Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '14

 
Kategori
Blog
 

Entarisi dım dım yaaar, dım dım yar!

Entarisi dım dım yaaar, dım dım yar!
 

Dün akşam Hermann Caddesinde yürürken arkamdan “Çulduz Bey, Çulduz Bey” diye seslendiler. Gayri ihtiyari durdum tabii…


Otuzlu yaşlarda, takım elbiseli bir bey, kendini tanıtarak; “Siz Ümit Çulduz değil misiniz?” diye sordu!


“Evet, kendisiyim ama Culduz’un ‘C’ sinde çengel yoktur” dedim soğuk bir şekilde.


Yazılarımı sektirmeden okuyormuş ve beni de kafamdan pek çıkarmadığım kepimden tanımış,


İnsan “tanınınca” biraz şey oluyor haliyle… Vidalarda ufaktan bir gevşeme ve ağız nahiyesinde gözle görülür bir yayılma hasıl oluyor. “Peynir ha düştü ha düşecek” durumları sizin anlayacağınız.


Lafı hiç uzatmadan “ Ya abi ben de blog yazarı olmak istiyorum yaa!” diye meramını anlattı! Berlin doğumlu bir icra avukatıymış ama edebiyata da meraklıymış. Şiirleri, öyküleri ve denemeleri varmış Kadınların ruhundan iyi anlarmış ve Kayserispor’u tutarmış. Futbol analizleri yaptığı kadar “yüksek siyaset” de yazarmış! Tek amacı “paylaşmakmış” ve “maddi” bir beklentisi yokmuş!


Oturduk tabii yan taraftaki İtalyan kahvesine… Birer kahve eşliğinde sohbet ettik. Uzun uzun anlattım blog yazarı olmanın zorluklarını ama beni dinlemedi bile! O kadar kararlı ki ille de blog yazarı olacak. Hem sonra kazancı yerindeymiş ve bu işten “para mara” falan beklemiyormuş! (Sanki para veren var.)
Baktım ki bu edebiyata meraklı “icra avukatı” niyeti bozmuş… Maddeler halinde işin “püf noktalarını” anlatmaya çalıştım!


Öncelikle sayfandaki “Hakkımda” bölümünü dolduracaksın! Bitirdiğin okulları, lisansını, varsa doktora şeyini ve mesleki başarılarını kendine sakla! Neden yazmak istediğini anlatan birkaç satır yeter de artar bile! Hele hele yazı ve şiirlerinin altına “Uzman İcra Avukatı Haydar Çimenci” diye kartvizit koyma zira kimse iplemez!


İsmin pek edebi bir isim değil(Haydar Çimenci) ama pek dert etme. Okurların zamanla alışırlar! (Ahmet Balcı’ya bile alıştılar)


Gelelim profil resmine… Allah’ını kitabını seversen sayfana “vesikalık” resmini koyma ve beni de çileden çıkartma! Ne o öyle ortaokul talebeleri gibi? Selfi diye bir şey var, ondan yararlan! Sitedeki bazı amcalar “gençlik” resimlerini kullanıyorlar ama bu seni yanıltmasın ve onlara karşı saygılı ol!


Satır başlarına büyük harfle başla! Noktalama işaretleri konusunda cömert ol ve hatta “tavukları yemler” gibi yazının üzerine serp! Türkçe klavye kullan. Kulan ki “Türkçesi kırık” demesinler. Türkçesi kırık olanın her şeyi kırıktır!


Klavyene güvenemiyorsan polemiklerden uzak dur! İki eleştiri yorumu alınca ciyaklama ve soluğu editörlerde alma! “Saçımı çekti örtmenim” mızmızlanmalarından onlar da bıktı zira!


Blog kategorisinde yazmağa niyetlendiğin zaman o kutuya bak. Vitrinde Muzaffer Cellek abinin yazısı varsa oraya iki gün uğrama. Hele vitrinde benim yazım varsa hiç uğrama!


Hanımların ruhuna hitap eden yazılar yazmak istiyorsan öyle “kısraklı, beygirli ve de kişinemeli” betimlemelerden uzak dur! “Çüşş bayım, çüşş” derler ve seni madara ederler!


Her önüne gelene yorum yazıp kendini yorma! Kimlerden oluştuğunu daha sonra söyleyeceğim “Miksalci gurubunu” ise yorum bombardımanına tut! Yazıları okumasan da olur. Çok beğendim öneriyorum. Saygılarımla efendim” diye yorum yazarsan “gruplarına” dâhil olursun ve her yazına 25/30 yorum gelir!


Üye olur olmaz arşivindeki şiir ve yazılarını siteye boca etme! Yazıların baklava, börek bile olsa fazlası bıktırır!


Modaya uyup “blog kategorisini eleştiren” yazılar yazmayı aklından bile  geçirme zira Berlin sandığın kadar büyük değil. Yolda karşılaşırsak vay haline Haydar! Allah ya sana verir ya bana!


800, 900 blog yazınca editörlere zarf atmayı dene… Aldırmazlarsa “Gitçem, gidiyom” nameleri yap! Bu senin en tabii hakkın ama beklentilere de girme!


Milyonlarca kişinin televizyonlarda izlediği maçları “analiz” diye onlara anlat. Boş bir uğraştır ama tıkı mıkı boldur!


Milliyet com tr şeyine seçilmek istiyorsan “NLP” uzmanı ve de “Yaşam koçuyum” de! Ne var ki “Erkek Koçları” kabul etmiyorlar. Bu yaştan sonra “cinsiyetini” değiştiremeyeceğine göre bu sevdadan vazgeç!


Dedim ve bir zengin kalkışı yaptım. Müstakbel blog yazarı Haydar Çimenci arkadaşımız bir sayfa dolusu not almıştı! Birbirimize telefon numaralarımızı ve mail adreslerimizi verdik. “Allah razı olsun ağabey” diyerek boynuma sarıldı ve vedalaştık!’


Görüyorsunuz değil mi, dostlar!


Şunun şurasında çalakalem yazıyoruz ama “tanınıyoruz” da yani!


Ünlü bir blogger olmanın zorlukları olduğu kadar böyle güzel tarafları da var!


Elimde alışveriş torbası evime doğru yürürken yüzüme mutlu bir gülümseme yayılmıştı!


İster istemez bir türkü tutturdum tabii:


“Entarisi dım dım yaaar, dım dım yar!”


“Trinina trinina nay nay nay!”

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..