Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Engelli Seçim

Engelli Seçim
 


Öncesinde yaşanan pek çok tartışma, cevabı veril(e)meyen pek çok soru henüz hafızalardan silinmeden yerini yeni ve başka tartışmalara, sorulara bıraktı. Evet 29 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerden bahsediyorum. Bazı il ve ilçelerde itiraz edilen seçim sonuçları, yeniden sayılan sandıklar, yerlerde ve çöplerde bulunan oy pusulaları, İstanbul’da 13 yaşındaki 100oy alan muhtar adayı, iptal edilenler (Çorum-Mecitözü), Adana’da hala netleşmeyen sonuçlar, gündem maddelerinden sadece bazıları ki bunlara her gün bir yenisi daha eklenmekte. Ama bir başka konu daha var ki diğerleri kadar gündemde kalmasa da aslında hepsinden çok daha önemli belki de...

İçişleri Bakanı Beşir Atalay 29 Mart tarihli yerel seçimler öncesinde yaşanılan pek çok tartışmaya istinaden yapmış olduğu bir açıklamada; “18 yaşını bitiren her Türk vatandaşı ayrıca başvurmak durumunda kalmadan seçmen olma ve oy kullanma hakkını elde etti”cümlesini altını çizerek vurgulamıştı. Peki bu elde edilen hak, acaba her Türk vatandaşı tarafından kullanılabildi mi?

Önce bu seçimlerde oy kullanmak için kaç kat ve basamak çıktığınızı hatırlayın lütfen. Ve sonra da Hürriyet gazetesi köşe yazarlarından Fatih Çekirge’ye gönderilmiş yüzlercesinden sadece biri olan aşağıdaki maili okuyun.

“Merhaba Fatih Bey,

Ben yürüme engelliyim. Engellileri düşünüp, köşenizde yer ayırdığınız için teşekkür ederim. İzmir’de Adnan Süvari Mahallesi’nde ikamet ediyorum ve imam hatip lisesinde oy kullanmaya gittim, merdivenlerle karşılaştım. 1001 no’lu sandıktan 3 kişi aşağıya indi ve bana oy pusulalarını getirdi. İl genel meclis oyumu verdim ve diğer pusulalara oy verirken imam hatip okulu müdürü; “orada oy veremezsin, içeride vermen gerekli” diye seslendi.
Merdivenleri nasıl aşacağım,diye sordum. Orası beni bağlamaz, içeride vereceksin, dedi. Ailem 1001 no’lu sandığa gitti ve olayı anlattı. Sandık başkanı aynen şunu dedi;

“Oyunu burada vermesi gerekmektedir. Sırtınıza alın getirin”

Babasız bir gencim. Annemle oy vermeye geldim. Böyle terbiyesizce bir söz olur mu hiç? Sırtınıza alın getirin gibi..Annem mi sırtına alıp çıkaracak beni!!! 30 yaşındayım, 1,93 boyum var. Mümkün mü bu…
Bu insanlar yüzünden Türkiye’de yaşamaktan üzülüyorum.. Maalesef…

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Saygılarımla...”

Bir engelli vatandaşımız en doğal hakkını kullanmak istiyor sadece. Oy kullanmak istiyor. Ama onca zorluğa rağmen kendisine kendi engeli değil, bizim koyduğumuz engeller izin vermiyor. Oysa Avrupa’da engelli vatandaşların rahat oy kullanabilmesi için özel yardımcı tayini, görme engelliler için kabartmalı seçim pusulaları, tekerlekli sandalye kullananlar için özel seçim ofisleri vb düzenlemeler yapılıyor. Hatta akıl sağlığı yerinde olmayan ve daha zor öğrenen engelliler için seçimlerde nasıl oy kullanacaklarını basit bir dille anlatan internet siteleri bile mevcut. Ama bizim vatandaşımız kendi sözleriyle ne yazıkki Türkiye’de yaşıyor...

Peki sorarım şimdi size; Türkiye’de sosyal paylaşım ve uyum alanlarının eksikliğine bağlı olarak hayata ve topluma karışamadıkları için görmezden duymazdan gelinen 8.5 milyon kayıtlı engelli olduğunu ve çoğunun oy kullanamadığını düşünürsek asıl sakat kalan, engellenen demokrasimiz hatta daha da ötesi insanlığımız değil mi?

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..