Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '11

 
Kategori
Sinema
 

Erkeksiz Kadınlar (Women without Men)

Erkeksiz Kadınlar (Women without Men)
 

Erkeksiz Kadınlar (Women without Men)


Erkeksiz Kadınlar, yönetmenliğini Shirin Neshat’ın yaptığı, başrollerini, Bijan Daneshmend, Essa Zahir, Mina Azarian, Navid Akvahan, Osroyla Toth'ın paylaştıkları, 2009 yılı yapımı Almanya-Avusturya-Fransa ortak yapımı bir film.

Film 2009'da Venedik Film Festivalinde Gümüş Aslan ödülünü almış.

1953 yılında şahı yeniden iktidara getiren CIA destekli darbe devam ederken, tamamen farklı sosyal çevrelerde yaşayan dört kadının hayat hikâyeleri anlatılıyor.

Bu dört kadının, zorlu hayat koşullarında mücadeleleri sırasında, dördünün de cenneti andıran bir ormandaki kır evinde yolları kesişiyor.

Kadınlardan ilki İran’da bir genelevde çalışıyor. Kızın hamamda tüm pisliklerinden kurtulmak için, derilerini kazıyıp kanatması filmde beni en etkileyen sahnelerden biri oldu.

İkinci kadın üst rütbeli bir askerle evli ve çok mutsuz. Gençlik aşkıyla yeniden karşılaşıyor ve ona olan sevgisi yeniden depreşiyor. Ancak eski sevgilisinin Amerikalı bir kadınla nişanlandığını öğrenince büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.

Üçüncü kadın abisinin baskılarından kurtulmak için intihar ediyor ancak kurtuluyor. Sonrasında evden kaçıp milliyetçilerle birlikte ülkesi için çalışıyor.

Dördüncü kadın ise, sevdiği adamın başka biriyle evlenmesi sonucu hayata küsüyor. Ancak adama o kadar aşık ki, adamın evlendiği gece bile bu evliliği bozmak için büyü yaptırıyor.

Kendilerini gerici diye nitelendiren toplumların, kadın – erkek ilişkileri konusundaki iki yüzlülükleri de fevkalade güzel vurgulanmış.

Filmde insanı şaşırtan ağır semboller var.

Bazen film tamamen gerçeklikten kopup bir düş şeklinde devam ediyor ve siz gerçekle, düşü ayırt edemiyorsunuz.

Yine de farklı ve şaşırtıcı.

Filmdeki kadınlardan birinin repliği;

Sessizlik...
Ve başka hiç birşey istemiyorum...
Ve sandım ki.
Acılardan kurtulmanın tek yolu...
Bu dünyadan göçmektir...

(diyen çaresiz kadın sonrasında ülkesi için ) ;

Sıkılan yumrukların ve haykırışların arasında dururken...
Biliyordum ki her şeyi değiştirebilme iradesi...
Bana geri dönmüştü...
Bu kez buradayım halkımın içinde...
Bakmak için değil, bu defa görmek için...
Sadece bulunmak için değil burada...
Bu defa eyleme geçmek için...

Ölüm zor değildir...
Ölümü düşünmesi zordur...
Peşinde olduğumuz tek şey...
Yeni bir yol bulmaktı, özgürlüğe doğru...

Filmin sonundaki :"Bu film İran'da verdikleri demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitirenlere ithaf edilmiştir." sözü ne kadar anlamlı bir film olduğunu ortaya koymaya yetiyor.

Her biri ayrı acılar içindeki kadınlarının ortak bir mutluluk arayışları çok çarpıcı ve üzücü bir şekilde başarıyla aktarılmış.

İran sinemasını seviyor ve önemsiyorum.

Güçlü ve kaliteli bir hikâyeyle çekilen bu film kesinlikle görülmeye değer...

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..