Ergenekon’da son dalga; İsimsiz ihbar, gizli delil, kitabı bilmeyen savcı

Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanması üzerine gelen tepkilerden sonra ilk defa basına açıklama yapmak zorunda kaldı. Daha sonra da Ahmet Şık’ın avukatının açıklamaları için bir açıklama yaptı. İlk açıklamanın detayına girmeyeceğim ama bir ifade çok çarpıcıydı. "Ergenekon" soruşturması kapsamında elde edilen ve soruşturmanın gizliliği nedeniyle bu aşamada açıklanması mümkün bulunmayan bir kısım delillerin değerlendirilmesi sonucu yapılması zorunlu hale gelen hukuksal bir işlem olduğunu bildirdi. Yani insanlar tutuklanıyor ama ne sorguda ne de daha sonra kişilere delillerin ne olduğu açıklanmamış. Yani hala neyle suçlandıklarını bilmiyorlar. Peki, ne zaman açılanacak belli değil. İyi de bu insanların tutuklanma nedeni “delilleri karartma” şüphesi olduğuna göre ve şu an tutuklu olduklarına göre neden “açıklamamak” kaydıyla onlara söylenmiyor? Kusura bakmayın bu şekilde istediğinizi içeri, istediği kadar içeride tutma hakkına sahip olabilirsiniz. Hukuk mezunu değilim ama Siyasal’da okuduğum hukuk bilgisiyle bu pek “hukuki” gelmiyor bana. 

Peki ama bu süreç nasıl başlamış; 2 yıl önce gelen isimsiz bir ihbar mektubu ve bu mektuba dayanarak ile yapılan telefon dinlemeleri ile elde edilen bilgilere dayanarak . Yani kim olduğu bilinmeyen bir kişinin ihbarına güvenerek, bir insan tam 2 yıl hiç haber vermeden dinlenmiş. Savcı Öz; Ahmet Şık’ın avukatının “Hazırlanmış İddianame” iddialarına verdiği cevapta ise hazır iddianameyi ret ediyor ama Ahmet Şık’ın Ergenekon’u açıklayan kitabını bilmediğini de kabul ediyor. Yani Ergenekoncu diye iddianame hazırladığı kişinin Ergenekon karşıtı bir kitap yazdığını dahi bilmiyor. Geriye ise şu açılmanın şu bölümü kalıyor; “Soruşturmanın süratle sonuçlandırılması için gerekli olan çalışmalar büyük bir titizlikle yürütülmektedir." O kadar süratli ki Mustafa Balbay suçunu tam olarak bilmeden 2 yıl Silivri’de yatıyor.