Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ermeni meselesi ve Amerikan çıkarları arasındaki ilişki…

Ermeni meselesi ve Amerikan çıkarları arasındaki ilişki…
 

Tarih bir bilim dalı mıdır? Evet, öyle diyenler var… Peki, Atlantik ötesi bir ülkenin Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’nin bizim tarihimizi yargılama yetkisi var mıdır? Ya da bu “Hazret-i Yanki”ler böyle bir yetkiyi nereden almaktadırlar? Nasıl bir cüret ve umarsızlıkla bu nitelikte bir yetkinin sahibi olarak oy kullanabilmektedirler?..

Yaşamakta olduğumuz süreçte bu noktanın tespiti büyük bir önem taşımaktadır… Çünkü bu noktanın doğru olarak tespiti sonrasında “konu, ” bizi birçok bakımdan ve birden çok nedenle ilgilendirmektedir.

Sorulması gereken birincil soru şudur: - Bağımsız bir Devlet, böyle bir olayla karşılaştığında ne yapmalıdır?.. Evet… Bugün Türkiye’yi yönetenler, bu nitelikteki uluslar arası “yetki gaspı” karşısında nasıl bir duruş sergilemelidirler? Ve Türkiye halkı, vekillerinin sergileyeceği bu duruşu, demokratik mekanizmalar içinden geçerek nasıl ve ne ölçüde denetlemelidir?.. Ermeni soykırımı adı verilen vakıanın meydana gelmesinden bugüne tam 100 yıl geçmiştir. Bu yüzyıl içinde Dünya yüzünde yüzlerce insanlık dramı yaşanmıştır. Bu çok sayıdaki dramların en turfandaları arasında [bizzat ABD tarafından] demokratik bir seçimle işbaşına gelmiş ve tüm suçu, ülkesini Amerikan emperyalizmine karşı korumak olan Allande’nin katledilmesi, Irak ve Afganistan’da sivil halka karşı girişilen saldırıları bir çırpıda sayabiliriz… Peki niçin yüzyıl öncesi Osmanlı’sına ait bir olayla ilgili böyle bir “tarih değiştirme” girişimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne bir “fatura” biçimde konmaktadır?.. Amaç, bölge dâhilindeki Amerikan çıkarlarını daha verimli kılabilme stratejisinin bir parçasıdır. Türkiye, uluslar arası platformlarda soykırım suçunun faili olarak mahkûm edilecek, ardından tazminat ve toprak talepleri birbirini takip edecek ve yaratılan atmosferin medya gücü kullanılarak oluşturulan baskı ve dayatmaları sonucunda ülke daha da uydulaştırılacaktır… Tarihin değerlendirilmesi iş ve işlevi, tarihçilere ait bir yetkidir. Tarih, gerçeğin bire bir tıpkısı ve aynası olmak durumundadır. Objektif ve adil bir değerlendirme ile olup bitenlere bakabildiğimiz takdirde, “bölge”deki çıkarları bugün artık herkesin bilgisi dâhilinde olan Amerika Birleşik Devletleri parlamentosuna bağlı bir “komite”ye ait siyasi iradenin, nesnel gerçeklerin objektif ölçeklerdeki birikimi olması gereken “tarih”i değiştirme imkânına sahip olmadığını tespit etmemiz gerekir…

Geçtiğimiz akşam söz konusu komitede yapılan oylama, bilindiği gibi Ermenilere soykırım yapıldığını, 24 EVET… 23 HAYIR oyu ile sonuçlanmıştır. Bir başka değişle tarihi gerçek siyasi nitelikteki bir oylama sonucunda değiştirilmek istenmiştir… Bu noktada altını çizmek istediğimiz bir önemli nokta da şudur: Oylamada Türkiye lehine [yani, hayır] oyu kullananların ortaklaşa fikri, amaçlarının ABD – Türkiye ilişkilerine zarar vermeme kaygısı olduğudur!.. ABD Başkanı Obama’nın da derdi ve tasası budur… Yani tarihi bir gerçeğin değerlendirilmesinden çok uzaklardaki bir noktada tartışılan esas şey, Amerikan çıkarlarına en uygun politikanın belirlenmesinden ibarettir… Sözü edilen komite üyelerinin tüm sorunu, sözünü ettiğimiz Amerikan çıkarlarına en uygun “siyasi” stratejinin doğru olarak tespitidir… Dolayısıyla, söz konusu üyelerin oylarını etkilemekle görevlendirilmiş bulunan Türk parlamenterlerinin ve bu işin Türkiye lehine kotarılması için kendisi ile [ticari] sözleşme akdedilen ABD menşeli Anonim Şirketi’nin tüm uğraşı, Türkiye’nin haklılığı ya da haksızlığı değil… Türkiye üzerindeki Amerikan çıkarlarının öneminin anlatılarak, komite üyelerinin ikna edilmesidir!.. İşte somut gerçek budur!.. Türkiye halkı bu somut gerçeği ve onun peşinde olanların niyet ve amaçlarını iyi çözmek, teşhis etmek ve varacağı sonucu bilincine yükseltmek zorundadır…

soruyusormak.com www.dnm-ler.com
 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..