Esad: PKK Türkiye İçin Neyse, Müslüman Kardeşler de Bizim İçin O

Komşularla sıfır sorun!

Kısa bir süre öncesine kadar, dış politikamızın nasıl bir yörüngeye oturtulmak istendiğini anlatan bir “slogan”...

Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” deyişini günümüzde de sürdürecek diye düşünülen “slogan”....

Alkış alan bir “slogan”...

Anımsayalım, 6 ay kadar önce, Türkiye-Suriye dostluğunu bütün dünyaya göstermek için iki ülkenin Bakanlar Kurulu, Şam’da ortak toplanıyor.

Suriye ile “vize” kalkıyor; elini kolunun salla sallaya komşu ülkeye git gel!

Sonra, ilişkiler daha gelişecek, iki ülke için yeni adımlar atılacak, “değişim”, yeni ufuklar açacak derken....

Bir de bakıyoruz ki, rüzgâr yön değiştirmiş, ortalığı toz duman kaplamış!

Değişim!

Ama nasıl değişim!

Şaşılacak görünse de, “değişim”e alışmış olanlar düşünülünce, hiç de yabancı gelmiyor “değişim”.

Değişen ne, kim değişti?

Bu soruların yanıtını bugünkü Cumhuriyet gazetesinde, Utku Çakırözer’in “Analiz” köşesinde buluyoruz.

Utku Çakırözer, geçen ay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu başkanlığındaki heyetle Suriye Devlet Başkanı Esad görüşmesine dayanarak, Esad’ın ağzından ilginç değerlendirmelere yer veriyor.

İşte, Utku Çakırözer’in yazısında yer alan, Esad’ın söylediği söylenenlerden satır başları:

Suriye laik olan tek Müslüman Arap devleti.

Laik ülkede mezheple uğraşılmaz.

Laikliğe zarar verecek örgütlenmeye izin vermem.

Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem.

Silahlı eylemcilerin elinde bol miktarda Türkiye menşeili silah bulduk.

Türkiye, anayasasını 30 yıldır değiştiremedi, benden üç ayda demokrasiyi yerleştirmemi bekliyorlar.

Bana baskı yapan devlet adamları aynaya bakıp kendi laikliklerini sorgulasın.

PKK Türkiye için neyse, Müslüman Kardeşler de bizim için o.

Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’in hamisi gibi davranması bizi üzüyor.??Ben değişmedim, Başbakanınız değişti.

Türkiye-Suriye dostluğunu ABD istemedi.

Ne Tunus, ne Libya, ne de Suriye’de dertleri demokrasi.

Asıl mesele kaynaklarımızı kontrol etmek.

Türkiye’den gelenler Obama’nın sözcüsü gibi davranıyor.

Reform sürecinde de Türkiye’yi örnek almak istiyorum.

Biz yardım beklerken tehditle karşımıza çıkılıyor, ‘Bırak git’ deniyor.

Daha mülteciler gelmeden Türkiye Hatay’da çadır kent kurdu.

*****

Satır başları, Suriye penceresinden bakışı gösteriyor.

Oysa daha 6 ay önce hem Türkiye, hem de Suriye penceresinden bakış, umut vericiydi; komşuluk ilişkililerinin her alanda gelişeceğini muştuluyordu.

Hava birden bire değişti!

Oturup bunun üzerinde düşünmek gerekiyor?

Öyle de, kim düşünecek; ayrıca, kim, kimin adına düşünecek?

“Komşularla sıfır sorun”, kimin işine gelmedi?

Soruya yanıt arayan, ama yanıt bulamayan, yanıtını bildiği halde, başka telden çalanlar için, gelin soruyu “soru çengeli”ne asalım, orada dursun!

TURGUT ÇELİK/ Mersin