Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Enine boyuna Kıbrıs...

Enine boyuna Kıbrıs...
 

Anonim


1974'te rahmetli Bülent Ecevit  zamanında "Ayse Tatile Çıksın" sifreli koduyla Kıbrıs Barış harekatı başlamış ve o günden bu güne Türkiye ada da Silahlı Kuvvetlerini bulundurmaya devam ettirmektedir.

Kimilerine göre Kıbrıs Türkiye’nin kamburu, kimilerine göre özgürlüklere açılan kapısı olmuştur. Birileri hep kendi penceresinden baktıgından olaylara oznel yaklaşılmıştır. Şimdi ben bu makalemde hem özgürlükleri, hem stratejik olarak gelişimini, ekonomik ve sosyolojik olarakda bizlere neler kazandırıp neler kazandırmadıklarını irdeliyor olacağım. Kıbrıs annemim ve halkın terimiyle Türkiye'nin kamburu olarak görünen bir adadır. Ben buraya gitmeden, adayı gözlemlemeden, hakkında araştırma yapmadan önce bende aynı pencereden bakıyordum açıkcası. Çünkü bu en kolayı olsa gerek. Şimdi 1974’te eğer Ecevit hükümeti “Ayse Tatile Çıksın” demeseydi, şu an o adada kimlarin olduğu malumunuzdur. Ada stratejik bir önem arz etmektedir.
 
Hatırlar mısınız? Çiller hükümeti zamanında Kardak krizi yaşanmış, bizim SAT komandoları adaya çıkarma yaparak bayrağımızı dikmiş ve bunun sonucunda son anda Yunanistan ile savaşın eşiğinden dönülmüştü. Ne kadar acemice olduğu, ne kadar Yunanista’nın bizi kışkırtığı aşikardır. Bunu tematik açıdan baktığımızda da Kıbrıs'ın yeri Avrupa ve tüm Akdeniz açısından ne kadar bir önem arz ettiğini anlıyoruz. Şimdi özellik bakımından Akdenizde konuşlanmış iki adayı masanın üzerine koyalım. Biri Malta digeri Kıbrıs. İkiside yıllarca İngiliz sömürgesi altında kalmış, stratejik önemi büyük olan iki ada. Şu an Malta, Avrupa Birliği bayragını dalgalandırıyor, kaldıkı Kıbrıs'ın Rum kesimide çoktan AB'ye girdi. Ortada sadece Türk bayrağını dalgalandıran Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kaldı. Evet Türkiye’nin tek suçu İngilizlerin yani AB nin gücüne eşit olarak stratejik önem taşıyan bir yerde asker bulundurup orada işgalci gibi durmamız. Onlar Türkiye'nin bunu hak etmediğini, yıllarca sömürdükleri adada kendi işgallerinin hak olduğunu idda edenlerden başkası değiller.
 
Adaya indiğinizde Türk askerinin gücünü hissetmemeniz imkansız. Her tarafta askeri birlikler var. Maltada bu yok. Sadece polis noktalarıyla düzeni çoktan oturtmuşlar. AB ye girdiklerinden ve ada tek parça durduğundan kimseyi şu an için tehdit olarak algılamıyorlar. Ama Kıbrıs iki parça halinde birbirine zıt kutupların hisseli bir yeri görünümünde. O yüzden bu sonuçlanıncaya dek, bizler hep Türk askerinin varlığını adada hissetmeye devam edecegiz. Özgürlük ve sosyal bakımdan adaya bakacak olursak, sadece Ercan Havalimanın'da polisle karşı karşıya geliyorsunuz. Şehrin içinde hiç bir çevirme yok, polis arabaları vızır vızır gezmiyor.Kimse sizlere kimlik sormuyor. Maltada yaşanabilen özgürlük akımını fazlasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde de yaşayabiliyorsunuz. İki adada'da herşey free durumda. Kumarhanelerden tutunda, gece kulüplerine kadar, otellerinden tutunda, plajlarına, tüm sosyal olanakları aynı. Onlar ne kadar söylerlerse söylesinler K.K.T.C. çoktan AB ye uyum sağlamış bir ada görünümünde. Adada bir çok ingiliz yaşamlarını sürdürmeye de devam ediyor. Türkiye’nin ve İstanbul'un atar damarı konumundaki Taksim’de, Beyoğlun’da, İstiklal'de yürürken polis egemen bir ülkede yaşadığınızı hemen fark edersiniz. Sağınız polis, solunuz polistir. Siz bir şey yapmaya durun, hemen birileri gelip sizi GBT taramasına soku verir. Bu tabiki gereklidir, bu tabiki zaman zaman olmalıdır. Ama insanları tedirgin edercesine, özgürlüklerini yok sayarcasına bu gibi uygulamalar biraz sıkıcı olabiliyor açıkcası.
 
Malta'da bir süre kaldım. Kaldığım süre boyunca kimse bana kimlik sormadı, kimse alkol metre üfletmedi.... Kıbrıs’da aynı. Yani şu an K.K.T.C.'de Türkiye ye göre kıyasladığımızda çok be çok özgür hissediyorsunuz kendinizi.Yazı boyunca Kıbrısın stratejik konumunu, özgürlük ve sosyal durumunu gözlemledik.Şimdi birazda ekonomik açıdan gözlemlemeye devam edelim adayı.
 
Kıbrısı Türkiye dışında hiç bir devlet tanımadığından Türkiyeye bağlılığını sürdürmeye devam etmektedir.Kıbrıs dünyada De Facto konumundadır. Ada’nın %80 lik mali gücü Türkiye tarafından finanse edilmektedir.Şu anki kişi başına düşen milli geliri 18.000$ seviyelerindedir.Örnegin askerin tüm erzağı TSK tarafından hergün nakliye uçaklarıyla yapılmaktadır.Bir ülke düşünün havalimanı olsun, ama o havalimanına Türkiye’den başka hiç bir uçak inemiyor olsun. İşte Kıbrıs böyle bir yer. Tanınmadığından sadece ve sadece Türkiye dışından hiç bir yerle ne ithalat yapabiliyor nede ihracat. Dünya posta birliği bile Kıbrısı tanımıyor.Örnegin Amerikadaki yakınınız size posta atacak olsun. Postaneye gidip adres kısmına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yazdığında; “Dünyada böyle bir yer yok, bu postanızı gönderemeyiz” diyor. Evet; Kıbrıs ne Ercanıyla nede Postanesiyle akredite değil Dünyada. O koskoca adayı sırf Türkiye’nin elinde olmasından dolayı tanımıyorlar.Postaya geri dönecek olursak "Mersin 10 Turkey" koduyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti postaya akredite oluyor. Kısacası Kıbrıs tanınmadığından ne alabiliyor nede satabiliyor. O yüzden Kıbrıs’da ekonomiden söz etmek olası değil. Adada çoğu kimse turizme bağlı olarak otellede ve casinolarda çalışıyor.Örnegin benim arkadasım, tam üç yıldır bir casinoda kurpiyerlik yaparak para kazanıyor.Bir çok kişide bu sekilde çalışıyor...
 
Sonuç olarak; Kıbrıs bir kambur değil, stratejik önem taşıyan Türkiye'ye ait bir yerdir. Kıbrıslı Türklerin vatanıdır. Topla tüfekle alınmıştır, masalarda meze olunarak iki imzayla bırakılamayacak kadar da büyüktür.
 
Toplam blog
: 10
: 530
Kayıt tarihi
: 29.10.08
 
 

1983 Aydın. 2006-İşletme Fakültesi. Türkiye' de özelleştirme adı altında çalışmam vardır. Muhaseb..