Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '13

 
Kategori
Kitap
 

Eşeğin Karnındaki Elmas

Eşeğin Karnındaki Elmas
 

Eşek


Sıradan bir eşek; daha bir adı bile yok ama, Müjdat Gezen'in bir romanının kahramanı olmayı başarabilip, Milliyet Yayınları'nın Nisan 1977 basımı kitabının kapağında Bedri Koraman'ın çizgileri ile kendisine yer bulmuş.
 
Usta sanatçının, bir eşekten roman kahramanı yaratabilmesine aslında çok da şaşırmamak gerekiyor. Çünkü, şöyle bir düşününce halkımızın onlarca yıldır türlü çeşit hayvanlardan nice demokrasi kahramanları yarattığını hatırlayıp, ''Ah bunların yanında bir eşeğin kahramanlığından da ne olacak?'' diyesi geliyor insanın.
 
Onca yükün altına giren, gıkı bile çıkmayan, kendisine ne söylenirse yapan, ne istenirse itirazsız sineye çekene, eşek değil de ne denir? 
 
Günlük hayatın her anında ''eşek, eşşoğlueşşek, eşek herif...'' sözcüklerinin kullanıldığı bir ülkede, o eşeklerden birisinin de bir roman kahramanı olması çok mu şaşırtıcıdır?
 
''Oku baban gibi eşek olma'', virgülün nereye konulduğuna bağlı olarak anlamı değişen ve bizlere çok ufak şeylerin bile ne kadar önemli olduğunu gösteren aslında çok tanıdık bir cümle değil midir?
 
Roman, daha sonra Umur Bugay'ın da senaryoya yaptığı katkılarla ''Köşeyi Dönen Eşek'' hooops pardon ''Köşeyi Dönen Adam'' adıyla, Atıf Yılmaz'ın yönettiği ve Kemal Sunal'ın da başrolünde oynadığı bir film olur.
 
Her şey, iflasın eşiğindeki  Halktaş Holding'te iki yıldır çalışan ve sıradan bir hayatı olan Adem'e, köydeki amcası Boncuk Ağa'dan miras kalması ile başlar.
 
Adem, izin istemek için Genel Müdürü'nün karşısına çıkar, tam izin talebi reddedilecekken uyanık Genel Müdür'ün, ''Niye izin istiyorsun?'' diye sorması üzerine her şey biranda değişir.
 
Amcasından büyük bir miras kaldığını düşünen Adem, bu parayı aldıktan sonra şirkete yatıracak, bunun karşılığında da holdinge büyük ortak olacaktır.
 
Ancak büyük miras çıka çıka sıska bir eşek çıkınca, Adem de ortalık yerde düşer bayılır.
 
Evdeki hesaptır, doğal olarak çarşıya uymayan. 
Halktaş memuru Adem'e Boncuk Ağa'dan kalan, 
Açlıktan kemikleri görünen zavallı bir karakoçan.
Eşeğe olan ilginin sebebi, midesindeki elmastan...
 
Doktorların yaptıkları muayene sonucu midesinde koskocaman bir elmas olduğu anlaşılan eşek, ilgiyi hem kendisine hem de sahibi Adem'e toplar.
 
Adem şirkete yönetici olurken, eşek de bir şekilde kadroya alınır. Halktaş Holding Haysiyet Kurulu Başkanlığı'na 'tarihinde ilk olarak' bir eşek getirilir.
 
Mikrokamera ile çekilmiş fotoğraflarla varlığı kanıtlanan elmasın 'eşeği terketme anı'nda mutlaka civarlarda bir yerlerde olmak ve elması tutmak gerekir çünkü, Mazallah o an elması tutacak biri bulunmazsa, o yükseklikten yere düşüp parçalanacak elmasın değeri de sıfıra düşecektir.
 
Adem'in sözleşmeye koydurduğu ''Eşek, elması içinden almak için ameliyat edilemez'' maddesi, sıkıntılı bekleme süresinin daha da uzamasına neden olur...
 
Romanın bundan sonrası, Müjdat Gezen'in 'sonsuz' hayal gücüne bağlı olarak devam eder. 
 
Yetmişli yıllardan bugünlere değişenin ne olduğunu, insanın kendi kendisine sormasını sağlayan bir roman. Bir eşeğin peşine takılıp oradan oraya sürüklenen insanlar, eşeğin pislemesinin bile kendileri için hayırlı olacağına inanan, kıçının dibinden ayrılmayan kalabalıklar. Aradan geçen yaklaşık yarım asırda ne değişti, değişen ne?
 
Ben Milliyet Kitapları'nın yerinde olsam kitabı bugünlerde bir kez daha basarım. Kimilerimizin genlerinde bir eşeğin ardında, bilinçsizce her şeyi kabullenmek olduğu sürece, bu kitap daha çok baskı yapar, hele de her şeyin yok pahasına satıldığı bu günlerde, kesin yok satar.
 
 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..