Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Engellileri anlamak ve yardımcı olmak gerekir

Engellileri anlamak ve yardımcı olmak gerekir
 

Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar, vücudun görsel, işlevsel, zihinsel, ruhsal farklılıkları öne sürülerek, toplumsal, yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişiler engelliler sınıfına koyulmaktadır.

Sokağa, caddeye, park gibi çevremizdeki  herhangi bir yere gittiğimizde, bir takım engelleri olan ve sosyal yaşamlarını devam ettirmede zorlanan insanları görmek mümkündür.

Bu insanlarımıza yakıştırılan ve toplumların kültürel düzeylerine göre günlük yaşam içinde sakat, özürlü, deli, kör, sağır, dilsiz, cüce gibi farklı isimlendirmeler kullanıldığına şahit olursunuz. Belki büyüklerden duymayız; ama çocuklardan  muhakkak duyarsınız.

Unutmayalım ki onlarda bizim çocuklarımız. Bugün sağlam olan bir çocuğumuzun yarın onun gibi olmayacağı garantisini kimse veremez. Bu yüzden onların bu farkındalığını mevcut durumu içerisinde kabullenerek, değerlendirerek anlamaya çalışmalıyız.

Engelli bireylere ilişkin, engellilikle ilgili farkındalığın olması ve anlaşılma gereksinimlerinin karşılanması gerekir. Farkındalığın yaratılması veya anlaşılmayı sağlamanın, kültürel özelliklerle de doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.

İnsanî değerleri, töreleri, adetleri, gelenekleri, dili, tarihi ve deneyimleri nedeniyle bir arada olma ruhu ve kimliği olarak tanımlanacak olursa, işaret dili çalışmaları, engelliler ile ilgili kutlanan özel günler, görme ve ellerinden yoksun engelli sanatçıların yaptıkları resimler gibi sanat eserleri takdire şayandır.

Sosyal yaşam hareketlenmeleri, engelli kişilerin kendileri hakkındaki imajlarını, örgütlenmelerini ve ülkelerinin toplumsal politikalarını, engellilere bakışlarını etkilemektedir. Bu yönde mücadele veren bazı kişiler, sağlıklı pek çok kişinin de hayatlarının bir noktasında kaza, hastalık, savaş, doğal afetler veya geç gelişen kalıtsal bir durumdan dolayı engelli duruma düşebileceklerini zaman zaman hatırlatırlar.

Yaşadığımız, hayıflandığımız, oflandığımız zor hayatın içinde onların yükleri bizimkilerden kat kat fazladır elbette.

Bazen aciz kaldıkları bu zorluklara bizlerinde zorluk eklediğini düşünürsek, onların verdikleri hayat mücadelesini kutlamak gerekmektedir.

Çeşitli engeller nedeniyle, yolda, parkta, arabada, işyerlerinde ayrımcı tavırlara, söylemlere, hareketlere maruz kalmaktadırlar.

Engelli bireylerin, toplumdaki diğer bireylere göre farklı hizmet gereksinimlerinin olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bizler bunun için gerekli olan ve üzerimize düşen çabayı, gayreti göstermek mecburiyetindeyiz.

Neylersiniz dostlar hayat işte! İsmi Ali, Veli, Ayşe, Fatma olan çocuklarla, analarla, evlatlarla ve aşılmayı bekleyen engellerle doludur.

Bugün  binlerce yürüyemeyen, konuşamayan, anlayamayan, göremeyen engelli  insana bir ışık,  bir umut yolunda birebir eğitim, öğretim, kişilik geliştirmelerine yönelik  bir çok resmi, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri bulunmaktadır. Masraflarının devlet tarafından karşılanması da sosyal yaşamlarını oldukça kolaylaştırmaktadır.

Türkiye'de engellilere yardım amacıyla kurulmuş pek çok vakıf mevcuttur.

Unutmayalım! Düşünce engelli olmaktansa bedensel engelli olmak daha iyidir. Öyle bedensel engelliler var ki; düşünceleriyle, azim ve gayretleriyle  sağlamlara örnek teşkil ederler.

Evet, herkes gibi bizler de birer engelli adayıyız.

Onlar bize hayatın farklı sayfalarını, sosyal yaşamın farklı yönlerini, yüce yaratana karşı, canlıların en şereflisi olan insana bahşedilen nimetlerinden dolayı şükür ve hamd etmemiz gerektiğini okutuyorlar.

Engelli kardeşlerimizin önündeki engelleri kaldırmak adına göstermiş oldukları özveriden dolayı gerek resmi, gerekse özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Tabi arada iyi niyetli olarak, rehabilite eden ve engellilerin faydasına olabilecek bazı  hususların suiistimal edilmemesi dileğiyle, dünya engelliler gününde  sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.

*

ANLADIN MI DOSTUM?

Bir köşede oturan birini görsen
Aklına beni getir, olur mu dostum.
Gözleri yaşlaşmış, hep ağlıyorsa,
İnan ki çok büyük bir derdi vardır.
Korkmadan yaklaş, konuş,

Anladın mı dostum.

Dolmuştur gözleri, anlatamaz derdini,
Bakışları haykırıyor, bedeninin tüm halini,
Geçmişte yaşanan bir hatanın izini,
Anlatacak sana, acı bir tebessümle,

Anladın mı dostum.

Belki gönül derdidir, yüreğini yakar.
Belki de doğumdan kalan, bedenen fakir.
Öyle veya böyle hayatını zindan eder.
Sakın hatırlatıp, hayatını etme karamsar,

Anladın mı dostum.

Kimse sevgi, şefkat göstermedi ona inan.
Kimse elinden tutmadı, halinden anlayan.
Hep hor gördüler, gülüp geçtiler arkasından.
Yıktılar, umutlarını, hayallerini, yarınlarını...

Anladın mı dostum.

Yakılan, yıkılan, yok olan ben isem eğer,
Yazmışsa Mevla’m, olmuşsa bana kader.
Aşkından kalmışsam o köşe başında heder.
Hep senin aşkındandır, Kerim buna değer.

Anladın mı dostum.
 

*Kerim Baydak “Ağlama Gülüm” adlı şiir kitabından Sayfa=16

Hepinize kazasız ve sağlıklı günler, mutlu bir ömür diliyorum!

 REsim Netten alıntıdır

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..