- Kategori
- Aşk - Evlilik
En çok da “Aşk” Yalan…
Sizi bir başkasına çeviren;
Bir dinsizi seccadelere yapıştıran,
Sıkı bir dindarı alkol şişelerinde sebepler arayan bir çaresiz kılan,
Yol bilene yollarını unutturtan,
Ayakları sımsıkı yere basana-ya da kendini öyle sanana-
Yerçekimsizliğin metalik, bulantılı tadını yaşatan,
Mevsimlerinizi çarpıtan, eğen, büken,
Aklınızdan, beyninizden, kalbinizden, damağınızdan
Bildiğiniz tüm tatları çalan,
Kah elindeki hançeriyle gözlerinize acılar kazıyan,
Kah dudaklarınıza kimsenin silmeye gücü yetmeyecek gülücükler konduran
“Aşk” yalan….
Hatta en çok “Aşk” yalan…
Tüm diğer duygular onun kadar başköşeye koyulmadığı için belki de;
Yanıltsalar da, üzseler de sizi diğer tüm duygular;
Telafileri, onarılmaları kolay olduğu için,
Açtıkları yaralar çizikler misali gül teninizde
Kısa sürede kayboldukları için belki de…
Mühim değiller “Aşk” kadar….
Belki bu yüzden onlar yalan olduğunda çok da umursamıyor yürekleriniz…
Ama tufanlar misali yıkıp geçiyor ruhunuzu “Aşk”a dair hayal kırıklıkları,
Ve onun yalan olmasını kaldıramıyor zavallı nefisleriniz…
Kuş tüyü kadar hafif sarsıntıları, ruhunuzda yerkabuğunu kıran
Zelzeleler misali etki yapıyor…
Kaldıramıyor ruhunuz onun sahteliklerini…
Ve yalan oluyor sonunda size dair herşey…
En çok da “Aşk” yalan oluyor…
Masalın sonunda omuzlarınız düşük dönerken sığınaklarınıza yeniden,
İçsesiniz o klişe cümlenin başına bir ek yapıyor;
Her şey yalan… “Ama en çok da “Aşk” yalan..” diye…