Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '20

 
Kategori
Güncel
 

Ermeni Yurdu, Musul ve Savaş

Savaşa dönüşen "Karabağ" anlaşmazlığı...

Lozan Konferansı'nda, bir "Ermeni Yurdu" için Türkiye'den toprak koparılmak istenirse, Türkiye bunu bir savaş nedeni olarak kabul edecekti...

Ama, Türkiye'nin aynı "kesin kararlılığı" Musul için yoktu...

Musul için böyle bir kararlılığın olmaması ve Musul'un elden çıkması halinde, ülkenin başına bir "Kürdistan Tehlikesi" çıkabileceği; Kürtlerin "Ermenilerle birleşerek" ülkeyi arkadan vurabilecekleri ileri sürülmüştür...

*

Tarih'te bir sayfa açalım ve "Karabağ" konunusunun günceline gelmeden önce, bu savaşın başlıca nedenlerine bakalım...

-- Ermenilerin çoğunlukta olduğu Dağlık Karabağ'ın, Şubat 1988'de Azerbaycan'dan ayrılarak Ermenistan'a bağlanma kararı alması, iki Cumhuriyet arasında gerginliklere ve kanlı çatışmalara yol açmıştı.

Sovyet Yönetimi, Dağlık Karabağ'ın bu talebini reddederek bölgeye asker gönderdi ve olayları kanlı bir biçimde bastırdı.

Azerbaycan, 23 Eylül 1989'da egemenliğini, 30 Ağustos 1991'de de bağımsızlığını ilan etti. Ermenistan'dan destek alan Dağlık Karabağ, Ermenileri'nin saldırıları  sonucunda ülkenin güneybatı kesimi  Ermeni işgali altına girdi.

Azerbaycan, Eylül 1993'te, Bağımsız Devletler Topluluğu'na katıldı--(1)

-- Bu, özetin özeti olan birkaç cümlecikle aldığım alıntılar. Hemen hemen hepimizin yaşam süresi içinde edindiğimiz bilgilerdir.

Ama, ben, şimdi çok daha gerilere gideceğim ve Ermenistan'ın, bu duruma nasıl geldiğini; daha doğrusu kimler tarafından nasıl getirildiğini; ama izninizle "naçizane" yazdığım "kendi kitabımdan" yaptığım alıntılarla aktarmaya  çalışacağım.

*

"Chester Projesi" ya da "Chester İmtiyazı) ve Ermenistan...

İlk kez, 1910 yılında, Osmanlı Meclisi'nde gündeme gelen bu proje, Osmanlı topraklarında "demiryolu imtiyazı" almak için yapılan bir girişimdi. Girişimi yapan da ABD idi...

Ama bu, proje'nin Osmanlı Devleti'nden gizlenen, "farklı bir siyasi yönü" de vardı...

-- Bu da, geleceğin "Bağımsız Ermenistan"ınıBu hazırlamaktı...Bu nedenle, Ermeniler'in de, bu demiryolu ile ilgili girirşimleri olmuştur.

Örneğin, Erzurum Milletvekili Karakin Pastırmacıyan bir broşür yayınlayarak, Doğu Anadolu'nun, "lokomatif ıslıkları" duyulmadan kalkınamayacağını öne sürmüştü.

Ancak, daha sonra, Chester firması, projede "devleti zarara sokacak" bazı "değişiklikler" yapınca, Nafia Nazırı(Maliye Bakanı)'nın uyarısı üzerine, ortaya çıkan sakıncaları dikkate alan Osmanlı Hükümeti, projeyi, "Meclis-i Vükela'da(Bakanlar Kurulu) incelemek gerekçesiyle geri istedi. Bunun üzerine Amerikan  şirketi de teklifi geri aldı--(2)

*

Lozan Konferansı'na Giderken "Barış Kurulu'na Verilen Direktif"...

Lozan gidecek "Barış Kurulu"nun üyeleri: "Başkan, İsmet Paşa(İnönü), Sağlık Bakanı Rıza Nur ve  Maliye Bakanı  Hasan Saka"ydı.

Barış Kurulu'na Verilen Direktif :

İsmet Paşa, 3 Kasım 1922 günü Meclis'te yaptığı konuşmada, Konferans'ta izlenecek yolun, Yüce Meclis'in şimdiye kadar kabul ettiği antlaşmalar ve Misak-ı Milli doğrultusunda olacağı hususunda Meclis'e güvence verdi(3).

Yeri gelmişken, bu direktifin dışında(belki direktifte de vardır; ama gözümden kaçmış olabilir, ya da yaptığım alıntıyı aldığım kitap yazarının yorumudur) başka bir  ilave yapmak istiyorum.

*

"ERMENİ YURDU", Türkiye'nin "SAVAŞ NEDENİ" idi...

Lozan Barış Kurulu'na verilen direktif içindeki iki noktada, "Türk Hükümeti savaşı göze alabilecek kadar kesin kararlıdır. Bunlardan biri, "Ermeni Yurdu"; diğeri de "kapitülasyonlar"dır. Konferansta, Türkiye'den bir "Ermeni Yurdu" için toprak koparılmak istenirse, Ankara'dan talimat beklemeden görüşmeler derhal kesilecektir". Kapitülasyonlar konusunda da, gerekirse görüşmelerin kesilebileceği ve savaşın göze alınabileceği anlaşılıyordu(4).

Ancak, aynı kararlılık Musul için yoktu...

Şimdi, biraz da bu konuyu hatırlayalım...Bakalım öyle mi?

-- Lozan Konferansı'nda, Musul üzerinde uzayan tartışmalar yüzünden diğer konulara el atılamıyordu. İsmet Paşa, 27 Ocak 1922'de Ankara'ya gönderdiği raporda, görüşmelere ara vererek Ankara'ya dönmenin ve böylece durumu sürüncemede bırakmanın ya da MUSUL'DAN VAZGEÇEREK, yeni bir barış imkanı aramanın gerektiğini yazmıştı.

Ancak, ikinci delege Sağlık Bakanı Rıza Nur, İsmet Paşa'nın çektiği telgrafa koyduğu "muhalefet şerhi"nde, Musul'un ülkeye lazım olduğunu; Musul'un elden çıkması halinde ülkenin başına bir KÜRDİSTAN TEHLİKESİ çıkabileceğini, ERMENİLERLE BİRLEŞEREK ülkeyi arkadan vurabileceklerini ileri sürmüştü--(5)

Düşünülen doğru çıkmıştır... 

1980'li yıllarda Kuzey Irak ve ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgesinde yaşanan PKK kaynaklı  bölücü faaliyetler daha sonra --kısa bir durgunluk döneminin ardından-- Ermenistan bölgesine de kaydırılmış ve PKK ve Ermeni işbirliği ile aynı hareketler Doğu Anadolu'da da görülmüştür.. Ayrıca, o günlerde, Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti (İngiltere'nin deyişi ile "Güney Kürdistan") için çalışmalar devam etmiş ve bu devletin tanınması için Saddam Hüseyin'in ölümü ya da iktidardan uzaklaştırılması beklenmiştir...

O zamanlar(20 yıl önce) bunları yazmam için gerekli ortam varmış demek...Bu konuyu, 9 blogluk, "Adım Adım Kürdistan" başlığını taşıyan "dizi yazımda" ayrıntıları ile aktarmıştım...

*

S O N U Ç :

Daha fazla dağıtmadan, konuyu "gerektiği bir sonuca" bağlamaya çalışayım...

Ermenistan ve Azerbaycan arasında sürdürülen bu savaş, bence kesin sonuca bağlanmadan bitmemelidir...Kesin sonuç da, öncelikle, yıllardır Ermenistan'ın işgalinde bulunan 'Karabağ'ın, bu işgalden kurtulması ve 'Azerbaycan Yurdu'nda kalmasıdır...

 

cdenizkent

 

--------------------:

(1) AnaBritannica, Cilt-4

(2) Niyazi Berkes, "İki Yüz Yıldır Neden Bocalıyoruz?", 2.b. İstanbul: 1965, s.91

(3) TBMM Gizli Zabıtları, Cilt-3, Ankara: TBMM Basımevi, 1980, ss.980-1006(2-11-1922)

(4) Bilal N. Şimşir, Lozan Telgrafları-I(1922-1923), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1990, s.XIV

(5) A. g . y. s. 449

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..