil olmayan daha nice kararlar ile saygınlığını yitirmektedir. Bu kararlar maaşların dengesizliğinden protezlerin sürelerine, toprak mülkiyetinden elektrik kullanımına, dokunulmazlıktan zengin ile fakir arasındaki uçuruma, yerli üretimden yabancı malların denetimsiz satışına, önlenemeyen terörden Ege’de ve Akdeniz’de petrol ve doğal gaz aramaya, hatta balık avlamaya kadar uzanmaktadır.

Bu konularda yazı yazmak, düşüncelerini ifade etmek ve yürüyüş düzenleyebilmek gibi özgürlüklerin var olması ‘karın’ doyurmuyor.

Umarım bir gün kimse zengin fakir ayrımı yanında ‘biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar’ kaygısı ile yaşamayacaktır.

ADALET İSTEMEK herkesin; özellikle işlerinde canla başla çalışanlar ile müktesep hakları ellerinden alınan emeklilerin hakkıdır!