Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '13

 
Kategori
İnançlar
 

Erken yaşta ölen kimseler yaşamadıkları hayatları için alacaklı olabilirler mi?

Erken yaşta ölen kimseler yaşamadıkları hayatları için alacaklı olabilirler mi?
 

Önce şu soruya cevap verelim; kişinin vadesi öldüğü gün mü? Ömrü, kaç yaşında olursa olsun doğduğu gün ile öldüğü gün arasındaki süre mi? Yani bizim normalde biyolojik olarak yaşamamız gereken bir süre var mı? Yoksa Tanrı’nın takdiri üzerine şu ya da bu nedenle, erken ya da geç, hayatın bir yerinde ölmemiz halinde vademiz ve yaşam süremiz buna göre mi belirleniyor?

Tanrı “Her canlı ölümü tadacaktır” diyor ve takdirin kendinde olduğunu söylüyor. Peki, bu ölümün ne zaman olacağını bildiriyor mu? Süre veriyor mu? Hangi yaşta öleceğini söylüyor mu? Kemal kulum 86 yaşında ölecek diyor mu? Haaaa siz gerçekleşen ölüm üzerine konuşuyorsunuz. Ben senin önüne her akşam bir büyük susuz rakı dikeceğim, 50 yaşını geç görelim. Sen bunu sana verilen cüzi aklınla yapıyorsun (Bu arada hâşâ Tanrı’ya göre cüzi; değilse cüzi dediğin akıl kuzu kopyalıyor) E burada Tanrı’nın vadesi nerede? Vade söz konusu olduğu zaman ölümümüzün bir nedene dayalı olmaması gerekir. Ama ölümler hep bir nedene bağlı olarak meydana geliyor. İnsanlar durup dururken ölmüyorlar. Denildiği gibi vade varsa süre dolduğunda kişinin sağlam bile olsa düşüp ölmesi gerekir. Eskiden ortalama yaş 49’muş; bugün 75. Allah’ın takdiri o zaman başka bugün başka mıydı?

Tanrı’nın mutlaka takdiri vardır; ama biz bunu bilemeyiz. İnsan 3 yaşında ölsün diye yaratılmış olamaz. Belki kişinin önüne Tanrı’nın takdirinin yerine gelmesi için çeşitli olaylar çıkarılıyordur diyeceğiz ama bu olayları da biz yaratıyoruz ve çoğunlukla çözme gücüne de sahibiz.

Biz bizim yanlışımızla ölüyorsak, bu yanlışı yapmadığımız zaman ölmeyeceksek bunda Tanrı’nın takdiri nasıl olabilir ki. Şu ne yana çeksen o yana giden “dindara göre açıklama” burada “Ama sana o yanlışı da yaptıran Tanrı” diyecektir. Siz bile bile ölümünüze neden olacak yanlış yapar mısınız? Kaza olacağını anladım yine de gaza bastım diyen şoför var mı? Her canlının bir gün öleceği mutlak sanıyorsunuz ama yaşanan hayata bakarak söylüyorsunuz bunu. Çünkü doğan bütün canlılar bugüne kadar ölmüşler. İşte bu, Tanrı’nın takdiri olabilir. Bilim ömrü uzatabilir ama ölümü engelleyemez. Yoksa salak bir çocuk merdivenden koşarak inerken düştü, öldü. Bunun Tanrı’lık bir tarafı yok ki. Koşarak inmeseydi ölmeyecekti.

Kişilerin ortalama 70–90 yıl arasında ömürleri var. Her hangi bir nedenle bir kişi atıyorum 10 yaşında öldüğü zaman yaşaması gereken 60 ila 80 yıllık yaşamadığı (ya da boşa giden diyelim) ömrü ne olacak? Dindara göre açıklamada malum Tanrı hesabı kesiyor da yine de insanın kafasında soru işaretleri kalıyor. İlki aslında insanların böyle dediğimiz gibi 70–90 yıl ömrü yok, ne kadar yaşadılarsa ömürleri o kadar mı? Diğeri, Tanrı’nın takdiri varsa kuluna bu takdire karşı koymayı sağlayacak aklı niye verdi? Ölümün de kurtuluşun da bilgisi insanda var. Ve insan bu bilgiyi kullanarak takdir dediğimiz olayları tersine çevirebilir ki bazen çevirebiliyor da zaten. Bu durumda Tanrı’nın takdiri noluyor?

Bu arada Tanrı’ya inanıyorsanız gücüne de inanacaksınız. Tanrı’nın gücü hakkında söylenenlerin doğru olması gerekir. Aksi halde Tanrı’nın büyüklüğünden bahsedemeyiz.

Biz bu yazıyı yazarken karşımızda muhatabımız yok. Ayrıca yaratana sitemde bulunmuyoruz. Ancak biz aklımızla ve yüreğimizle Tanrı’nın çizginin ötesine geçmiş kullarından biriyiz. Ve bu mesajları duyan, hisseden, anlayan vicdanlara, evrenin derinliklerine gönderiyoruz. Yaşamadan ölen insanlar yaşamadıkları hayatları dolaysıyla alacaklılar. Artık hesabı kim keser, bilmiyorum.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..