Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '10

 
Kategori
Okullar
 

Erzincan Atatürk Lisesindeki Konferansta sorulara cevabımız

Erzincan’da İşitme engelli Muhtar arkadaşım Mehmet Ali Yeniçeri ile Erzincan Atatürk Lisesinde Başarının Sırları adlı bir konferans vermiştik. Öğrencilere “hayatta başarının sırlarından bir tanesi de güzel ve çarpıcı sorular sormaktan geçer. Soru soran öğrencileri anne ve babaları ve öğretmenleri sever, siz de eğer güzel sorular sorarsanız size kalemler armağan edeceğim” dediğim zaman öğrenciler sorular sordular. Ben de cevapladım orada. Soruları bir defa da burada yazılı cevaplamak öğrenciler için faydalı olacağını düşünmekteyim.

SORU- Hayattan kopmamanızın sebepleri nedir ( İsmail Albayrak)

CEVAP- Hayattan kopmamamızın sebebi inançlarımız ve insanlara faydalı olmak , onlara hayat tecrübelerimizi anlatarak , insanların da her türlü engele rağmen hayatı sevmelerini sağlamak. Olumlu düşünen, güzeli gören, çalışanı anlayan insanların tutumu ve sevgisi bizleri ayakta tutmakta. Ailemin bana olan sevgi ve saygısı da bunu göstermekte.

SORU- İşitme engelli olmanıza rağmen Üniversite okumanız sizin için zor olmadı mı ? ( Sevgi Yılmazçelik)

CEVAP- Hayatta “zor” kelimesini de “yoğunum” kelimesini de hiç sevmem. İnsanlar çalışıp çabalarsa, kendisini motive edecek insanlarla oturursa başarılı insanların hayatından dersler çıkarırsa Üniversite okumak engelli insana neden zor olsun?

SORU- Eğitim hayatınız boyunca ne gibi zorluklarla karşılaştınız ?( İsmail Yıldırım)

CEVAP- Eğitim hayatım boyunca öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın benimle ilgilenmemesi, ailemizin ise bizleri tam anlamayacak kadar cahil olması bizleri zorladı ama sonunda kitap okumayı sevmek sayesinde bu engellerli de aşmanın her zaman sevincini yaşadım ve Allah’ın ilk emri neden oku olmuş daha iyi anladım.

SORU- Hayatta hiç karamsarlığa kapılmadınız mı ? (Aylin Ayaz)

CEVAP- İlk hastalık geçirdiğimiz zaman karamsarlığa kapılmamız söz konusu oldu ama sonunda hayat devam etmekteydi ve hayatta ayakta kalmamız lazımdı ve bunu da başarmamız lazımdı. Bu yüzden okuyarak ve hayatı severek karamsarlıkları mutluluğa dönüştürdüm sonunda. Önemli olan karamsarlıkları hemen üzerimizden atmamız . Sizde karamsarlığa kapıldığınız zaman güzel örnekleri görerek hayatta zorluları aşmaya bakınız.

SORU- Üniversite sınavına girdiğinizde kazanamayacağım diye hiç düşünmediniz mi ?(Özlem Barış )

CEVAP-Daha önce ilkokulda Bursluluk sınavını kazanmıştım o zaman hastalık geçirmemiştim. O zaman onu başarırsam zaten bunu da başarırım diye düşündüm ve çok okuyarak bunun üstesinden geleceğime her zaman inanarak karamsarlıkla değil umutla başarılı oldum.

SORU- Çevrenizdeki insanlarla hep yazarak mı anlaştınız ? ( Leyla Özen )

CEVAP- Güzel konuşan dudak hareketleri düzgün olan insanlarla rahat anlaşırım ama dudaklarını güzel hareket ettirmeyen insanlarla çok zaman yazışarak anlaştım. Anlaşmak bir bakıma konuşmaktan çok kalp ve beyinle olur ve bizi gerçekten seven ve anlamak isteyen bizimle iletişime geçer. Bu da onlara hayat tecrübesi olur.

SORU- Rehabilitasyon Merkezlerinden yardım aldınız mı ? Yoksa gerek duymadınız mı ? (Leyla Özen)

CEVAP- Sanırım sizin engelli yakınınız var . Rehabilitasyonlarda. Ben engelli olmamdan dolayı, engelimle alakalı hiç özel eğitim almadım. Her şeyi okumaya ve çevremdeki olayları iyi gözlemlemeye yüz okuma sanatını da öğrenmeye borçluyum ve bu da insana moral vermekte. Her insan öncelikle kendisini rehabilite etmeli.

SORU- İşitme engelli olduğunuz halde lise tamamlamak zor olmadı mı ?(Mehmet Ali Güler)

CEVAP- Lise 1 de iki sene üst üste sınıfta kalmama rağmen, okumanın gücünü keşfederek, okuyarak bir zamanlar yaşadığım başarısızlıkları ÖSS de okul 3. sü olarak başarıya dönüştürdüm. Genel Kültürü okumak sayesinde yüksek olan insanlar her zaman başarıyı yakalarlar bence.

SORU- Hayatta asla başaramayacağımız şeyler nedir ? Hayata nasıl bakmalıyız? (Nazlıcan Yakıcı)

CEVAP- Hayatta asla başaramayacağımız şeyler yok. Bir insan bir işi başarmışsa herkes o işi başarabilir. Yeter ki, insan okumayı sevsin, azim ve sabırlı olmayı asla bırakmasın. Hayatta başarı sonunda onunla olacaktır.

SORU- Hayatta istediklerinizi gerçekleştirdiniz mi? (Gamze Sarıgül)

CEVAP- Hayatta her zaman gerçekleştirmek istediğim, kimseye muhtaç olmayacak bir işimin ve beni anlayacak bir ailemin olmasıydı. Ona da sahip oldum ve başarılı insanların babası olmanın sevincini yaşadım her zaman.

SORU- Sizi yazarlığa yönelten şey neydi? ( Şahin Bektaş)

CEVAP- İnsanlara faydalı olmanın ve onlara fikirlerimi anlatmanın en kolay yolunun gazete, dergi ve kitaplar olduğunu düşündüğümden ve duygu ve düşüncelerim başka insanlara ulaşmasını istememden dolayı yazmaya başladım. Bunda da başarılı olduk.

SORU- İşitmediğiniz halde nasıl okumayı başardınız ? ( Onur Keskin)

CEVAP- Okumak için kulağa değil kafaya ve gözlere sahip olmak lazım bilmektesiniz ki, okumayı seven zamanını okumaya ayıran, kendisine yol gösteren hocaların can kulağı ile dinleyerek uygulayan insan başarısız olabilir mi ?

SORU- İnsanlar bir takım engelleri aşmak için hangi düşünce ve yollara başvurmalıdır? (Anıl)

CEVAP- Yolda ilerlemek için yolun düzgün olması lazım. Yolda engeller ve taş toprak varsa, çukurlar varsa bunları yoldan uzaklaştırmak ve çukurları doldurmak lazım ise bizlerde engellerin ve yoldaki çukurları doldurarak yolumuzda daha güzel yol alırız ve arkamızdan gelenlere de güzel yollar bırakırız. Önümüzdeki engeller farklı olabilir. Bu engelleri kaldırmasını bilirsek hem biz yol alırız hem de arkamızdan gelenler bu yolda daha rahat ilerler Erzincan Gençlerinin yollarından engelleri kaldıran , Munzur çayının engelini o çayın üzerine köprü kurarak güzel bir ulaşım sağlayan Recep Yazıcıoğlu bu konuda bizlere güzel rehber değil mi ?

SORU- Üniversite sınavını nasıl kazandınız ? (Gül Ağkaş)

CEVAP – Daha önce de dediğim gibi, Okumayı sevmek, genel kültürümüzün genişlemesine sebep oldu. Çok okuyan önce SBS yi aşar sonra YGS yi aşar sonra KPSS yi aşar. Tüm bu sınavların yetenek, genel kültür ve bilgi işi olduğunu asla unutmamak lazımdır.

SORU- Üniversite sınavında size yardım eden oldu mu ?( İlknur Öztürk)

CEVAP- Bizim yağacağımız, gireceğimiz sınavda insanlar dershane okul ve arkadaşlar sadece yol gösterir. Okumayı seven insan ise başka yardımcıya ihtiyaç duymadan hem okulda hem de sınavda başarılı olur rahatça bence.

SORU- İki Üniversite tamamlayınca hayatınızda ne gibi değişimler oldu?( Nesrin Kezik)

CEVAP- İki Üniversite tamamlayınca kimseye muhtaç olmayacak bir işimiz ve isteyenleri de başta çocuklarımız olmak üzere aydınlatacak bir bilgi düzeyimiz oldu. Bakınız gazete ve dergi yazılarımızla , kitaplarımızla, burada konferanslarla sizlere faydalı olmak bize hayatta güzel mutlu anlar yaşamamıza sebep olmakta.

SORU- Üniversite kazanmanızda ailenizin katkısı oldu mu ?( Esra Özen)

CEVAP- Ailem ben hariç herkes ilkokul mezunudur. Ama ailem kitap alma, sevgi gösterme konusunda bizlere tabii ki yardımcı oldu. Ama onlar başka bir yardımda da bulunamazdı. Bizler başkalarından fazla yardım almadan sınavı kazanmanın mükafatını hayatta da kimseye muhtaç olmadan yaşama mükafatı olarak elde ettik her zaman.

SORU- Kitabınızı neden Recep Yazıcıoğlu üzerine yazdınız ? (Gülay Güner)

CEVAP- Daha önce başarılı işitme engelliler ile röportajlardan oluşan “ Sessiz Dünyadan Esintiler” adlı kitabım ve 2004’ten bu yana ÖSS ve OKS de Tokat derecesi yapanlarla röportajlardan oluşan “ Tokat’tan Zirveye Doğru” kitaplarım yayınlandı. Düşündüm de gençlere en güzel örmek Recep Yazıcıoğlu’nun kişiliği ve çalışkanlığıydı. Bu yüzden onu konu alan kitap yazdım “ Hizmetkar Lider Recep Yazıcıoğlu” kitabımızı okuyanlar bunu daha iyi anlayacaklar

SORU- Bizi hayata tutan şey nedir ? Biz niçin yaşıyoruz? Her insanın ortak amacı yok mu ?( Kenan Ateş)

CEVAP- Bizi hayata tutan sevgimiz ve bilgimiz olmalı. Her insanın amacı yarınlara kalmak. Bu başarılı çocuklar yetiştirme, güzel eserler bırakma da olabilir. “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” düsturu gereğince insanlara faydalı olmak bizlere mutluluk vermeli.

SORU- Sizin için maddi değerler mi önemli? Yoksa manevi değerler mi ? ( Aysun Dolu)

CEVAP- Benim için her zaman manevi değerler önemli olmuştur.Maddi değerlere önem verenler, mevki ve makama çok önem verenler belki unutulur ama maneviyata değer verenler uzun zaman unutulmaz. Recep Yazıcıoğlu da mevki ve makama ve maddi değerlere değil, manevi değerlere önem verdiği için bugün bizler buradan ayrılmasının üzerinden 11 sene geçmesine rağmen hayırla anmaktayız onu.

Hepinize teşekkür eder, başarılar dilerim

TURAN YALÇIN

TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..