Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '12

 
Kategori
Tarih
 

Enver, Talat ve Cemal Paşalar

Enver, Talat ve Cemal Paşalar
 

İttihat ve Terakkinin Lider Kadrosu


Enver, Talat ve Cemal Paşalar, 1908 yılında Meşrutiyet idaresinin tekrar ilanı için II.Abdülhamide karşı yürütülen muhalefetle adlarını duyurdular. Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyetinin en aktif elemanları ve yönetici kadrosu içinde yer alan Enver, Talat ve Cemal Paşalar, 1913 yılında yaptıkları hükümet darbesi ile (Bab-i Ali Baskını) idarenin kontrolünü ele geçirdiler. 1913 yılından 1918 yılına kadar fiili olarak Osmanlı Devletini tek parti yönetimi ile idare ettiler. Çok taraftar kazandılar, ittihat ve Terakki Partisi Ülkenin en güçlü ve en etkin siyasi kuruluşu haline geldi.

İittihat ve Terakki Partisi ülke içinde millileşme, milli ekonomiyi kurma, orduyu gençleştirme, toplumsal dinamikler oluşturup, bunları harekete geçirme gibi birçok açıdan etkili sayılabilecek icraatlarda bulundu. Alman Devleti ile siyasi ve askeri işbirliği içine girdi. Ancak, diğer Avrupa devletlerinin husumeti de kısa sürede kendini gösterdi. Diplomatik ve askeri kıskaç içine alınan Osman Devleti, Avrupalıların Osmanlı İçişlerine müdahale edip bazı toplulukları kışkırtması ile daha kötü durumlara düştü. İttihatçı kadronun devlet idaresi noktasındaki tecrübe eksikliği de yapılan birçok yanlışın nedeni oldu.

1913-1918 yılları arasında idareyi sıkı bir şekilde ellerinde tutan Enver, Talat ve Cemal Paşalar, İngilizlerin önderliğindeki itilaf koalisyonu tarafından hedef gösterildi. Daha Birinci Dünya Savaşı, devam ederken özellikle İngiltere, ittihatçı liderlerin savaş sonunda cezalandırılacağını ilan etti. Cezalandırma sebepleri olarak ta, savaşın uzamasına neden olmak ve Ermeni tehcirine yol açmak suçları olarak açıklandı.

Osmanlı Devletinin savaştan mağlup çıkması, itilaf devletlerinin ittihatçılara yönelik harekete geçilmesinin zeminini hazırladı. İttihat ve Terakki Partisi ve yönetici kadrosu da bunun farkındaydı. İşte bundan dolayı Enver, Talat ve Cemal Paşaların ülkeyi terk etmeleri gerektiği fikri ortaya atıldı. Uzun süren tartışmalar sonucunda, itilaf devletlerinin uzun süre önce mimlediği ittihatçı liderlerin yurtdışına çıkması kararlaştırıldı. Türkiyede daha çok “kaçtılar” diye yorumlanan bu düşünce, aslında daha çok siyası ve askeri zorunluluklardan kaynaklandı. Zira, İtilaf devletleri, ittihat ve Terakkinin önder kadrosunun yurtiçinde kalmasını, Türkiyeyi topyekun bir işgal altına alma faaliyeti içinde neden olarak kullanabilirdi.

Yurt dışına çıkmasına karar verilen sadece önder kadrolar değildi. Lider kadrosu ile birçok İtihhatçı 2 Kasım 1915te U-170 Alman denizaltı ile yurtdışına çıktılar. Enver, Talat ve Cemal Paşalar Sadrazam Ahmet İzzet Paşaya durumlarını anlatan (bütün siyası amaçlarının yurda namusluca hizmet olduğunu) birer mektup bıraktılar. Yurt terk edildikten sonra İstanbul karıştı.  Ahmet İzzet Paşa hükümeti sorumlu tutularak kaçışla ilgili hükümete yoğun eleştiriler yapıldı.

Mustafa Kemal İttihatçi Paşalarla zaman zaman çatışmasına rağmen her zaman dayanışma içerisinde oldular. Yurtdışındayken de sürekli haberleştiler. Özellikle Enver Paşanın idealleri gerçeklerle örtüşmeyecek kadar hayalciydi. Mustafa Kemal Atatürk bugün jakoben bir şekilde örgütlenmiş bir yapı olarak değerlendirilen İttihat ve Terakki Partisinin de, Örgüt gücünü kullanmış ve Uusal Kurtuluş savaşını başarmıştır.

Yurt dışına çıkan bu önder kadrolardan Talat Paşa Berline yerleşti. Doğuluları bir araya toplamak için Şark Kulübü kurdu. 15 Mart 1921 günü Berlinde Tayliryan isimli bir komitacı tarafından vuruldu. Cemal Paşa ise önce Berlinde bir süre bulunda oradan İsviçreye geçti. Davots küçük bir köye yerleşti. Oradan da Afganistana geçerek Afgan Ordusunu teşkilatlandırdı. Tifliste 23 Temmuz 1922 gecesi Ermeni suikastçiler tarafından öldürüldü. İttihatçilerin en ünlüsü Enver Paşa ise Kafkasyaya gitmek istiyordu, önce Moskovaya gitti. Baküde toplanan Doğu Halklar Kongresine katıldı. Berline ve Romaya gitti. Avrupadan tekrar Batuma döndü. Ekim 1921 de Orta Asyaya geçti, Ruslara karşı savaşan Basmacı hareketine katıldı ve Liderleri oldu. Ruslara karşı savaşırken 4 Ağustos 1922de Duşenbe kenti yakınlarında öldü. Diğer İttihatçılardan Sait Halim Paşa 6 Aralık 1921de, Dr Bahaettin Şakir ve Cemal Azmi Beyler ise 18 Nisan 1920de Ermeni kurşunlarına hedef oldu.Ermeniler tarih içerisinde kurdukları çetelerle yurtdışında birçok  değerli, yetişmiş yurttaşımızı katl etmiştir.

Tarihin rengi sadece ak veya siyah değildir, Unutmamak gerekir ki gri tonları da vardır. Ayrıca, Tarih Tekerleği geri dönmez, geriye dönüp bir asır önceye baktığımızda bugün haması söylemlerle siyaset yapanların, dün ülkelerinin geleceği için yurtdışına çıkarak, oralarda mücadele ederken, Ermeni kurşunlarıyla hazin bir şekilde hayatlarını kaybeden, erdemli, onurlu, namuslu ittihatçileri hüzünle yad ediyor insan.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..