Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Ensest! Gerçek bir hikaye..

Ensest! Gerçek bir hikaye..
 

Yorumlarınızı,bu konudaki her türlü görüşlerinizi bekliyorum...


Adı Yunus'tu.

Anacığı kim bilir ne hayallerle, ne ümitlerle kucaklamıştı Yunus'unu.

Adı Yunus'tu ama ismine inat hamsi gibi cılızdı.

Akranları top peşinde koşturup dururken o hep elleri yanağında kenarda otururdu.

Adı Yunus'tu ve kendisi ondört yaşında çok ama çok yorgundu...


Çok zaman geçmedi belki bir kaç ay.

Ama nereden bilebilirdim ki Yunus'a bir günün bin yıldan beter geldiğini.

İki elimi yanağıma koyup düşünmüyorum o günden beri.

Göz göze gelemiyorum mesela.

''Baban iş buldu mu?'' diye soramıyorum.

''Amcan askerden döndü mü?'' diyemiyorum.

''Babannen öldü mü?''

Ablan ne zaman konuşacak?

Sen okuyup adam olacaktın söz vermiştin, caymadın değil mi Yunus'um diyemiyorum...


''Evimiz bir odalı, ben yerde yatıyorum. Zaten ne haddimize bizim divanda yatmak '' deyişini unutamıyorum!!!

''Aynı odada annem, babam, babaannem, amcam, ablam, ben yatıyoruz'' deyişini,

''Her gece babam annemin yanından kalkıp ayakucuma geliyor, titriyorum o zaman'' deyişini,

''Titriyorum ve korkuyorum ama birşey diyemiyorum'' derken yüzünü yerden kaldıramayışını, unutamıyorum.

Sigara yakma bahanesiyle başımı yerden kaldırdığımda, onun da utançtan yerde olan başına elimi sürüşümü, göz yaşlarıyla karışık o anki tebessümünü, unutamıyorum...

 

Uzun cümle kurmak yada en basitinden bir cümle dahi kurmanın zor olduğu anlardan birinde olduğumdan, ''Eee sonra'' ya tamah edişimi,

''Ama ayıp şeyler, anlatamam ki hocam''deyişini...

....


''Babam beni elliyor; ama ayıp'' diyor Yunus'um.

''Zaten öldürücem ben onu o zaman hepimiz kurtulacağız'' deyişini,

''Sen akıllı bir çocuksun Yunus, bak bakalım şimdi bana, sence bu gerçekten çözüm olacak mı? Eğer öyleyse öldür tabi'' deyişimi unutamıyorum.


(Belkide alacağım cevabı az çok tahmin ettiğimden, her defasında sonradan yanlış olduğunu düşünüp kendi kendime kızdığım bu soruyu sormuşum herhalde. Ya da o an mantığımı yitirmiş olduğumdan sadece, bilemiyorum....)


''Biliyorum''diyor. ''Biliyorum bu çözüm değil. Okulu bitireyim liseye gitmiycem zaten. Terzide çalışcam anneme ablama bakacağım''deyişini unutamıyorum.


''Ablan?''

''Evet ablam, aynı sınıftayız. Adı E....''

''Sessiz birisi ablan evet şimdi hatırladım''

''Nasıl sesi çıksın ki hocam, o çok küçük yaşta tecavüze uğradı''

''Baban mı?''


''Hayır, köpek amcam. Ama şimdi askere gitti yedi ay falan rahatız.''

''Özür dilerim öğretmenim.''

''Ne için?''

''Köpek dedim diye.''

''Haketmişti bu seferlik boşver.. İyi de sizin bu evin hali ne be oğlum!''

''Hocam ilk dedem anneme tecavüz etmiş. Ondan sonra amcam ablama.Annem bunları babama anlatıncada babaannemle babam bir olup annemin dayaktan dalağını patlatmışlar. Şimdi korkudan hiç birmiz ses çıkartamıyoz...''


''Yunus yavaşla.''


Sessizlik, sessizlik, sessizlik....


Uykusuzluk, uykusuzluk, uykusuzluk....


Ve her hafta aynı saatte başlayan vicdan azabı....

 
Toplam blog
: 39
: 13407
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

26 yaşındayım. İzmir'de nefes al(r)ıyorum. Yaşarken yazamadığım için, yazarken yaşıyorum..