Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Ermenistan ne yapmak istiyor?

Ermenistan ne yapmak istiyor?
 

Türkiye ile Ermenistan arasındaki ikili görüşmelerin tarihi yeni değil. İki ülke arasındaki görüşmeler dış politikanın gereği öteden beri devam etmektedir. Türkiye, Ermenistan’ın ve diasporasının “Ermeni soykırımı” iddiası çerçevesinde gerekli çalışmaları yapmakta ve gerçeği dünyaya anlatmaktadır.

Ermenilerin amacının ne olduğu yasalarında Doğu Anadolu’ya yönelik toprak taleplerinde ve soykırım iddialarında açıkça yer almaktadır.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki ikili görüşmeler 2002 de tekrar başlamış ve 2007’de hız kazanmıştır. Bu görüşmelerde ele alınan anlaşma taslağının netleşmeye başladığını basından öğreniyoruz. İlgili taslakta ikili görüşmelerin normalleştirilmesi belirli bir takvim ile kademeli bir uygulamaya bağlanmakta, Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu Azeri topraklarının beş bölgesinden kademeli olarak çekilmesi istenmekte ancak Karabağ sorununun çözümü ileriki bir döneme bırakılmaktadır.

Ermenistan, ortak bir tarih komisyonu kurulmasını kabul ederken, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ilişkin kendi anayasasını ve bağımsızlık bildirgesini değiştirmeden, bir deklarasyonla güvence vermesinin söz konusu olacağı belirtiliyor.

Türkiye Ermenistan sınırının açılması olasılığı karşısında Azerbaycan’ın Rusya’ya yakınlaşması gündemde. Nitekim Türkiye’ye kırgın olan İlham Aliyev’in Moskova’da Medvedev’le görüşmeden önce “Rusya dostumuz, stratejik ortağımız” söylemi de bunu desteklemektedir. Elbette Azerbaycan komşuları ile ikili ilişkiler içerisinde olacaktır. Ancak Türkiye’ye kırılmadan o ilişkileri devam ettirmeleri iki toplumunda isteğidir.

AKP hükümetinin Ermenistan sınırının açılmasında Karabağ’ın önkoşul olmasından vazgeçildiği varsayımları Türkiye ile Azerbaycan arasında soğuk rüzgârlar estirirken, Rusya’nın Azerbaycan- Ermenistan arasındaki görüşmelerde arabulucu rolüne soyunması Azeri Ermeni sorununda Türkiye’nin Rusya’nın bu çabalarını desteklemesi çözüm açısından önemlidir.

Bugün her yıl olduğu gibi Ermenistan’da sözde “24 Nisan soykırım” gününü anmak üzere Ermenistan’ın başkenti Erivan’da düzenlenen törenler, milliyetçi Ermenilerin gösterilerine sahne oldu. Göstericiler Türk bayrağını yaktı. Binlerce Ermeni soykırım anıtına koştu. Ermenistan’da 24 Nisan 2008 ‘de de Türk bayrağının yakılıp, çiğnendiği olaylar olmuştu.

24 Nisan 2008 tarihinde Türk bayrağı yakılıp çiğnenirken Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan 1915 olaylarıyla ilgili Ermenistan dış politikasını şöyle açıklıyordu. “ ‘ Ermeni soykırımının’ uluslar arası alanda tanınması ve kınanması Ermenistan dış politikasının vazgeçilmez ve meşru bir parçasıdır. Bütün Ermenilerin anavatanı olarak Ermenistan, tarihi adaletin tecelli etmesi için çabaları devam ettirmek zorundadır.” Abdullah Gül’ün Sarkisyan tarafından maça davet edilmesinden sonra Ermenistan’da, Türkiye’ye taviz veriliyor iddiaları üzerine Ermenistan dışişleri bakanı Eduard Nalbandian 4 Ağustos’ta şu açıklamayı yapıyordu. “… Sarkisyan’ın daveti soykırımın sorgulanması anlamına gelmiyor. Biz hiçbir zaman Türkiye ile sınırların tanınması ve Karabağ’a ilişkin taviz vermeyeceğiz…” Bu açıklamalar Ermeni dış politikasının çerçevesini çizmektedir. Ermenistan’ın amacı bellidir. Uluslar arası destekle Türkiye’ye karşı istedikleri kazanımları elde etmenin peşindedir.

6 Eylül 2008 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Ermenistan- Türkiye Dünya Kupası Eleme Grubu karşılaşmasını izlemek üzere Erivan’a gitti. O tarihte, “ Gül giderse barış sağlanır ve Türkiye- Ermenistan-Azerbaycan karlı çıkar” yaklaşımında bulunanlar o günden bu yana değişen hiçbir şeyin olmadığını umarım görürler.

Nitekim Sarkisyan mutabakat açıklamalarından iki gün önce Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada sınır kapısının açılmaması halinde Ekim ayında oynanacak maç için Türkiye’ye gelmeyeceği mesajını verdi. Açıklamasının devamında “sınırı açarak veya Türkiye ile ilişkiler normalleşerek Ermenistan’ın Karabağ ile ilgili tavrı değişmez” demekte ve “Karabağ’ın hiçbir zaman Azerbaycan’ın parçası olmadığını, Azerbaycan ile Sovyetler Birliği Komünist Partisinin kararı ile birleştirildiğini” ileri sürmektedir. Bu bakış açısı Ermenistan’ın kolay kolay Karabağ’dan vazgeçmeyeceğinin işaretleridir.

Ermenistan’ın bölge sorunlarındaki görüşleri yeterince açıktır. Türkiye’nin Ermenistan’a karşı en önemli kozu ise sınırların açılıp açılmamasıdır. Türkiye Ermeni sınırını açmamalı ve elinde bulundurduğu bu kozu da kaybetmemelidir. Ermenilerin geçmişte Anadolu coğrafyasında Türk halkına karşı yaptığı mezalimler ortadadır.

Ermenistan sınırını açarak kardeş Azerbaycan’ı kaybetmemeliyiz. Türkiye Azerbaycan’ı kaybetme lüksüne sahip değildir. Dış politikada başarı için ince bir diplomasinin uygulanması ve yıllar sonrasının görülüp hesap edilmesi gerekir.

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..